DEFORMASYON
Deformasyon, kelime anlamı olarak bir şeyin şeklinde, yapısında ya da doğasında bozulma anlamına gelir.
Bu terim, tıptan mühendisliğe, sosyolojiden kültüre, bilişimden psikolojiye , sanattan ahlak'a kadar birçok alanda karşımıza çıkar.
Eğitimde deformasyon, mesleki deformasyon, aile ve aile yapısında deformasyon ile konu uzar gider.
Ama deformasyonun sadece teknik bir terim olmadığını, aynı zamanda hayatın her alanında karşımıza çıkan bir gerçeklik olduğunu düşünmek lazım.
Dilimize Fransızca dan girmiş, düşününce derin anlamlar ifade edebilen uzun bir konu.
Tıpta Deformasyon: Sağlık ve Savaş
Tıpta deformasyon, genelde dokuların ya da organların işlev kaybı veya fiziksel bozulmalarını ifade eder. Cerrahi müdahale gerektiren yada cerrahi müdahale sonrası gelişen bir durum.
Mesela estetik deformasyonlar var; doğuştan gelen yüz anomalileri ya da kazalardan sonra oluşan şekil bozuklukları.
Bunlar sadece tıbbi yönden deformasyon peki tıbbi ilkelerin göz ardı edilerek ticari bir alan haline dönüştürülmesi?
Gerek tıbbi ilaç üreticileri gerekse tıbbi medikal malzeme üreticilerinin tıp ahlakının ötesinde insanı, insani değerleri yok ederek kazanç kapısı olarak görmeleri deformasyon için güzel bir örnek değil mi?
Savaşlar ve savaşlarda kazananlar, salgınlar ve salgınlar da kazananlar, hastalıklar ve hastalıklardan kazananlar.
Peki kaybeden kim? İnsan...
Derin düşünün, bir çok şey artık deforme oldu değil mi?
******
Mühendislikte, Mimarlıkta Deformasyon: Yapılar ve İnsanlar
Mühendislikte deformasyon, bir malzemenin ya da yapının üzerindeki yükler nedeniyle şeklinde meydana gelen değişimi ifade eder.
Köprüler, binalar ya da makineler; malzemelerin deformasyon kapasitelerine göre tasarlanır. Eğer bu kapasite aşılırsa, yapıların çökmesi kaçınılmazdır.
Ama buradaki kritik nokta, mühendislerin sadece teknik verileri değil, aynı zamanda insan hayatını ve çevresel etkileri de hesaba katması gerektiğidir.
Bir bina yıkıldığında sadece beton ve demir zarar görmez; insanların hayatları da mahvolur. Bu yüzden, mühendislerin meslek ahlakı ve sorumluluk bilinci çok önemlidir.
Ucuz malzeme kullanarak bir projeden daha fazla kar elde etmeye çalışmak, uzun vadede büyük felaketlere yol açabilir.
Evet konu uzun işin ahlaki deformasyon boyutuna girmek istemiyorum.
******
Sosyal ve Kültürel Deformasyon
Deformasyonun bir başka boyutu da toplumda kendini gösterir. Geleneklerin, kültürün ve ahlaki değerlerin zamanla bozulması ya da dönüşmesi, sosyal deformasyon olarak adlandırılabilir.
Bu bazen kaçınılmazdır; çünkü dünya değişiyor ve toplumlar da bu değişime ayak uydurmak zorunda. Ancak her değişim, olumlu sonuçlar doğurmaz.
Mesela, modernleşme adı altında bireyselleşmenin aşırı vurgulanması, aile bağlarının zayıflamasına neden olabilir. Ya da dijitalleşme, geleneksel iletişim biçimlerini neredeyse tamamen ortadan kaldırarak insanları yalnızlaştırabilir.
Burada, kültürel deformasyonun sonuçlarını düşünmek ve dengeyi bulmak gerekir. Geleneksel değerleri tamamen terk etmeden modern dünyaya uyum sağlamak, belki de en sağlıklı yaklaşım olacaktır.
Ben size sadece bir soru sormak istiyorum.
Sosyal ve kültürel deformasyon yaşıyor muyuz? Cevap sizin.
****
Ahlaki Değerler ve Deformasyon
Ahlaki deformasyon ise daha kişisel bir alanda kendini gösterir. Bir birey, etik değerlerinden ödün verdiğinde ya da toplumun genel ahlak kuralları zamanla yozlaştığında, bu tür bir deformasyon meydana gelir.
Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, iş hayatında ya da günlük ilişkilerde dürüstlükten uzaklaşılmasıdır.
Eğer herkes kısa vadeli kazançlar için uzun vadeli değerlerden vazgeçerse, toplumun geneli zarar görür. Ve o toplum yavaş yavaş çürür.
Bunca saydığımız konunun özeti aslında ahlaki çöküntü ile tarif edilebilir.
***
Değişim Kaçınılmaz, Ama Yönü Bizim Elimizde
Deformasyon hayatın her alanında var. Ancak bu her zaman kötü bir şey anlamına gelmez.
Deformasyon bazen bir uyarıdır; bir şeylerin değişmesi gerektiğini ya da daha dikkatli olmamız gerektiğini hatırlatır.
Önemli olan, bu değişimin farkında olmak ve onu olumlu bir şekilde yönlendirmeye çalışmaktır. Çünkü hem birey olarak hem toplum olarak, bu bozulmaların üstesinden gelebilecek güce sahibiz.
Deformasyon kaçınılmaz, ama onu yönetmek bizim elimizde. İşte bu noktada, ahlaki değerlerimizi, bilimsel yaklaşımımızı ve toplumsal dayanışmamızı bir arada kullanmamız gerekiyor.
Belki de asıl mesele, deformasyonla başa çıkarken insanlığımızı kaybetmemek gerektiği gerçeğinde.
*****
Deformasyon ve mücadele
Mesleği ne olursa olsun, ahlaki özelliğini yitirmiş bir toplum, toplumsal deformasyonu yaşayarak yok olma yoluna gider ki, bu konu bir milletin bitme sebebi olabilir.
Gerek yasa yapıcılar gerek genel yöneticiler tedbir almayıp göz ardı etmeleri durumunda yavaş yavaş bir millet tükenme noktasına gelebilir.
Deformasyon iyi bir analiz ile toplumumuzun yeniden ayağa kalkma meselesidir.
Deformasyon basite alınamayacak, üzerinde uzun uzun konuşulacak, yarın için derin derin tartışılacak değerli bir meseledir.
Deforme olmak paslanmak, çürümek, çürütmek ve yok olmak anlamlarında kullanılabilecek nitelikte bir meseledir.
Milletimiz, devletimiz, vatanımız, ülkemiz deformasyon ile mücadele edecek, öz değerlerini koruyacak güç, kuvvet ve iradededir.
2025 yılının insanlığa sağlık, huzur, mutluluk, bereket, bolluk, barış ve kardeşlik getirmesi dileklerimi iletiyor, sevgilerimi gönderiyorum.