Ahmet Kıvanç Kutluca: Kocaeli’ye acilen müdahale etmemiz gerekiyor!
KOÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Kıvanç Kutluca, Cedit Mahallesi’nde sürdürülen kentsel dönüşüm çalışmaları ve beklenen Marmara depreminin olası etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ÖZEL HABER - MELİH CAN ŞENOL
Nokta Gazetesi olarak başlattığımız Akademik Bakış adlı röportaj serisinin konuğu olan Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Kıvanç Kutluca, kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan sorunlar ve Cedit Mahallesi’nde sürdürülen proje hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
“SÜRMEKTE OLAN CİDDİ BİR YAPILAŞMA VAR”
İstanbul depremi olarak adlandırılan depremin esasında bir Marmara depremi olduğunu ve etkilerinin Yalova’yı ciddi bir şekilde sarsacağını dile getiren Kutluca, “İstanbul depremi olarak söz ediliyor fakat beklenen deprem esasında bir Marmara depremi. Şunu kesin olarak söylüyorum ki beklenen Marmara depreminin Yalova’daki etkisi çok kötü olacak. Çünkü Yalova, alüvyonlu toprağın oluşturduğu bir ova ve biz buraya kent kurmuşuz. Evet, Yalova’da yapılar çok yüksek değil ve bina kalitesi nispeten daha iyi fakat sürmekte olan ciddi bir yapılaşma var. Bu yüzden depremin Yalova’da çok ciddi etkileri olacak” dedi.
“CEDİT MAHALLESİ, İKİNCİ ÖNCELİK OLARAK GÖRDÜĞÜM BİR ALAN”
Beklenen Marmara depreminin Kocaeli’de ciddi bir etki yaratacağını vurgulayan Kutluca, “Gölcük depremi olarak adlandırılan, 1999 yılında meydana gelen deprem nasıl ki Avcılar’da çok ciddi bir etki bıraktıysa, beklenen Marmara depremi de Kocaeli’de zeminin ve binanın kötü olduğu yerlerde ciddi bir etki yaratacak. Dolayısıyla Kocaeli’ye acilen müdahale etmemiz ve öncelik olarak hem zeminin hem de yapının kötü olduğu yerlerden başlamamız gerekiyor. Bu bağlamda Cedit Mahallesi binaların kötü fakat zeminin çok da kötü oldu bir yer değil. Bu sebeple Cedit Mahallesi, benim ikinci öncelik olarak gördüğüm bir alan. Bizim önceliğimiz hem zeminin hem de yapının kötü olduğu yerler olmalı” ifadelerinde bulundu.
“YEREL YÖNETİMLER SIKIŞIP KALIYOR”
Kentsel dönüşüm projelerine sermayenin kâr kaygısının etki ettiğini ve bu durumun yerel yönetimleri zorladığını belirten Kutluca, “Kentsel dönüşüm konusunda biz daha çok inşaat sektörünü hareket ettiren bir yöntemi seçiyoruz. Bu sefer kâr beklentisi devreye giriyor. Dolayısıyla sermaye grubu işin içerisine giriyor ve ‘para bende, ben ne istersem o olur’ şeklinde yaklaşınca yerel yönetimler de sıkışıp kalıyor. Yani bu tür projelerde yerel yönetimler de kazanmıyor. Çünkü yerel yönetimin kazanabilmesi için, kamusal açık alanlar, kamu yapıları üretmesi ve ayrıca ulaşımla ilgili birtakım problemleri çözmesi gerekiyor. Yerel yönetim bunları elde ettiği sürece kazanabilir. Yani halkın kazancı, sağlam bir evde oturmak, müteahhidin kazancı ise kâr elde etmektir. Yerel yönetimin kazancı da kamusal projeler üretmek ve ulaşım problemini çözmektir” şeklinde ifadelerde bulundu.
“AYNI SOKAKLARI 200 BİN KİŞİ KULLANIYOR”
Kutluca, kentsel dönüşüm projelerinde yerel yönetimlerin kârının maksimize dilmesi gerektiğini söyleyerek, “İstanbul Fikirtepe’de kentsel dönüşümden önce 40 bin kişi yaşıyordu. Şimdi ise 200 bin kişi yaşıyor. Yani aynı sosyal ve teknik altyapıyı, aynı yeşil alanı ve aynı sokakları 200 bin kişi kullanıyor. Burada yerel yönetimin kazancından söz etmek mümkün değil. Dolayısıyla bizim bu tür projelerde, kamusal alanların sayısını artırarak, trafik sorununu çözerek ve mümkünse proje alanına mevcut nüfustan daha azını yerleştirerek, yerel yönetimlerin kârını maksimize etmemiz gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
“CAMI AÇIYORSUNUZ VE KARŞINIZDA BİTMEYEN BİR DUVAR…”
Cedit Mahallesi’nde yürütülen kentsel dönüşüm projesinin nüfus yoğunluğu ve estetik açıdan sorunları olduğunu vurgulayan Kutluca, “Cedit projesine baktığımızda önceden 486 dairelik bir alan şu anda 1200 civarında bir sayıya yükseliyor. Yani iki katından fazla bir artış söz konusu. Yani 2 kat daha fazla insan aynı kentsel çevre ve aynı ulaşım ağlarını kullanacak. Bu durumda nüfusun artması bir problem. Çünkü azaltmanız gereken yerde daha fazla bir yoğunluk getiriyorsunuz. Bir diğer problem ise, eskiden Cedit Mahallesi’nde 1-2 katlı, birbirinin üzerine tırmanan bir ev modeli vardı. Şimdi ise 30-40 metrelik istinat duvarları var. Camı açıyorsunuz ve karşınızda bitmeyen bir duvar… Yani hem orda oturanlar hem de kentin silüeti açısından bu bir sorun” dedi.
“NEGATİF DURUMLARI POZİTİFE ÇEVİRMESİ GEREKİYOR”
Kentsel dönüşüm projelerinin mevcut nüfus yoğunluğunu azaltıp, eski sorunları gidermesi gerektiğini dile getiren Kutluca, “Kentsel Dönüşüm Kanunu; riskli alan, riskli bina ve rezerv alan olmak üzere çok önemli üç alanı tarif ediyor. Bunların içerisindeki rezerv alan kavramının bizim ülkemizde çok iyi kullanılmadığını düşünüyorum. Kentin çeperinde rezerv alan yaratıp; örneğin Kandıra yolu üzerinde hem müteahhidin hem de yerel yönetimlerin kâr edebileceği ve vatandaşın da güvenle oturabileceği alanlara öncelik verilmeli. Çünkü bizim kent merkezindeki yoğunluğu azaltmamız gerekiyor. Maalesef Cedit Mahallesi şu anda yoğunluğu artırıyor. Evet, kent merkezinde kesinlikle böyle projelere ihtiyacımız var fakat bu projelerin yoğunluğu azaltıp eski negatif durumları pozitife çevirmesi gerekiyor” şeklinde ifadelerde bulundu.
Değerli NoktaGazetesi.com.tr okurları,
NoktaGazetesi.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da NoktaGazetesi.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, NoktaGazetesi.com.tr bu sorumluluğu üstlenmez.
NoktaGazetesi.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.