Küçük sendika, büyük sendika

Değerli dostlar; son günlerde bana sorulan ve görüş bildir denilen konulardan bir tanesi var ki;

Her konuştuğumda yada yazdığımda farklı tepkiler aldığım, hatta kalem ucu ile tehdit edildiğim bir konu.

Sendikalar konusu.

Son yapılan yasal düzenleme ile;

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan yeni toplu sözleşme ikramiyesi metni.

Danıştay ve Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce iptal edilen %1 ve %2 barajların yeniden %1 olarak belirlenmesi kararlaştırıldı.

Toplu Sözleşme İkramiyesinde Yüzde 1 Barajını geçen Sendikaların yararlanmasına karar verilen, Kamu hizmeti sunan binlerce hatta milyonlarca çalışanı ilgilendiren önemli bir konuyu irdelemek istedim.

Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki sendikalarla ilgili ne zaman fikir belirtsem çok sayıda geri dönüş alıyorum.

Bazen söyleyemediklerimizi söyledin yüreğine sağlık deniliyor, bazen da sana ne bu konulara ne giriyorsun denilip üstü kapalı tehdit ediliyorum.

Ama ben şunu dürüstçe söyleyeyim. 25 yıldır Sağlık sektöründe hizmet veriyorum.

Bu Aziz milletimize de 18 yıldır kamu görevlisi olarak gece gündüz çalışıyorum.

Ekmeğimi, rızkımı, hayallerimi hatta geleceğimi çalıştığım emek ile kazanıyorum.

Kimsenin emeğimi de ekmeğimi de zayi etmesine izin vermek istemiyorum.

O yüzden hakkım olana fikrim olanı söylüyorum ve söylemekten çekinmiyorum.

Şunu açık ve net söyleyeyim tarafım önce devlet sonra millet ve benim.

Kendi rantı ve ikbali için, kişisel hırs ve öfkesi için devletin kurumları ile menfaat duygusu içinde hareket eden herkesin karşısındayım ve karşısında olmaya çalışacağım.

Gelelim Toplu Sözleşme İkramiyesi konusuna.

Bu konu önümüzdeki yıllarda çok konuşuldu ve çok tartışıldı, mahkemelik oldu, hak kayıpları oldu, haksızlık oldu, daha çok şeyler oldu.

Meclisimiz ve Devletimiz doğruyu bulmaya çalışırken bazı gerçekleri fark edemedi.

Benim görüşüme göre sendika kurma yetkisi verilmiş herkes aynı haklardan yararlanmalıydı. Yani toplu sözleşme ikramiyesini eşit bir şekilde alınması gerekiyordu.

%2 baraj mahkeme kararı ile kaldırıldı fakat bu sefer de %1 barajı getirildi.

Buda bence büyük bir haksızlık. Burada ya adaletli şekilde her sendika üyesi aynı ücreti alması gerekir. Yada hiç bir sendika ve kamu çalışanının sendika ücret almaması gerekir.

Diğer bir konu sendika kurmanın bu kadar kolay olması.

Yani her isteyenin sendika kurması konusu.

Tabirimi mazur görün ama üç beş arkadaş bir araya gelerek sendika kurmamalı. Toplumsal karşılığı olan, belirli sayıya ulaşarak imza toplayıp çoğulculuk sağlandıktan sonra sendika kurulmalı.

Burada Devlet kurumlarının da bu durumun önünü kesmek için baraj uyguladığını düşünüyorum.

Peki dernek kurup uğraşanlar bir şey bilmiyor mu?

Biz neden dernek kurup hiç bir maddi imkan elde etmeden cebimizden paralar harcayarak hizmet sunmaya çalışıyoruz.

Burada diğer bir hata sendika ücretlerini devletin ödemesi bence.

Maddi olarak sorun yaşamayız düşüncesi ile sendikalar kuruluyor.

Peki o kadar etkili olabiliyorlar mı?

Bu konuyu herkes sorguluyor?

Diğer bir konu ise büyük sendika, küçük sendika, merdiven altı, ofis sendikası, mavi, yeşil, kırmızı, sarı sendika meseleleri.

Bir gerçeği kabul etmek gerekiyor ki her sendika kendisini bir siyasi parti ile ilişkilendirmiş olma durumu.

Her hangi bir siyasi parti ile ilişkisi olmayan sendikanın ayakta durması zor olduğu gerçeği.

Her sendika yola çıkarken ben bağımsız sendika olacağım dedi.

Peki hangisi başardı. Hangileri yoluna devam etti.

Birde çalışanlar gözünden bakalım olaya.

Şunu söylemek istiyorum ki kamu çalışanları hiç birisi sendikacılık konusunda memnun değiller.

Hatta çok çok rahatsızlar.

Üyesi olduğu sendikayı eleştiremese bile çok çok kızgınlar.

Ama çok sayıda sebepten dolayı üyeliklerini sonlandıramıyorlar.

Meclisimizde bu konu ile ilgili detaylı bir çalışma yapılmalı.

Kamu çalışan memnuniyeti oranları belirlenmeli, sendikal memnuniyet oranları araştırılmalıdır. Bağımsız istatistik ve anketler yapılmalı.

Kendi bulunduğu sendikadan çekinen, mobing ve baskı gören insanların olduğunu görecekler.

Buda hem devlete hem de devlet kurumlarına güveni zedelendiğini görmüş olacaklar.

Sendikal faaliyet alanları küçük büyük kavramından daha çok çalışanların kurumları ile aidiyet bağının güçlendirecek motivasyona geçmeli.

Küçük olduğu vurgulanan sendikalar birleşmeli ve birlikte faaliyet göstermeyi kabul etmeli.

Devletten alacakları para ile koltuk veya masa kapma hırsından vazgeçmeli, devletin kurumlarını doğru bilgilendirmeli.

Büyük olduğunu düşünen sendikalar güç bende sarhoşluğundan vazgeçmeli.

Para ile beş taş oynuyorlar izleniminden uzaklaşacak doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilecek profesyonellikte olduğu izlenimini vermelidirler.

Devlet yetkililerimizden ve yasa yapıcılardan ricam şudur ki. Sendikal gücü emekçi çalışanların lehine çeviriniz.

Sendikalar çalışanları mutlu etmek için ve üyeliklerini alabilmek için daha çok bilgi, fikir ve proje üretsinler.

Bazı sendikaların devlet yöneticilerini baskı altına alıyor izleniminden kurtulmak gerekiyor.

Sendika yöneticilerinin kurumlarda yönetici statüsünde çalışmalarının önü kesilmesi gerekiyor

Aksi takdirde motivasyonu düşük bir kamu çalışanı oluşuyor buda hem hükümete, hem devlete hem de kurumlara ciddi zararlar veriyor.

Bu vesile ile Devletimiz ve milletimiz için daha çok çalışmalıyız, ecdadımıza layık bir nesil olmalıyız diyorum herkese selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

SON DAKİKA HABERLERİ

Adem Yaman Diğer Yazıları