Erdoğan "Sosyal medyada ahlaki açıdan yozlaşma var"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir milletin varlığını sürdürebilmesi ve geleceğine güvenle bakabilmesinin yetiştirdiği nesillerin donanımına bağlı olduğunu belirterek "Kendi evlatlarımızı, teknolojiyle birlikte hızla bünyemizi saran yeni iletişim mecralarının sinsi, yıkıcı ve olumsuz etkilerine karşı korumak zorundayız" dedi.
İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı tarafından Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İlim Yayma Ödülleri" töreninde konuşan Erdoğan, Cemiyetin, ülkenin en önemli manevi beslenme kaynaklarından imam hatip okullarının kuruluşu ve yaşatılmasında çok hayati katkıları olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuruluşundan bugüne müessesede emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Ebediyete irtihal etmiş olan büyüklerimizi de Rabb'im cennetiyle taltif etsin" dedi.
"UFKUNUZU GENİŞLETMİŞ OLACAKSINIZ"
Prof. Dr. Sabahattin Zaim'in, bilim insanlarının kendilerini en iyi şekilde nasıl yetiştirmeleri gerektiği hususuna epeyce kafa yormuş bir münevver olduğunu ifade eden Erdoğan, "Hocamıza göre ilim adamı; öncelikle belli bir alanda kendini en iyi şekilde yetiştirmek mecburiyetindedir. Ancak bir sahada derinleşmek tek başına yeterli değildir. Yine hocamızın ifadesiyle 'Sağ ayağınızı asıl uzmanlık alanınıza koyacak, sol ayağınızla da geniş bir daire üzerinde diğer alanlarda dolaşacaksınız. Böylece uzmanlık sahanızla birlikte ufkunuzu da genişletmiş olacaksınız'" diye konuştu.
Bir alanda sağlam yetişmenin, diğer alanlardaki bilgileri kolayca kavramayı ve kendisini sürekli geliştirmeyi kolaylaştırdığının bir gerçek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nitekim büyüklerimiz, bilhassa teknik sahadan gelen öğrenci ve akademisyenler, içtimai sahadaki eksiklerini kapatmak için Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) bünyesinde bir Sosyal Bilgiler Enstitüsü kurmuşlardır" ifadelerini kullandı.
"DİĞER DİLLERİ ÖĞRENMEDEN İYİ BİR AKADEMİSYEN OLUNAMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabahattin Zaim'in, "Kendi dili yanında ikinci, üçüncü hatta dördüncü bir dili en iyi şekilde öğrenmeden iyi bir akademisyen olunamayacağını" söylediğini aktararak şöyle devam etti: "Hocamız bu konuda da Doğu-Batı dengesini korumanın önemine işaret ediyor. Hepsinden önemlisi hocamız, asıl ilim payesinin, ilim rütbeleri bittikten sonra başlayacağını belirtiyordu. Buna göre doktora yapmak, doçent olmak, profesör unvanı almak için verilen telaş geride kaldıktan sonra yapılan ilmi çalışmalar asıl gayeye matuf olabilecektir. Sahasında otorite olmayan, güzel eserler yazmayan ve güzel halefler yetiştirmeyen ilim adamı, ömrü boşa gideceği için bu dünyada, vefatından sonra eserleri okunarak ve izi takip edilerek amel defteri açık kalamayacağı için de öteki dünyada zarardadır."
"BİLİMİ DEĞERLİ KILAN KENDİNİ GELİŞTİRMESİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa gençlik döneminde hata yapmaktan, tenkide uğramaktan korkarak eser vermeyen, kitap yazmayan, konferanslarda birikimini ortaya koymayan ilim adamının, daha sonra bunları hiç yapamayacağını belirterek "Sabahattin Zaim Hocamıza göre, zaten izafi, gelip geçici bir uğraş olan bilimi değerli kılan, sürekli düzeltile düzeltile kendini geliştirmesidir. Kendi alanındaki en önemli 80 kitabın her birinin diğerini nakzettiğini belirten hocamız, asıl olanın Yaratıcı ile irtibatı kesmeden bunlardan istifade etmek olduğunu söylüyor." diye konuştu.
ERDOĞAN: TELİF ESER SAYISI DÜŞÜK
Erdoğan, "Kainatta söylenmemiş söz olmadığı, bu gerçeği bilen bir ilim adamı telif eser vermekten ve kendisini takip edecek öğrenciler yetiştirmekten asla geri duramaz." dedi. Türkiye'nin bu bakımdan maalesef epeyce kurak bir süreçten geçtiğini dile getiren Erdoğan, binlerce, on binlerce hoca olmasına rağmen kendi alanında yeni çığırlar açma potansiyeline sahip telif eser sayısının bir hayli düşük olduğunu söyledi. Tercüme eserlerin, dünyanın birikimini Türkiye'ye taşıması bakımından önemli olduğunu, ancak bunlar telif eserlerle taçlandırılmadıkça hedeflere varmanın mümkün olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok daha vahimi, bu sürecin bizi kendi kavramlarımızdan, kendi mefhumlarımızdan uzaklaştırmasıdır." dedi.
"SOSYAL MEDYADA AHLAKİ AÇIDAN YOZLAŞMA VAR"
Batı ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde toplumların geleceklerinden duydukları endişenin en önemli sebebinin, yeni nesillerin adeta avuçlarından kayıp gittiğini görmeleri olduğunun altını çizen Erdoğan, "Biz de kendi evlatlarımızı, teknolojiyle birlikte hızla bünyemizi saran yeni iletişim mecralarının sinsi, yıkıcı ve olumsuz etkilerine karşı korumak zorundayız. Son dönemde, yabancı sosyal medya platformlarının kullanımının yaygınlaşmasıyla ahlaki açıdan ciddi bir erozyon hatta yozlaşma yaşandığını görüyoruz. Bu platformalar vasıtasıyla milli bünyemizi tahrif ve tahrip eden sapkın akımların toplumumuza sirayet etmeye başladığına şahit oluyoruz." ifadelerini kullandı.
"İNTERNET İNSANLARI DİJİTAL BİR DÜNYAYA HAPSETTTİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlarla mücadele konusunda en büyük görevin, İlim Yayma Cemiyeti ve Vakfı gibi dava sahibi, dert sahibi, medeniyet şuuru sahibi müesseselere düştüğünü vurguladı. Bunun için önce Sabahattin Zaim Hoca'dan ilhamla, bugüne nasıl gelindiğine bakmak gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bilindiği gibi geçtiğimiz asırda üç önemli gelişme insanların hayatlarında köklü değişikliklere yol açtı. Bunlardan biri otomobildir; insanları sokağa çıkarttı. İkincisi televizyondur; insanları tekrar eve kapattı. Üçüncüsü internettir; insanları dijital bir dünyaya hapsetti. değerlendirmesinde bulundu.