Narin güran davasında sır perdesi son buluyor! Bir cisimle mi öldürüldü?
Meslek hayatları boyunca sayısız cinayeti çözmüş ve birçok dosyayı incelemiş uzman dedektifler, Narin cinayetinin gelişiminin şu şekilde olabileceği üzerinde durdular. Narin, arkadaşlarından ayrıldıktan sonra evlerinin arkasında bulunan ahıra doğru yöneldi. Ahırda ağabeyiyle yeğenini gören küçük Narin, tam bu anlarda görmemesi gereken bir duruma tanık olmuş olabilir. Acaba ağabeyi ve yeğeni orada neyle meşguldü? İşte, cevaplar…
İşte tam bu anda, küçük Narin yanlış zamanda yanlış yerde bir olaya tanıklık etmişti. Bu durum karşısında ya bağırdı ya da “Bunu babama söyleyeceğim” gibi bir tepki gösterdi. Bağırmasını önlemek isteyen ağabey Enes, Narin’in ağzını bir eliyle kapatırken diğer eliyle de ensesinden bastırdı. Olayın gürültüsünü duyan anne Yüksel, Narin’i kurtarmak için hemen olay yerine geldi ve kızının kurtulması için ağabey Enes’in kolunu ısırdı. İşte bu ısırık izi büyük ihtimalle bu olaydan kaynaklandı.
KIZ ÖLDÜ MÜ, YAŞIYOR MU?
Eğer Adli Tıp, ağız yapısını belirlerse, cinayet çözülmüş olacak. Bu boğuşma sırasında 8 yaşındaki küçük Narin yere düştü. Öldüğü düşünülerek baba Arif'in Batman’da olduğu için aile büyüklerinden amca Salim’e durumu bildirdiler. Bu nedenle amca Salim'in kayıtlara geçen konuşmasında 15 yaşındaki işçisi R.A.'ya “Ramazan, kız öldü mü yoksa yaşıyor mu?” diye sorduğu tespit edildi. Cinayet dedektiflerine göre, eğer amca Narin’i öldürmüş olsaydı bu soruyu sormazdı. Görünüşe göre amca, olayı gizlemek için çağrılmıştı.
‘KENDİ OĞLUMU KURTARAYIM’
Feodal toplum yapısı içinde köyde panik yaşayan amca, "Küçük kız kayboldu, bari yeğenimle kendi oğlunu kurtarayım" diyerek bir çaba içerisine girdi. Bu sebeple, Narin’i gömen Nevzat Bahtiyar’a, “Arif’in kızını öldürdüm. Bunu yok et yoksa seni ve aileni öldürürüm,” diyerek tehditte bulundu. Cinayet masası eski uzmanlarına göre; eğer Amca Salim cinayeti işlemiş olsaydı, cesedi kimsenin bilmediği bir yere gömerdi. Böylece küçük Narin'in bulunması imkansız hale gelirdi. Ancak, amca Salim neredeyse tüm akrabalarına cinayet işlendiğini haber verdi. Hatta aile meclisi, güvenlik güçlerinden habersiz gizlice toplantılar düzenliyordu. Bu durumu köydeki genel sessizliğin asıl nedeni olarak görmek mümkündü.
‘TÜRK TOPLUMUNUN KALDIRAMACAĞI BİR DURUM’
Amca Salim Güran, ifadesinde itirafçı Nevzat Bahtiyar’ın beyanlarını reddederek, “O gün Nevzat’la hiçbir görüşmem olmadı. Akşam saat 20.00 civarında gördüm,” demişti. Ancak Emniyet Siber Polisi’nin destek verdiği HTS (Hücresel Takip Sistemi) analizleri, Salim’in beyanlarını çürüten deliller ortaya koydu. HTS kayıtları, Bahtiyar ve amca Güran’ın olay günü köy mezarlığına yakın bir noktada bulunduklarını gösterdi. Bu bulguların ardından Diyarbakır Jandarma ekipleri, Nevzat Bahtiyar’ı gözaltına aldı. Narin’in ölümüne dair önemli mesajlaşmaların arka planı ise daha da sarsıcı hale geldi. Herkes, Narin’in tanıklık ettiği bir olay nedeniyle öldürüldüğünü konuşuyor. İddialara göre, Narin cinayetten bir gün önce "Türk toplumunun kaldıramayacağı" bir duruma tanıklık etti. Bu olayda muhtar amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve diğer amcası Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran yer alıyordu. Olayın, Salim Güran’ın evinin yakınındaki bir ahırda gerçekleştiği öne sürülüyor.
BU YÜZDEN ÖLDÜRÜLMÜŞ OLABİLİR
21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran, 19 gün sonra bulundu. Köy halkı, sessiz kalmayı tercih ederken, adli makamlar mesajları ve telefon görüşmelerini teker teker inceleyerek ipuçlarını bir araya getiriyor. Son olarak, Narin’in annesi, amcası ve yengesi ile ilgili bir sahne hakkında ciddi iddialar ortaya atıldı. Kendini iyi ifade edebilen ve konuşkan bir çocuk olduğu bilinen Narin’in, bu sahne yüzünden öldürüldüğü öne sürülüyor.
BİR CİSİMLE Mİ ÖLDÜRÜLDÜ?
Tutuklanan muhtar amca Salim Güran ile 15 yaşındaki işçisi arasında geçen "O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta” ve “Tamam, henüz bende değil/tamam, daha ölmemiş” mesajlarını hatırlatan Özkeskin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Soruşturmaya dahil olan haber kaynağımız bu mesajların arka planına hakim. Bu mesajlarda şu ifadeler yer alıyor: Salim Güran, Narin’in annesi Yüksel Güran ve Narin’in diğer amcası Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran’ın bu olayın içerisinde olduğu görünüyor. Aynı şekilde, olaya dahil olan veya sürüklenen bir diğer kişi de Enes Güran. Olay örgüsü ise şöyle gelişiyor: Narin, o gün Kur’an kursundan eve dönerken sadece annesinin evde olduğunu öğreniyor. Anne, Narin’e 'Abin ve iki arkadaşı evin arkasında, onların yanına git' diyor. Narin, abisinin yanına yönlendiriliyor. Ardından abi Enes Güran, amca Salim Güran’ı arayıp 'Narin yanımızda' diyor. Salim Güran, 'Tamam, ben oraya geliyorum' yanıtını veriyor. Oraya ulaştıktan sonra Narin’e yapılan müdahalenin büyük ihtimalle ölümüne yol açtığı düşünülüyor. Bu müdahale, bir cisimle mi yoksa elle mi yapıldığı ise resmi kaynaklar tarafından belirlenecektir. Boğulma sonucunda Narin’in burnunun kanadığı, ayrıca Salim Güran’a kayıtlı olmayan aracın içinde bulunan kan örneğinin de Narin’in burnundan geldiği iddia ediliyor. Salim Güran, abi Enes Güran, Narin ve Enes’in iki arkadaşı araca biniyorlar. Araç yarı yolda, amca bu üç çocuğu indiriyor ve Narin’le yalnız kalıyor. Ardından benzin istasyonuna gidiyor. İstasyondan yaptığı alışverişin ıslak mendil olduğu, bu mendil aracılığıyla kanları silmek istediği düşünülüyor. Mesajların geri getirilebilen kısmı burada kesiliyor.
ÇELİŞKİLİ İFADELER
Haber kaynağının iddiasına göre, bu mesajlar 27 Ağustos’ta Diyarbakır Savcılığına iletiliyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un daha Narin bulunmadan önce 'Yüksek şüphe var' dediği ifadelerin kaynağı da bu mesajlar. Çünkü amca, Enes Güran ve Yüksel Güran ile konuşmasında 'Narin’i ben katlettim' dediği iddia ediliyor. Aynı kaynak, 2011 yılında Salim Güran’ın öz kardeşinin öldürüldüğünü ve bu cinayet sonrasında 18 yaşındaki bir gencin tutuklandığını belirtiyor. Habere göre, bu cinayet de yine bir aile üyesi tarafından işlendi. Ayrıca, Narin’in ablasının merdivenden düşerek hayatını kaybettiği yönünde bilgiler mevcut. Tüm bu durumlar, ailenin organize işlere girişme potansiyeline sahip olduğunu düşündürüyor. Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinayet soruşturmasında henüz pek çok sır ortaya çıkmadı. Katil veya katilleri bulmak için her ihtimali değerlendiren uzmanlar, tutuklu sanıklar olan anne, ağabey ve amcanın ifadelerine başvururken, özellikle aile üyelerinin çelişkili ifadeleri Türkiye gündeminde büyük yankı uyandırıyor.
‘KIZIM BİLİYOR, DAYANAMIYOR’
Narin Güran’ın kaybolma olayı ve ardından yaşananlar, Türkiye’de gündemi sarsan bir vaka haline geldi. Narin’in annesi Yüksel Güran'ın, kaybolmadan birkaç gün sonra Gülistan Doku’nun ailesinin yaptığı ziyaretteki gözyaşları ve çaresizliği dikkat çekti. Narin’in annesi, o sırada “Kızım biliyor, dayanamıyor” sözleriyle kaygısını dile getirdi. Ayrıca, “Ne olur kızımı bırakın, ne olur bir köşeye atın” gibi ifadeleri, ailesinin yaşadığı derin acıyı gözler önüne serdi. Narin’in kaybolmasının ardından yürütülen soruşturmada, 19 gün süren arama çalışmalarında akrabalarının delil kararttığı ortaya çıktı. Özellikle, sahte ihbarlarla ekiplerin yönlendirilmesi ve hedef saptırılması, soruşturmanın akamete uğramasına neden oldu. Aile üyelerinin 50’den fazla sahte ihbarda bulunduğu belirtildi.
‘NARİN’İN BULUNMAMASI İÇİN BİR TUZAK’
Narin’in yengesi Hediye Güran’ın ifadesi doğrultusunda, iki kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin, asılsız ihbarlarla soruşturmanın seyrini değiştirmekle suçlandığı bildirildi. Toplamda 3 kişinin gözaltında olduğu ve işlemlerinin sürdüğü ifade ediliyor. Olayla ilgili olarak, köyün çeşitli yerlerine bırakılan terliklerin, Narin’in bulunmasını engellemek için bir tuzak olarak bırakıldığı iddia edildi. Ayrıca, kaybolmadan önce Narin’e 20 TL ve 40 TL para veren kişinin, Narin’in cansız bedenini dere kenarına götüren Nevzat Bahtiyar olduğu öne sürülüyor.
ÇELİŞKİLİ İFADELER DERİNLEŞTİRİYOR
Narin’in amcası Salim Güran’ın, olaya karıştığı yönünde birçok iddia ve şüphe bulunuyor. Narin’in annesi Yüksel Güran, olay sırasında orada olduğunu ve kızı Narin’in ölümüne tanıklık ettiğini belirtirken, bazı kaynaklar ise onun yardım ettiğini ileri sürdü. Ailedeki karmaşa, her bir bireyin ifadesinin çelişkili olmasıyla daha da derinleşti. Olayın medyaya yansıması ve kamuoyundaki tartışmalar, Narin’in kaybolmasının ardından yaşananları ve ailenin tutumunu daha da görünür kıldı. Cem Küçük’ün açıklamaları ve diğer medyatik yorumlar, olayın karmaşasını artırmış durumda.