Oğuzhan Keleş: Müteahhitler Odası kurulmalı
Şehrin İçinden programına konuk olan Kocaeli Müteahhitler Birliği Başkanı Oğuzhan Keleş, müteahhitler odasının kurulması gerektiğini ifade ederek, “Deprem sonrası müteahhit suçlanıyor ise artık bu müteahhitin meslek odası olması gerekiyor” dedi.
Kocaeli Haber- Kocaeli Müteahhitler Birliği Başkanı Oğuzhan Keleş Nokta TV ekranlarında yayınlanan Şehrin İçinden programının konuğu oldu. İnşaat sektörüne dair önemli açıklamalarda bulunan Keleş, Nokta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cansu Kızılkaya'nın sorularını cevapladı.
''VELİ GÖÇER’İ YAKALADIK DEDİK''
Depremlerde ilk suçlananların müteahitler olduğu hakkında konuşan Keleş, ''Bu maalesef geçmişte de böyle oldu. 99 yılında biz, yıkılan binaların sorumlusunu bulduk. ‘Veli Göçer'i yakaladık dedik’ tuttuk içeriye attık. Bugün yine 6 Şubat içinde aynı şekilde müteahitlere belli bir ölçekte sorumlu tuttuk. İlk önce müteahitliği doğru tanımlamak gerekiyor. Müteahitlik; organizasyonu yapan, sağlayan tanımlamasına gelen bir durumdur. Yani bugün müteahit konut üretmek istedi, sadece arsayı alma yetkisi vardır.
“KONTROL EDEN MEKANİZMA VAR”
Arsayı alır, arsanın üzerine kaç katlı bina yapacağı statik sağlamlık açısından; nasıl bir kolon demir, beton donatısıyla yapacağı, eğer zemini yapacağı binayı yapmaya uygun değilse gerekli zemin iyilşetirmeleri fore kazık gibi zeminin raporlanması binayı yaparkenki tüm stepleri, inanın bugün müteahit ‘ben şu kolonun kalıbını çaktım. Buna betonun demirini döşedim, betonunu dökeyim’ kendi karar veremez. O kalıbını, betonunu ve demiri kontrol eden mekanizma vardır. Binayı tamamen bitirdi, artık bunu kullanımı hazır hale getirmesine kendi karar veremez.
“GÜNAH KEÇİSİ MÜTEAHHİT İLAN EDİLİR”
Yine son iş bittikten sonra gerekli bütün mimarı statik bütün projesine uygun olup olmadığını kontrol eden bir mekanizması vardır. Ve ondan sonra konutu alıcısına teslim eder. Şimdi bütün aradaki kontrol mekanizmaları bazıları özel sektör, kamu ve belediye marifetiyle işleyen bir mekanizmadır. Ama maalesef deprem olduğunda günah keçisi müteahit ilan edilir. Bütün sorumluluk müteahittedir. Müteahit kendi kafasına göre o yükseklikte bina yapmıştır. Kendi kafasına göre o arazide zemini kötüyse örnek veriyorum; o arazide bina yapmıştır. Kolon kalınlığını da ve binanın depremde alacağı risklerini kendi kafasında oluşturduğu bilgi birikimleri ile karar vermiştir gibi bir kanaat var kamuoyunda.
''500 MİLYAR DOLARIN ÜSTÜNDE YURT DIŞINDA HİZMET VERMİŞİZ''
İnsan üzülüyor, neden üzülüyor? Müteahitlik sektörü dünyada ikinci müteahitlik sektörüne hizmet veren bir kurum. Türkiye’de 1978 yılında yurt dışı müteahitliği başlamıştır. Bugün geldiğimiz nokta da 500 milyar doların üstünde yurt dışında bir hizmet vermişiz. Özellikle son yıllarda yaklaşık 25-30 milyar dolara yaklaştı yıllık verdiğimiz müteahitlik hizmeti. Biz eğer gerçekten işin ehli olmamış olsak bu noktada müteahitler, işini sorumluluğunu doğru yapmamış olsa yurt dışında o insanlar, devlet ve kurumlar bize o işleri niye versin.
''ŞİMDİ BEN SORUYORUM...''
Bir de şöyle söyleniyor, o da insanı üzüyor. 'Devletin yaptığı binalara bir şey olmadı işte özel sektör müteahitin yaptığı binalar yıkıldı.’ Şimdi ben soruyorum; TOKİ'nin yaptığı binaları, kim yapıyor acaba? Herhalde kamu kendi eliyle yapmıyor. Bir ihale yöntemiyle bir müteahite veriyor. Bizim üyemiz yapıyor. Demek doğru denetim ve yer tercihi yapıldığında binalarımız sağlam kalabiliyor.
“ÖZEL SEKTÖR DÜZ ZEMİNDE ÜRETİYOR”
Devlet bir konut projesi yapacağı zaman ilk baktığı kriter zeminin doğru olup olmadığıdır. Yapacağı yapıyı zeminin taşıyıp taşıyamayacağıdır. Bugün devlet, kamu sosyal konut ürettiğinde daha zemini iyi olan şehir merkezlerinden daha yüksek yerlede konut üretebiliyor. Ama özel sektör maalesef oralarda imarlı planlı arsalar oluşmadığı için özel sektör düz zeminlerde belli ölçekte, sıkıntılı yerlerde üretiyor. Bunların raporlarını veren az önce saydığım kuruluşlar.
''MÜTEAHHİTİN MESLEK ODASI OLMASI GEREKİYOR''
Öncelikle müteahhitlik bir meslek ise ve her doğal afet ve depremlerden sonra müteahhit suçlanıyor ise artık bu müteahhitin meslek odası olması gerekiyor. İnşaat Müteahitleri Konfederayonu Sayın Genel Başkanımız Tahir Tellioğlu'nun yürüttüğü bir süreç var. Eğer müteahhitlik bir meslekse oda vasfına dönüşüp, kendini eğitebilmeli, meslektaşlarımıza bu noktada disiplin edebilmeli, yaptıkları işleri ne manaya geldiklerini kendisinden sonraki nesillere de hangi sorumlulukları yüklediğini bilinmesi gerekiyor. Bu sebeple bizim meslek odası vasfında hizmet vermemiz, hem ülkemiz inşaatı için hem de meslektaşlarımızın kendisini geliştirebilmesi için önemlidir.
''MESLEKTAŞLARIMIZIN ODA ÇATISI ALTINDA EĞİTİLMESİ GEREKİYOR''
Şimdi müteahhitlik sektöründe çok farklı sektörlerde hizmet veren meslektaşlarımız var. Örnek veriyorum; biz endüstriyel sanayi taahüt üzerine ağırlıklı işler yapıyoruz. Bir diğer meslektaşımız YAP-SAT üzerine faaliyet gösteriyor. Bir diğer meslektaşımız ağırlıklı olarak kentsel dönüşüm projeleri, bir diğeri kamuya iş yapıyor. Şimdi bu meslektaşlarımızın oda çatısı altında eğitilmesi ve kendi alanlarında kendilerini geliştirmesi gerekiyor.
''MÜTEAHHİTLER ODASI KURULMASI ARTIK ELZEMDİR''
Buradan yine ilgi ve yetkililere bir ricamızdır. Müteahhitler odası kurulması artık elzemdir. Türkiye deprem kuşağında olan bir ülkedir. Mesleğin kontrol altına alınması, giriş çıkışların kontrol edilmesi ,kendi eğitebilmesi, disiplin altında olması ve az önce bahsettiğim gibi kendi içinde ayrışan konularda kendilerini geliştirebilmesi için meslek odası vasfında hizmet vermesi gerekiyor. İnşallah meslek odası olduğu taktirde bu noktada artık depremden sonra sorumlu müteahitlerin, bu noktada sorumluklarını daha net bilmiş, bilinçli ve bilgili hale gelecek. Bilinçli ve bilgili kendi sorumluluk ve yükümlülük alanları daha net çizilmiş olacaktır ve bunları daha az kamuoyunda tartışacağız diye düşünüyorum” dedi.