Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Bu sendikada başkan işçilerden yüksek maaş alamıyor! Nakliyat İş’ten Erdal Kopal anlattı

Son dönemde yaşanan uzun süreli ekonomik krizin etkileri toplumun tüm kesimlerini sarsmaya devam ediyor. Bu süreçte işçi-sendika ilişkileri ise dikkat çekiyor. Gazetemize konuşan Nakliyat İş Gebze Şube Başkanı Erdal Kopal, “Sendika yöneticileri genel başkan dahil ortalama işçi ücreti almalıdır. Türkiye’de sanıyorum bunu tek uygulayan, böyle bir tüzük maddesi olan sendika biziz.” dedi.

Son dönemde yaşanan uzun

Türkiye uzun süreli bir ekonomik krizin içinde. Kriz toplumun tüm kesimlerini etkilerken, işçi sınıfı da bunu en yakından hisseden kesimin içinde yer alıyor. Ekonomik krizin ağırlığı arttıkça işçi-sendika ilişkilerinin önemi günden güne daha fazla ortaya çıkıyor. Türkiye’de 16 milyon 973 bin işçinin sadece 2 milyon 512’si sendikalara üye. Bu işçilerin sadece ortalama %14,8’inin örgütlü olduğu anlamına geliyor. Türkiye’de ve özelde Kocaeli’de son dönem ısrarcı tavrıyla kazandığı başarılarla öne çıkan bir sendika var: Nakliyat İş. Nakliyat İş’in Gebze Şube Başkanı Erdal Kopan’la Nakliyat İş tarihini ve güncel mücadele alanlarını konuştuk.

Nakliyat İş son zamanlarda girdiği fabrikalarda kazanımlarıyla öne çıktınız. Dinçer Lojistik, Havı Lojistik gibi önemli yerlerde başarılar kazandınız fakat yeterince tanındığınızı düşünmüyorum. Bu nedenle Nakliyat İş’in faaliyet kolları, üye yapısı ve tarihi hakkında konuşarak başlayabiliriz diye düşünüyorum.

Nakliyat İş DİSK’e bağlı olarak 1975’te kuruldu. İstanbul’da tütün fabrikasında taşımacılık yapan işçilerin kurduğu bir sendika. 1975’ten beri faaliyet yürütüyoruz ama 1980’de 12 Eylül faşist darbesiyle DİSK ve DİSK’e bağlı sendikaların kapatıldığı süreçte Nakliyat İş de kapatıldı. Yöneticileri cezaevine atıldı. 1993’te beraat çıkınca yöneticiler dışarı çıktı. Örgütlenme faaliyetlerine başlandı. O güne kadar bütün üyeleri 12 Eylül faşist darbesi tarafından süngü zoruyla Türk İş’e geçirildi. Sıfırdan örgütlenme sürecine başlandı DİSK’e bağlı diğer sendikalar gibi.

12 EYLÜL SONRASI YENİ DÖNEM

12 Eylül’den sonra ilk büyük işçi işgalini gerçekleştirdi. Tarihsel anlamda Aras Kargo işgali, grevini yürüttü çok önemli bir grev ve işgaldir. Ondan sonra Nakliyat İş kara taşımacılığı alanında örgütlenen ve yetkili bir sendikaydı. O mücadele kargolarda, lojistiklerde sürdü. ABD emperyalizminin simgelerinden birisi olan Coca Cola’da büyük bir örgütlenme mücadelesi oldu. Coca Cola işgali eylemi oldu. Binin üzerinde polis, çevik kuvvet gaz bombalarıyla işçiler, aileler ve çocuklarıyla iş yeri içerisindeyken müdahale ettiler. Bu mücadele yasalara, davalara gerek kalmadan büyük kazanımlarla sona erdi. İşte Arçelik Koç’a bağlı örgütlenmemiz oldu. Orada bulunan sarı sendika asla aşılamaz denilirken, asla DİSK’i Nakliyat İş’i buraya sokmam demişti. Bunlar çok uzun süreli direnişler… Yedi ayı, bir yılı aşan direnişler bunlar.

KISITLI ŞARTLAR BÜYÜK BAŞARILAR

Tabi Türkiye’de işverenler, sermaye sahipleri parababaları, yerli sermaye sahipleri ve uluslararası tekellerde Türkiye’nin ucuz işgücü cenneti olmasından dolayı yatırım yapıyorlar, teşviklerden yararlanıyorlar. Sendikasız, örgütsüz bir alan peşindeler. Sendikaların mücadeleleri bu yüzden uzun sürüyor. Sendikanın ekonomik olanakları, kadrosu, uzun soluklu, başarıyla sonuçlandıracak koşullara da ihtiyaç var. Bu örgütlenmelerin çoğu sınırlı insan gücü ve kadrolarla yürütülüyor. Ona rağmen Türkiye’nin parababası Koç’ta, 7 aylık mücadele sonucunda hem fabrikadaki direniş alanında, servislerin içeriye sokulmamasından tutalım, Nakkaş Tepe’deki Koç Holding’in önündeki o karın altında, rüzgarın altında bir mücadele yürütüldü. 7 ayın sonunda yer gök bir araya gelse Disk Nakliyat İş giremez diyen Koç’a karşı Nakliyat İş toplu sözleşme imzaladı. 20 yıllık taşeron işçiler bizim mücadelemiz sayesinde kadroya geçti.

HER YERDE MÜCADELE: KARA, HAVA VE DEMİRYOLU

Şöyle, bir az önce dediğimden devamla aynı zamanda bir havacılık ve demiryolu kolunda da yetkili sendikayız. Daha önce kara taşımacılığı, hava ve demiryolu ayrı iş kollarıydı. Bunlar taşımacılık iş kolu olarak birleştirildi. Şimdi havacılıkta Pegasus’ta önemli bir direniş mücadele süreci yürüttük. Henüz toplu iş sözleşmesi imzalayamadık fakat mücadelemiz sürüyor. Sabiha Gökçen’i işleten Terminal A.Ş yani Malezyalı şirket İSG, devletten ihaleyi alan şirkette de örgütlendik. Şu anda 500’ü aşan çalışan var, yetki de aldık. Havacılıkta da toplu iş sözleşmesi dönemini başlatacağız. Dünyanın en büyük kargo şirketi Fedex 600’ün üzerinde kargo uçağı var, orada da örgütlendik ve toplu iş sözleşmesi imzaladık. İşverenin itirazına rağmen önemli eylemler yaparak süreci daha kısa dönemde bitirdik. Gebze’de lojistik sektörlerinde örgütlülüğümüz var. İlk defa Antalya’da demiryolu olarak, Metro’da örgütlendik. Antalya Ulaşım’da, toplu iş sözleşmesi örnek olabilecek mücadele örneği gösterdik. Sarı sendikadan istifaden işçiler bizi tercih etti. Adapazarı, Sivas’taki vagon fabrikası IC Endüstri’de örgütlendik, yakın zamanda toplu iş sözleşmesi yaparak sonlandıracağız.

Bu anlattıklarınız, üstüne benim buraya gelme nedenimi birleştirince ortaya şöyle bir iddia çıkıyor: Nakliyat İş’in diğer sendikalardan farklı bir sendikacılık anlayışı var… Peki bu farka dair neler söyleyebilirsiniz?

Nakliyat İş tarihi işgal, direniş ve grevler tarihidir. DİSK içerisindeki en dinamik sendikaların başında gelir. İşçi işkolunun da özelliklerinden kaynaklı bir fabrika gibi üretim iş kolu değil. Yani hizmet iş kolu, lojistik taşımacılık olunca… Bugün örgütlenseniz yarın iş yeri taşınabilen bir iş kolu bu. Bir başka yere kaçma şansı olabiliyor işverenin, kolay taşınıyor depo. Bir fabrikayı hemen taşıyamazsın… Biz burada hem çok dağınık, bir lojistik firması örneğin Dinçer Lojistik hem Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Diyarbakır, Adana’ya kadar birçok bölgede dağınık… Bütün bu bölgeye yayılan tüm depolara girmek amacımız. Dinçer Lojistik’te çoğunluğu sağlamak üzereyiz. Yoğun bir seferberlik hali içerisindeyiz, yönetici arkadaşlarımız herkes sahada.
Böylesine dağınık işçi sirkülasyonunun yoğun olduğu, emek sömürüsün yoğun olduğu, kuralsız güvencesiz çalışmanın çok yaygın olduğu bir iş kolunda örgütlenme çalışmalarını yürütüyoruz. Burada farklı konfederasyonlara bağlı sendikalar var, bir az önce sorduğunuz soru vardı: Nakliyat İş’in diğer sendikalardan farkı ne? Bizim en büyük farkımız “parababalarının” hak gaspına karşı mücadele ederken aynı zamanda “sarı sendikaların” ihanetlerine karşı da mücadele etmeyi önemsiyoruz.

Sizin için sadece sermayedarlar değil aynı zamanda sarı sendika da bir mücadele edilecek bir alan olarak duruyor. Peki nedir bu sarı sendikacılık?

Türkiye’de hakim sendikal anlayış, sarı sendikal anlayış. İşbirlikçi sendikacı anlayış. Varlık sebebi, işçilerin ekonomik demokratik mücadelesinde onlara önderlik yapmak olan sendikacılık anlayışının ne yazık ki ücret ve aidat sendikacılığına dönüşen sürecini görüyoruz. Bu Amerikan tipi sendikal anlayışa dönmek demek. Türk İş bunun en güzel örneğidir. Uzun yıllar Amerikan emperyalizmi tarafından desteklenmiş, CİA fonlarıyla maaşlarını almış bir sendikadır.

SENDİKACILIK MESLEK DEĞİLDİR

DİSK’in ortaya çıkışı sarı sendikacılığa karşıdır. Mücadele buradan doğmuştur. Anti emperyalist bir sendikacılığın adıdır DİSK. Biz de Nakliyat İş olarak DİSK’in adına, tarihine, mücadele geleneğine sahip çıkan bir anlayışı benimsiyoruz. Biz bu iş kolunda sendikal anlamda da, sendika yöneticilerine dair en önemli maddelerimizden birisi:

Sendika yöneticileri genel başkan dahil ortalama işçi ücreti almalıdır. * Türkiye’de sanıyorum bunu tek uygulayan, böyle bir tüzük maddesi olan sendika biziz. Sendika yöneticisi, sendikacılık bir meslek değildir. Sendikacılık bir mücadele alanıdır. Buradaki sendikacıların daha idealist, daha mücadeleci olmalıdır. İnsanın düşüncesini belirleyen şey maddi yaşamıdır. İşçi gibi yaşamalıdır sendikacı. Türk İş’te 300 bin lira maaş alan sendika genel başkanları var. 300 bin lira maaş alan, tüm olanakları kendine yontan sendikacı işçileri nasıl anlayabilir? O koltuğu işçilikten çıkıp oraya gelenler, o koltuğu bırakmamak için her türlü ihaneti yapar duruma geliyorlar. O yüzden sendika yöneticileri işçi gibi yaşamalı diyoruz.

Hamiş: Röportajımızı iki kısma ayırdık, ikincisi bugün (26 Eylül) 19.00 sonrasında yayınlanacak.

*MADDE 50- GÖREVLİLERİN ÜCRETLERİ

Yönetici ve personelin ücretleri sendikanın kurulu bulunduğu iş kolundaki ortalama işçi ücretinden fazla olamaz. Ücretler bu ilke çerçevesinde Genel Yönetim Kurulu tarafından belirlenir.

İşçiler sendikalara güvenmiyor! Kopal nedenlerini anlattı