Eğitim Güç Sen ayağa kalktı! "Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağı öğretmenlere ceza"

Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağı'na bir tepki de Eğitim Gücü Sendikası'ndan geldi. Yapılan açıklamada, yasa taslağının "bir ceza kanunu mahiyetinde" olduğu ve öğretmenlerin özlük haklarını yok saydığını vurgulandı.

Eğitim Gücü Sendikası (Eğitim-Güç-Sen), Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağı'na tepki göstererek, taslağın öğretmenlik mesleğinin itibarını zedelediğini ve mesleki güvenceyi tehdit ettiğini savundu. Sendika, yasa taslağının "bir ceza kanunu mahiyetinde" olduğunu ve öğretmenlerin özlük haklarını yok saydığını vurguladı.

CEZA KANUNU NİTELİĞİNDE

Eğitim Gücü Sen, yıllardır beklenen "Öğretmenlik Meslek Kanunu"nun bir ceza kanunu niteliğinde olduğunu ve öğretmenlerin mesleki güvencesini tehdit eden maddeler içerdiğini vurguladı. Taslakta, öğretmenlerin sosyal ve ekonomik haklarına yönelik iyileştirmelerin bulunmadığı belirtildi. Rotasyon tartışmalarının asıl tehlikeleri gölgelediğini, taslakta rotasyonun kaldırılacağına dair bir maddenin olmadığını ifade ettiler.

İYİLEŞTİRME YOK

Bizler Öğretmenlik Meslek Kanunu istedik. Ancak elimizdeki yasa taslağında öğretmenin sosyal ve ekonomik haklarına yönelik bir iyileştirme yok!

Mevcut yer değişikliği yönetmeliğinde bulunan ancak uygulanmayan rotasyon tartışmaları, kanun taslağındaki asıl tehlikeleri gölgelememelidir. Kaldı ki kanun taslağında rotasyonun kaldırılacağına ve uygulanmayacağına dair bir maddeye yer verilmemiştir. Eğitim Gücü Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağında, hukuksuz uygulamaları beraberinde getirecek ve şüphesiz bürokrasinin de taraf olacağı tehditlere karşı eğitim camiasını uyarmayı sorumluluğumuz sayıyoruz.

VERİLEN SÖZLER TUTULMADI

Tartışma konusu hiçbir sorunun gerçek anlamda çözümünü içermeyen, özlük haklarının destekleyicisi olmaktan uzak, öğretmenin mesleki güvencesini ve hatta branşlar bazında meslek etiğini bürokrasinin keyfine bırakan maddeler, kaygı vericidir. Uzman ve başöğretmenlik unvanı için hizmet süresi konusunda 5/10 yıl olarak verilen sözler tutulmamıştır.

KANUNDA YER VERİLDİ

Yasa taslağı; branş bazında mesleki etik, ilke ve değerleri ilgilendiren yönetmelikleri kanun maddeleriyle karşı karşıya getirmektedir. Bunun yanında milli eğitim ve şube müdürleri ile daire başkanları, müfettişler, eğitim uzmanları gibi unvanlara kanunda yer verilmemiştir. Engelli öğretmenlerle ilgili bir madde yer almamaktadır. Dolayısıyla kanun taslağı, eğitim çalışanları için kapsayıcı olmaktan uzaktır. Kanun kapsayıcı biçimde ele alınmalı, uzman ve başöğretmenlik tazminatı tüm unvanlar için getirilmelidir.

ÖĞRETMENİN OTORİTESİ YOK SAYILDI

Öğretmene yönelik şiddet konusunda oluşan kamu baskısı sonucu öğretmene şiddet kanun maddelerine girmiştir. Ancak bir yandan öğretmene şiddet suçlarının cezası ve yaptırımları artırılırken diğer yandan muallakta bırakılan bir disiplin maddesi ile öğretmenin öğrenci karşısındaki otoritesi adeta yok sayılmış, öğretmen-öğrenci-veli sorunlarına davetiye çıkartılmıştır.

ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ

En çok tartışılan “Hizmet Sınıfının Değiştirilmesi” başlıklı madde ile öğretmen yetkinliği, adeta idare ve iki müfettişe teslim edilmektedir! Teftiş ve inceleme sonucu “yetersizlik” iddiası ile geri hizmetlere alınma dolayısıyla mesleki güvencenin ortadan kaldırılması, insan hakları ile bağdaşmamaktadır. “Görevini yerine getirmede yetersizliğin tespiti” maalesef hukuksuz kararlara, mobbinge, keyfi uygulamalara ve istismara açık bir ifadedir. Bu ifade, mevcut mevzuatta bulunan sağlık koşulları gibi zaruri hallerle ilişkili “hizmet sınıfı değişikliği” uygulaması ile karıştırılmamalıdır.

Eğitim Gücü Sen olarak öğretmenin mesleki güvencesini ve özlük haklarını, amirin ve müfettişlerin inisiyatifine bırakacak bir uygulamayı asla kabul etmeyeceğiz.

ÇÖZÜM BEKLEYEN BİR ÇOK KONU MUALLAKTA

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sözleşmeden kadroluyla geçen öğretmenlerin hakları ve tayinleri, yönetici hakları gibi hususlar ile çözüm bekleyen daha birçok konu muallakta kalmıştır. Tartışmalı bir konu olan Sözleşmeli Öğretmenlik devam ettirilmekte ve yasallaştırılmakta, sözleşmeli öğretmene aile birliği mazeret tayini hakkı da verilmemektedir. Bu yıla damgasını vuran ve sert tartışmalara neden olan, 2025’ te kaldırılacağı öngörülen mülakatın bu yıl da uygulanmaması gerektiği görmezden gelinmemelidir.

İlk atama usulünde ve devamında aday öğretmenlerin özlük hakları noktasında sıkıntılar bulunmaktadır. Aday öğretmenlik ve disiplin konusunun; "Öğretmenlik Meslek Kanunu"nun bütününde ağırlık noktasını oluşturması, konuya öğretmenin özlük ve mali haklarından fazla yer verilmesi ise anlaşılır değildir.

YOK SAYAN BU KANUN KİMİN?

Norm kadro fazlası öğretmenlerin valiliklerce resen atanabileceği kanun maddesine eklenerek, hukuka konu olacak mağduriyetlere de kapı aralamıştır. Ayrıca; resen norm fazlası atamalarının kanunlaştırılması, haksız uygulamalar karşısında eğitim çalışanlarını hukuksal anlamda savunmasız bırakacaktır. Bugün bazı maddeler işinize gelebilir, ta ki olumsuz yönüyle size de dokunana kadar!

Eğitim Gücü Sen olarak soruyoruz; Öğretmenlik Meslek Kanunu eğer ki öğretmenlerin kanunu olacaksa mesleki itibarı, özlük haklarını ve öğretmenin mesleki güvencesini yok sayan bu kanun kimin?

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber