Dip Çamuru Temizliği Çözüm Mü?
Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
İlk olarak Van Gölü ile duymuştum,
Van Gölü'nden 1 milyon 950 bin metreküp dip çamuru ve balçık çıkarıldı.
Daha sonra farklı göllerde de bu çalışma yapıldı.
Yıllar sonra Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile dip çamuru temizliğini tekrar duyduk.
Denizde yapılan sanırım ilk çalışma…
Ve bütçesi çok büyük,
Birinci ihaleyi kenara koyuyorum, ikinci ihalenin rakamı 2 milyar 235 milyon.
*
İyi başlıkları sıralayalım,
Türkiye’nin en büyük çevre projesi olarak biliniyor,
Çalışma sınırları aştı. İspanya ve Azerbaycan da dahi gündem oldu.
Dip Çamuru seramik objelere dönüştürüldü.
İzmit Körfezi'ndeki dip çamuru temizliğinin biyoçeşitliliği arttırdığına yönelik bilgi var.
Her ilimize gelen bir bakan, mutlaka çalışmaları yerinde inceliyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın bu projeyi şu cümlelerle anlatıyor; "Çamuru temizlemek için harcanan bütçe 150 milyon dolar civarındadır. Bu büyük bir tutar, ancak bu yapılmazsa Marmara Denizi'ni kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağız. Elektrik maliyetlerimiz bile yılda 700 milyon lira tutuyor. Ama denizi temizlemezsek ileride karşılaşacağımız maliyetler çok daha büyük olacak"
Körfez’in sorunu ise Marmara Denizi’nde ne varsa Körfez’e kusması…
Bu kusmaya karşılık Büyükakın’ın "Kocaeli'de ise ön arıtma yapmadan denize bırakılan su yok” cümlesi bir o kadar önemli.
Aslında Kocaeli gerekeni yapıyor,
Büyükakın bir başlangıç, adım atıyor…
Bu işin İstanbul saç ayağı var.
Ve asıl soru şu,
Kamuoyunda konuşulan şu,
Bu iş çölden bir kamyon toprak almaya benzetiliyor ve peşine bilimsel olarak bu çalışmayı destekleyen açıklama bekleniyor. Bir akademisyen “dip çamuru temizliği kirliliği çözer” dediyse ben duymadım, görmedim.
*
Ve dün kritik üzücü bir açıklama geldi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Bir iki hafta içinde İzmit Körfezi tamamen müsilajla karşılaşmış olacak.”
İşte o açıklama…
“Çınarcık Esenköy Balıkçı Barınağı’nda kıyıdan bakanlar müsilajı çıplak gözle görmeye başladılar. Bu gösteriyor ki müsilaj, yavaş yavaş yüzeye doğru yaklaşıyor ve bir taraftan da kuzeye doğru yayılıyor. Kısa süre içerisinde, bir iki hafta içinde muhtemelen İzmit Körfezi de tamamen müsilajla karşılaşmış olacak.
Peki, ne yapacağız. Şu anda esasında acil olarak yapmamız gereken şey, Marmara Denizi’ne bir şekilde çeşitli yollardan gelen kirlilik kaynaklarını kontrol etmemiz.”
Yani bir tarafta temizlik yapılırken, kirliliğin yine önüne geçemiyoruz.
*
Ve bugün Nokta Gazetesi kritik bir habere imza attı.
Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Aykan Karademir, dip çamuru temizliği projesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Dip çamuru temizliği için “Geçici bir çözüm” dedi.
Ve ekledi;
“Sonuçta yıllardır birikmiş bir kir var ve bunun temizlenmesi kısa vadede muhakkak fayda sağlayacaktır.
Fakat denizi kirletici unsurlar Körfez’e gelmeye devam ettiği sürece bu geçici bir çözüm olacaktır. Temiz bir Körfez için kirliliği kesmemiz gerekiyor. Ne kadar arıtırsanız arıtın kirliliği önleyecek önlemler alınmadan uzun vadeli bir çözüm sağlanamaz.”
Yani bu Körfez’in temizliği sadece dip çamuru ile olacak gibi görünmüyor.
Diğer taraftan Marmara Denizi’nin başını tutan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, muhalif belediye olunca deniz kirliliği sizin gündeminizden düşmüyor. İmamoğlu’nun da böyle hassas bir konuyu acilen gündeme alması gerekmiyor mu?
*
Ve şu açıklamaya bakar mısınız?
Tekrar yazayım,
“Bir iki hafta içinde muhtemelen İzmit Körfezi de tamamen müsilajla karşılaşmış olacak.”
Yani bizim dip çamuru temizliği umarız işe yarar ve Körfez’de müsilaj oluşmaz.
Yoksa bu iş sınıfta kalacak.