Halkın seviyesine inelim derken...

Halkın seviyesine inelim derken, halkın seviyesini mi indirdik diye merak ediyorum.

Değerli dostlarım;

Bu haftaki yazımı birazcık halkımız üzerindeki gözlemler üzerine yapmak istiyorum.

Hepimiz de bildiğimiz gibi son 30 yılda ülkemizde göç vesilesiyle demografik yapıda ciddi bir değişiklik oldu.

Demografik yapının değişmesi ile birlikte tarımdan sanayiye, köyden kente, çiftçilik ten işçiliğe bir kayma oluştu.

Küçük kent bilinci yerine büyük şehir adaptasyonu süreçleri yaşanmaya başladı.

Tarih boyunca her yüz yıla damgasını vuran değişiklikler olmuştur mutlaka, tarih kaynakları bunu anlatıyor zaten.

Fakat son 30 yılda olan değişiklikler mecburiyet istikametinde değil, mevcudiyet istikametinde gelişmiştir.

Mevcudiyetten kastım kişilerin kendi zevk,keyif, hırs, güçlü olma, umursamama, bencillik,ego, tatminsizlik gibi sayabileceğimiz bireysellikleri üzerine yön bulmuştur.

Mutsuzluk, sevgisizlik, saygısızlık, doyumsuzluk hepsi üst üste binmiştir.

Büyük küçük herkes ama herkes kendinden, kendi evinden, ailesinden,dostundan,işinden gücünden,yaşam alanından şikayet eder hale gelmiştir.

Evet doğru kültürler bir birine karışmıştır. Bu kadar kargaşa normaldir. Fakat bu kadar kargaşa normalleşmemeli, normallestirilmemelidir.

Eskiden Anadolu'dan gelen 15 yaşında bir çocuğun çalışarak nasıl başardığını izlerdik.

Şimdi 25 yaşında kolay para kazanan bir adamın kurnazlıklarını izliyor hale geldik.

Son süreçte olan zengin olma hırsı ile paralarına para katmak için ne ahlaka ne yasaya uymayan ama halkın karşısında takdir gören insanları normalleşme sürecine tanık oluyoruz.

Sosyal medyanın kirliliği ile herşey mübah benden başkası umrumda değil distursuzluğuna şahit oluyoruz.

Güya okur yazar oranımız yükseldi.

Güya unvanlarımız yenilendi.

Siyasete girenler makam mevki hırsına kilitlendi.

Kurumları yönetenler boşver demeyi öğrendi.

Bunlar normal değil.

Gerçekten bunlar normal değil.

Evet ülkemizin bir özgüven sorunu vardı ve güncellenmeliydi.

Ama bu kontrolsüz özgüven millet olma bilincini bitirmek üzerine getirdi.

Evet siyasetçilerin birbirini eleştirdiği bir konu var ki halkın seviyesine inme konusu.

Halkımız temiz,naif ince,hassas kırılgan...

Halkımız dertli vatanına sevdalı

Halkımız aşık.

Ama bir gerçek var

Çürük elma sağlam elmayı çürütür.

Siyasetçilerin ve yöneticilerin bir an önce bu konuya eğilmesi gerekiyor.

Ülkemde ahlaksızlık yapanları haddini bildirmesi gerekiyor.

Tüm yetkililere göreve çağırmak gerekiyor. Topyekûn bir çalışmaya imza atmak şart.

İster kabul edelim ister etmeyelim. Ülkemiz yavaş yavaş elden gidiyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Adem Yaman Diğer Yazıları