Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Buket Afkan

Komedi mi, dram mı? Siyaset sahnesinde ne izliyoruz biz?

Grotesk bir politik film izliyoruz aslında. Dışarıdan izleyecek biri için son derece komik olduğuna inandığım bu film, ne yazık ki Türkiye’de geçiyor. Gülemememizin nedeni bu.

Meral Akşener’in 6 Mart’ta 6’lı Masa’dan kalkması ve üç gün sonra geri dönmesiyle başladı bütün hikaye. Bir buçuk yılda alınamayan bir kararı üç günde aldılar. O kadar mantıksız görünüyordu ki yaşananlar, açıklama çabaları komplo teorilerine kadar vardı. Beynimiz böyle çalışıyor çünkü, bu kadar anlamsız bir şeyi ancak boşlukları dolduracak hikayeler yazarak anlamlandırabiliyoruz.

“En azından mutlu sonla bitti” diye avutmaya çalıştı çoğunluk kendini. Son anda aileler arasında kriz çıkmış, nikah iptal edilmişken araya amcalar, teyzeler girmiş de nikah masasına dönülmüş gibi herkes derin bir nefes aldı. Tabii hala aklı başında olan birileri “Bunlar şimdiden böyleyse, bu evlilik nasıl yürüyecek” diye düşünmedi değil.

Altılı Masa en nihayetinde adayını açıklamıştı ki, bu kez de karşı cepheden izaha muhtaç hamleler gelmeye başladı.

İkisi radikal Türk milliyetçisi üç partiden oluşan milliyetçi-muhafazakar çizgideki Cumhur İttifakı, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile birlikte 5 polis memurunu öldüren Hizbullah’ın devamı, Kürt milliyetçisi HÜDA PAR ile seçim ittifakı yapmaya karar verdi.

Parti programında, özerkliğin serbestçe tartışılabileceğini vaat eden HÜDA PAR hakkında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tamamen yerli ve milli bir yapı” dedi.

Tehlikeli Oyunlar’daki “Kelimler albayım, bazı anlamlara gelmiyor” cümlesini analım Oğuz Atay’ın ve geçelim.
*****

Bu arada başka bir fars sahneye konuluyordu. Daha bir yıl önce “Cumhur İttifakı ile bir araya gelme ihtimalimiz yüzde 1’in altında” diyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan sahneye çıkmış, genç yaşına ve deneyim eksikliğine rağmen siyasi pazarlıkta eline su dökülemeyecek olağanüstü bir yetenek olduğunu ispat ediyordu.

İki gün önce Cumhur İttifakı’nın teklifini canlı yayında, partililerin alkışları ve tezahüratları arasında reddeden ve Cumhurbaşkanı adayı olduğunu kalabalığın coşkulu desteğiyle açıklayan Erbakan, bir sahur vakti görüşme trafiğinin ardından Külliye’ye gitmiş ve ittifak deklarasyonuna imzayı atmıştı.

Türk siyasetinin oyun kurallarını Süleyman Demirel vecizelerinde bulabilirsiniz ve bunların başında “Dün dündür, bugün bugündür” gelmektedir.

Siyaset bilimciler buna “Tutarlılık kaygısı taşımayan bir pragmatizmin oportünizme kayması” falan diyebilir, bizim üstadımız “Dün dündür, siyasette 24 saat uzun bir süredir” diyor.

Bu sırada, yağmur çamur demeden günlerdir Erbakan’ı Cumhurbaşkanı adayı yapmak için imza toplayanlar, işini gücünü bırakıp imza vermek için koşturanlar biraz bozuldu tabii. YRP temsilcisi sosyal medyadan imzalar için teşekkür edince pek kibar karşılanmamış doğal olarak. “Hakkımı helal etmiyorum” sitemleri havada uçuşuyor.

Zaten iki gün önce Erbakan, tabanının yüzde 60’ının ittifaka karşı çıktığını söylememiş miydi? Ama siz böyle teferruatlara takılırsanız dün dünde kalmaz hanımlar, beyler. Önümüze nasıl bakacağız?

“Türkiye tarihinin en önemli seçimini yapacak. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını bu seçim sonuçları belirleyecek” gibi ciddi ciddi, büyük büyük laflar edenleri boş verin. Her şeyi fazla ciddiye alıyorlar.

Bakın sahnede başka bir aktör baş döndüren bir performans sergiliyor. Kendisinin tek bir kusuru var, birinci turda kazanamıyor! İkinci turda kesin kazanıyor ama rahat olun. Kılıçdaroğlu ağabeyine bir kıyabilse, işlem tamam! O kadar seviyor ki ağabeyini cumhurbaşkanlığından vazgeçip yardımcılığa da razı olacak gibi görünüyor.

İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu ile mi devam edelim, milyonların oyunu alacağını iddia ederek meydana çıkıp, değil 100 bin imzayı 10 bin imzayı toplayamayanlarla mı?

Bence burada bırakalım ve izlemeye devam edelim. Varsayın ki olaylar başka bir ülkede geçiyor. O mesafeyi koyamazsanız, komedi olur size trajedi!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER