Pes etmeyen bir kadının başarı hikayesi: Şebnem Öztürk

2004-2005 yıllarında lisans eğitimini tamamladıktan sonra işsiz kalan Şebnem Öztürk, o dönemde ablasının kendisine etkinlik sektöründen bahsetmesiyle bir araştırma sürecine girdi. Karakteri gereği girişken ve öne atılmaya yatkın olan Öztürk, hızla sektörü araştırıp faaliyete geçti. Şu anda sektörde 18. yılını yaşayan Öztürk’ün başarıya giden yolu, zorluklarla ve uzun hikayelerle dolu. Ancak her ne olursa olsun, hiç düşünmediği bir alanda başladığı bu yolculuk, hayatını bambaşka bir noktaya evrildi. Bu süreç, ona sadece bir kariyer değil, aynı zamanda hayatını yeniden şekillendiren derin bir deneyim sundu.

“BAŞARIYI KANITLAMAK EN ÖNEMLİ NOKTA”

Sektörde kadın olmanın artı ve eksilerini anlatan Şebnem Öztürk, fizyolojik ve biyolojik anlamda kadınların narin ve hassas olabileceğini belirtti. Öztürk, “Duygusal yönleri baskın olsa da analitik düşünme ve beceriklilik konusunda kadınların her sektörde çok başarılı olduğuna dair pek çok örnek verebilirim. Kadın olmak, ülkemizde zor; iş hayatında ismini duyurmak, "Ben buradayım" diyerek varlığını ispat etmek ve bunu işindeki başarıyla kanıtlamak en önemli noktadır. Bu yüzden çok emin adımlarla yürüdüm, kararlıydım. Başarılı olmak bir hedef değildi; başarısız bir hayatı yürütemezdim. Her alanda zorluklarla karşılaştım, ancak eğer amacınız başarı yolunda ilerlemekse, o zaman farkındalık yaratır ve işinizin en iyisi olursunuz” dedi.

“GERÇEKTEN ÇOK ŞANSLIYIM’’

İş ile aile hayatının birlikte yürütülmesi konusunda şanslı olduğunu ifade eden Şebnem Öztürk, ailesi tarafında hiç zorluk çekmediğini ve eşinin her daim destekçisi olduğunu söyledi. Öztürk, “Çok anlayışlı bir eşim var, her daim başarılarımla ve iş hayatımdaki tempomla ilgili yanımda ve destekçi. Kendisiyle hayatı birlikte paylaşıyoruz; ben ticaretle uğraşan taraftayım, o ise beyaz yaka mühendis olan tarafta. Hafta sonları esnek çalıştığı için, işimde de bana eşim olarak destek verebiliyor. Gerçekten çok şanslıyım, eşim bana sonsuz destek veriyor. Aile hayatı ile iş hayatını pek karıştırmamak lazım, ama ben de eşimin desteğini suistimal etmiyorum çünkü suistimal etmemek çok önemli bir husus” şeklinde konuştu.

LİDER, ÖZGÜR, YARATICI...

Kadın olmayı üç kelimeyle tanımlayan Öztürk, kadın olmanın lider, özgür ve yaratıcı olmak olduğunu ifade etti. Ayrıca kadınların emekleri konusunda hayatları boyunca ciddi zorluklar yaşadığını vurgulayan Şebnem Hanım, kadın ve emek konusunun, kadınların karşılaştığı büyük zorlukları gözler önüne serdiğini belirtti. Öztürk, ‘Yaşadığımız coğrafya ve ülkemizde, laik ve demokratik kurallara dayalı bir Cumhuriyet'te yaşıyoruz, ancak başka ülkelere, özellikle İran ve Irak gibi yakın örneklere baktığımızda, Orta Doğu'daki kadınların hayatları oldukça farklı. Bu kadınlar, eşlerinin belirlediği hayatı yaşamak zorunda kalıyorlar; kendi söz hakları yok, sadece çocuk yapma, evde yemek yapma, eşlerinin isteklerine karşılık verme ve temizlikle sınırlı bir yaşamları var. Kadının kendi adı, yeteneklerini keşfetme imkanı ve isteme lüksü yok’’ diyerek belirtti.

“EN İYİSİ OLMAK...”

Amacının hiçbir zaman başarmak olmadığını en iyi olmak istediğini vurgulayan Şebnem Hanım, hedefinin, bir nefeslik bir heves gibi değil, her zaman yaptığı işin en iyisi ve yeniliklerin öncüsü olmak olduğunu söyledi. Bunun sebebini de sektörün sürekli yenilik gerektiren bir sektör olduğunu ve teknolojiye ayak uydurmak için ciddi eğitimler alındığını belirtti.

“HEYECANIMIZ HİÇ BİTMİYOR”

Kendisini dinç tutan ve motive eden şeyleri açıklayan Öztürk, “Araştırmacı kimliğim hiç bitmiyor. Her zaman nasıl daha iyi icra edebilirim ve burada nasıl mutlu edebilirim konusunda düşünmek. Hem kurumsal etkinlikler yapıyoruz, hem de düğün ve davet organizasyonları gerçekleştiriyoruz. İnsanların bir daha tekrarlanmayan tek gününün sorumluluğunu ve güvenini almak çok önemli. Biz sadece bir günde ve bir kez yaşanacak bir etkinlik düzenliyoruz. Bu nedenle her şeyin ayrıntısına kadar düşünülmesi, en iyisinin nasıl yapılacağına odaklanılması gereken bir iş. Bizim heyecanımız hiç bitmiyor, çünkü hep mutlu etmenin yolunu bulmak için çalışıyoruz. Belki de bu stres, beni dinç tutuyor” dedi.

“ÖNEMLİ OLAN PES ETMEMEK”

Güçsüz ve hayata yeniden başlamak isteyen kadınlara yönelik tavsiyelerini paylaşan Şebnem Hanım, büyük başarıların konfor alanının dışında başladığını belirterek, “Risk almaktan korkmayın, ancak bunu bilinçli ve stratejik bir şekilde yapın. Sektördeki yeniliklere odaklanın, hedeflerinize uygun eğitimler alın ve beceriler kazanın; bilgi ve deneyim sizi rakiplerinizden bir adım öne çıkarır. Başarılı insanlarla tanışın, işbirlikleri yapın ve doğru kişilerle bağlantı kurun; çünkü bu fırsatlarınızı artırır. Her işin zorlukları vardır, önemli olan pes etmemek ve çözüm odaklı yaklaşmaktır. Kadın liderler bazen daha fazla eleştiriye maruz kalabilir, bu yüzden özgüveninizi her zaman koruyun ve kendinize olan inancınızı kaybetmeyin. Başarı sadece iş hayatında değil, dengeli bir yaşamda da saklıdır; o yüzden kendinize, ailenize ve sevdiklerinize vakit ayırmayı unutmayın’’ diyerek, güçlü bir yaşam için önerilerde bulundu.

“GÜÇLÜ KADINLAR GÜÇLÜ TOPLUMLARIN TEMELİDİR”

Şebnem Öztürk Organizasyon'un sahibi Şebnem Öztürk, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde samimi, güçlü ve içten mesajında, kadınların her daim desteklenmesini ve değer görmesini bir kez daha hatırlattı, Öztürk, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sadece bir kutlama günü değil, kadınların eşit hakları için verdiği mücadelenin ve elde edilen kazanımların sembolüdür. İş hayatında ve toplumda kadınların güçlenmesi, desteklenmesi ve hak ettikleri değeri görmesi gerektiğini hatırlatan bir gündür. Başarılı bir iş kadını olarak kendi yolumu çizerken karşılaştığım zorlukları ve bunları aşmak için gösterdiğim çabayı düşünüyorum. Bugün tüm kadınların seslerinin daha güçlü çıkmasını, cesur adımlar atmalarını ve birbirlerini desteklemelerini diliyorum. Çünkü güçlü kadınlar, güçlü toplumların temelidir ’’dedi.