Ahsen-i Takvim

Dr. Hikmet Erbıyık

Dr. Hikmet Erbıyık

Tüm Yazıları

AHSEN-İ TAKVİM: İnsana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim.

“Ahsen-i takvîm” ifadesi, “Andolsun ki biz insanı en güzel şekilde yarattık” (et-Tîn 95/4) meâlindeki âyette geçmektedir. Yaratıkların en mükemmeli olan insandaki güzelliğin kaynağı, bazı âyet ve hadislerde dile getirildiği üzere, Allah’ın onu “tesviye etmesi”, “kendi eliyle” yaratıp ruhundan üflemesi (bk. Sâd 38/72), kendi sûreti üzere yaratması (bk. Buhârî, “Eẕân”, 11; Müslim, “Birr”, 32) ve onu yeryüzünde kendine halife kılmasıdır (bk. el-Bakara 2/30).

İnsan, bazılarına göre hem ruh hem beden, bazılarına göre ise sadece ruh yönünden yaratılmışların en güzelidir. Birincilere göre ruh güzelliği daha önemli olmakla beraber, o vücut ve şekil itibariyle de yaratılmışların en güzelidir; tam mânasıyla mükemmel bir varlıktır. İkinci görüşü savunanlara göre illiyyînde ruh olarak en güzel şekilde yaratılan insan daha sonra beden kafesine konularak “esfeli sâfilîn” denilen madde âlemine indirilmiştir (bk. et-Tîn 95/5); tekrar ilk ve en güzel şeklini elde etmek için çabalamaktadır.

Abdülkerîm el-Cîlî’ye göre insanın kâmil ve en güzel oluşunun sebebi, “Hakk’ın nüshası” olmasıdır. İnsanın sahip olduğu fevkalâde güzelliği hem ilâhî, hem beşerî aşkın kaynağı olarak gören sûfîler bu güzelliğe duyulan mecazi aşkı hakiki aşkın vasıtası saymışlardır. (1)

TDV İslâm Ansiklopedisi-2. Cild Sayfa 178 Istanbul- 1989.

Allah CC tarafından insan-ı kâmil olan insana bahşedilen bu manevi mertebe için duygu ve düşüncelerimizi biz de aşağıdaki kaside ile (kısaltarak) dile getirmeye çalıştık;

(İnsan ahsen-i takvimde yaratıldığı ve ona gayet câmi’ bir istidad verildiği için; esfel-i safilînden tâ a’lâ-yı illiyyîne, ferşten tâ arşa, zerreden tâ şemse kadar…… nihayetsiz sukut ve suuda giden iki yol onun önünde açılmış bir mu’cize-i kudret ve netice-i hilkat ve acube-i san’at olarak şu dünyaya gönderilmiştir….23. Söz..)

AHSEN-İ TAKVİM

Derk eyle kıymetini beni Âdem ül insan

Ahsen-i takvim üzre halk olmuşsun hususan..

Fıtratında bahşolmuş çok câmî bir istidâd

Sukut ve suûduna konulmamış hiçbir had..

Esfel-i safilînden a’lâ-yı illiyyîne

Sınır yok maniâ yok kesb-i meratîbine

Önünde binbir türlü tekâmül-ü derecât

Veya tedenni için ma-teessüf derekât..

Ey insan! önündedir bir meydân-ı imtihan

Kesb-i hasenât eyler insan olan bir insan..

Şükrünü müdrik ol ki netice-i hilkat’sin

Bir acib sun-u bedî eser-i hakikat’sin..

A’lâ-yı illiyyîne sevk eder nûr-u iman

Derecât ve hasenât kesbeder böyle insan..

Hem de Cennet’e lâyık bir âli kıymet alır

Defter-i hasenât’ta bir hüsn-ü kayıt kalır..

Esfel-i sâfilîne düşürür küfr-ü zulmet

Cehennem için ehil ne elim bir vaziyyet..

Rabb-i Rahim nezdinde iman büyük intisab

San’at-ı İlahi’nin tezâhürüne nisâb..

Küfür, o intisâb’ı keser yazık kat’eder

İnsan’ı şekâvet’le perişan bedbaht eder..

Bu kat ile gizlenir San’at-ı Rabbaniye

Hak’tan udûl edenler fâniye ve zâile..

İnsan elbet nümûne Rabbâni bir san’at’a

Bir misal-i musaggar asâr-ı kâinat’a

İnsan bütün esmanın cilvelerine mazhar

Üzerinde işlenmiş bin nukûş-u manidar..

Manidar nakışları okutur îman nuru

Nukûşu vâzıh okur mü’minler’in şuuru..

Ehl-i îman üstünde cilve-i Samedâni

Böyle tezahür eder hem san’at-ı Rabbani..

İnsanı insan eder Mevla’ya teabbud’u

İntisab-ı iman’la ne yüksektir suud’u..

Mahlukât’ın fevkinde insan’ın i’tilâsı

Hulk’unu tezyin eder iz’ân’ı ve ihlâsı..

İnsan bu kemalât’la Cennet’e ehil elyâk

Emr-i bil ma’ruf için gayreti pür iştiyâk..

İnsanı tenvir eder iman parlak bir nurdur

Mektûbat-ı Rabbâni bu nur ile okunur..

Şu kitâb-ı kainat şu nur’la ziya bulur

Mâzi ile müstakbel zulümattan kurtulur..

Elbet iman hem nurdur hem kuvvet-i manevi

Nûr-u iman’la meşbû mü’minler’in can evi..

Sâhib-ül iman kişi ref eder zulümât’ı

Def eder iman ile savlet-i hücumât’ı

İman nûru tevhide teslim’e ışık saçar

Teslim tevekkül ile Cennet’e bir yol açar..

Hikmet Erbıyık, 22.04.2023, Güzelce

Lügatçe: Derk eyle: fakına var, anlamaya çalış Ahsen-i takvim: İnsana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim. Fıtrat: Yaratılış özelliği, doğuştan gelen özellik, Câmî: Çok geniş kapsamlı, İstidâd: Kabiliyet, yetenek,… Sukut:Alçalma,ahlâken geri gitme, Suûd: Yükselme, manevi mertebeler kazanma, Had:Sınır, kısıt, limit, Esfel-i safilîn:Kur’an-ı Kerim’in beyanına göre insanın ahlaken alçalarak en aşağı seviyeye düşmesi. A’lâ-yı illiyyîn: Kurân-ı Kerim’in beyanına göre insanın rıza-yı İlahi’yi kazanarak manen en üstün mertebelere çıkması, Cennet’i kazanacak bir dereceye çıkması. Maniâ:Engel, barikat, mani ,…. Kesb-i meratîb: Yüksek mertebeler yüksek dereceler kazanmak,… Tekâmül-ü derecât: Gelişme-ilerleme yolunda elde edilen mertebeler, dereceler. Tedenni:Alçalma, manen gerileme,…Ma-teessüf: Ne yazık, çok yazık ki,…Derekât: Alçalma yönünde varılan seviyeler. Kesb-i hasenât : İyilik sevap kazanmak, hayırlı amellerle rıza-yı İlahi’ye uygun faydalı işler yapmak,… Müdrik ol: İdrak et, anlamaya çalış,..Netice-i hilkat: Yaratılışın gayesi, yaratılışın neticesi

Acib: Hayranlık verecek şekilde mükemmel olma, Sun-u bedî: Güzel sanat, Cenab-ı Hakk’ın yarattığı mükemmel bir mahluk. Eser-i hakikat: Hakkat eseri, gerçek eser,

Derecât: Dereceler, mertebeler , Hasenât:Haseneler, faydalı işler, faydalı ameller, sevaplar,.. Kesb etmek: Kazanmak, elde etmek,..

Hüsn-ü kayıt: Güzel bir kayıt, güzel bir iz, Defter-i hasenât: Faydalı amellerin, sevapların yazıldığı defter. Küfr-ü zulmet: Küfrün karanlığı, küfrün insanı çaresiz, karanlıkta bırakması, Elim: Elemli, kederli İntisab: Bir güce, bir otoriteye, bir gruba katılma, sığınma ait olma…San’at-ı İlahi: İlahi sanat Tezâhür: Açığa çıkma, görünme,

Nisâb: Karşılaştırma ölçüsü, mikyas, derece Şekâvet: Kötü yaratılışlı, kötü iş işleyecek tıynette olma, kutsuzluk

Hak’tan udûl: Hak yoldan ayrılma, İslami yoldan çıkma,…Fâniye: Kısa

bir süre sonra ömrünü tüketip gidecekler. Zâile: Devamlı ve kalıcı olmayan, sona erenler , yok olan, ortadan kalkanlar. Misal-i musaggar: Küçük bir misal, küçük boyutlu bir örnek,..

Asâr-ı kâinat : Kainat eserleri, kainat içinde yaratılan her şey,…

Nukûş-u manidar: Manidar nakışlar, Anlamlı faydalı nakışlar, Vâzıh:Çok açık kolay anlaşılır,…

Cilve-i Samedâni: Cenab-ı Hakk’ın sevdiği eşyalar, kâinat ve kullar üzerinde nûrunu yansıtması.

Mevla’ya teabbud: Sadece Cenab-I Hakka’ ibadet etmek, kulluk vazifesini yerine getirmek..

İntisab-ı iman: İmanı kazanarak İslamiyet’te kazananlar, bağışlananlar grubuna dahil olmak.

Suud: Faydalı ameller faydalı işler yaparak insanın terakki ile yükselmesi..

Hulk: ahlaki seviye, manevi değerler, Tezyin:Süsleme, güzelleştirme, zenginleştirme,

İz’ân: Anlayış, kavrayış, ferâset:

İhlâs: Allah’ı CC görür gibi samimi ibadet etme hissi

Kemalât: İyilikler, güzellikler, sevaplar, olgunlukla kazanılan ameller

Cennet’e ehil: Cennet’e layık,

Elyâk: Layık, uygun

Emr-i bil ma’ruf: İyiliği emretmek ve özendirmek, iyiliği faydalı amelleri tebliğ etmek,

İştiyâk: Kuvvetli arzu, kuvvetli istek

Tenvir : Aydınlatma Mektûbat-ı

Rabbâni: Rabbani özellikler, Cenab-ı Hakk’ın birliğini vahdaniyetini gösteren deliller, ayetler…

Mâzi: Geçmiş zaman , Müstakbel: Gelecek zaman

Zulümat: Küfrün oluşturduğu karanlıklar,

Meşbu: Doymuş, dopdolu olmuş, dopdolu hâle gelmiş, dolmuş, dolu,

Ref eder: Kaldırır, uzaklaştırır, yok eder,..

Zulümât: zulümler, karanlıklar

Def eder: Uzaklaştırır, bertaraf eder, zararsız hale getirir

Savlet-i hücumât: küfrün iman cephesine hücum ederek başarı kazanması, zafer kazanması,..

Berzah: Dünya ile âhiret arasında ruhların kıyâmeti bekledikleri yer

Dâr-ı Beka: Ebedi kalınacak ahiret alemi. Baki alem. Suhûlet: Kolaylık, bir işi zahmetsiz yapma, kolaylık gösterme.

Tevhid: Allah’ın birliğine inanma, bir ve tek olduğunu kabul edip söyleme

Teslim: Allah’ın birliğine kuvvetli iman ederek daima Allah’a niyaz ve duada bulunma başına gelen her türlü bela ve sıkıntıya sabırla karşılık verme.