2024 “Fransız” Olimpiyatları

26 Temmuz Cuma günü Fransa’nın başkenti Paris’te 2024 Yaz Olimpiyatları  Oyunları başladı. Paris’teki Sen Nehri’nin üzerinde görsel şov dikkatimizi çekti. Toplam 776 km uzunluğunda olan nehrin üzerinde 37 tane köprü bulunuyor. Çok büyük markaların sponsorluklarıyla gerçekleşen 2024 Olimpiyatlarında teknolojinin de fazlasıyla yer aldığını görebiliyoruz. Organizasyonda tahmini 1.24  milyar Euro’luk bir sponsorluk elde edildiği söyleniyor.

Tarihte ilk kez olimpiyatlara katılan kadın ve erkek sporcuların sayılarının eşit olması günü anlamlı kılan bir diğer haberdi. Dünya genelinde 3 milyar kişi tarafından izlenen olimpiyat çok büyük ilgi ve tepki çekti.

Yağmurun altında gerçekleşen olimpiyatlara Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach bizzat katıldılar. 204 ülkeden sporcuların katıldığı olimpiyatlara Türkiye 190. sırada çıktı.

Açılışta ünlü şarkıcı Lady Gaga sahne aldı. Binlerce dansçının yağmurun altında saatlerce dans etmesi büyük beğeni topladı. Olimpiyatların kapanışında ise yine dünyaca ünlü şarkıcı Celine Dion sahne alarak kapanışı gerçekleştirdi.

Meşale, olimpiyatlarda Fransa’nın ünlü ve tarihi yapıları olan Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali, ve Eyfel Kulesi’nde gezdirildi. Yağmurlu havaya rağmen yaklaşık 300.000 kişinin katıldığı olimpiyatlarda binlerce polis ve asker görev aldı.

Türkiye’nin bayrağını, Olimpiyat şampiyonları milli boksörümüz Busenaz Sürmeneli ve milli okçumuz Mete Gazoz taşıdı.

Fransa’da ki olimpiyatlar için şehirde yaşayan evsizler ve mülteciler başka şehirlere tahliye edildi. Çoğunluğunun Afrikalı göçmenlerden oluşan evsizler için sosyal temizlik ifadesinin kullanıldığı bu organizasyon çok fazla olumsuz yorum aldı.

Ayrıca Leonardo Da Vinci’nin Hz. İsa’nın ”SON AKŞAM YEMEĞİ’ tablosunu tasvir ettiği eserin LGBT’liler tarafından canlandırılması, Hristiyanlar tarafından hakaret olarak değerlendirildi.

Gelelim bizleri rahatsız eden sahnelere. Çok fazla LGBT vurgulanmış. Yani hem dansçılar, hem şarkıcılar, hem müzisyenler de bu vurgu çok fazla olduğundan biraz amacın saptırıldığını yani spor ile olimpiyatların ayrıştırıldığını görüyoruz. Spor açılışı bu şekilde olmamalıydı. Kültürel etkinlikler ile olimpiyat etkinliklerinin birbirinden ayrıldığı fakat aynı karede izlediğimiz çok enteresan bir organizasyondu.

Ben de çok ama çok garipsedim. Belki de olimpiyat tarihinin en berbat açılışına şahit olduk. Açıkçası sadece ben değil tüm dünya bu açılışa “Fransız” kaldık.

LGBT ‘ lilerin bu kadar ön plana çıkarılmasına ilk tepkileri veren kişilerden bir tanesi de Türkiye’den herkesin yakından tanıdığı bir isim. Herkesin sevdiği saydığı ünlü şarkıcı Selim Gülgören sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında olimpiyatta yer alan LGBT liler için “Bunlar nasıl tanıtımlar, nasıl insanlar, bunları çocuklarına nasıl izletecekler? Bir spor müsabakasının içinde bu sapkınlıkların ne işi var… İnanılır gibi değil” cümleleriyle isyan etti.

Giyilen kıyafetler, dj, dansçılar ve fonda şarkı söyleyenlerin sanırım gözlemlediğim kadarıyla tamamı eşcinseldi.
Dünyaya özgürlükler ülkesi, modern, sanatsal, tarihsel gücü olduğunu ispatlamaya çalışan ve bu anlamda mesajlar vermeye çalışan Fransa tek kelime ile sınıfta kaldı. Fransa’nın siyasi lideri Macron bu olimpiyatlar için “Yüzyıllar sonra bu tarihi organizasyon konuşulacak” dedi. Haklı, bence de unutulmayacak skandallarla anımsanacak bir açılıştı.

Onu bunu bilmem. Tek bildiğim, bu organizasyon olimpiyat ruhuna hiç ama hiç yakışmadı. Kusura bakmayın. Olimpiyatlar “Spor” adına yapılır… Sizler sanırım Kültür ve Sanat Festivali ile olimpiyat organizasyonlarını karıştırmışsınız.

Kısacası duvara toslamışsınız!