“Evinizin Önüne Yapılmasını İster Misiniz” Diye Sordum!

Yanlış anlama olmasın diye,

En son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim.

İZAYDAŞ’ın sorunu, Alikahyalıların sıkıntılarını, yeni tesis ihtiyacını herkes kabul ediyor.

Zaten tesisin yapılmasına kimse karşı değil bunu biliyorlar ama inadına tesise karşıymış gibi gündemde tutuyorlar, suyu bulandırıyorlar, yeri sıkıntı ve herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor.

Bölge vatandaşlarının dili ile çöp tesisi, büyükşehrin dili ile “Biyokurutma Teknolojisi Entegre Tesisi” için doğru yerin Akçekese olmadığını düşünüyorum.

Bunu sadece kurulacak tesis için değil, turizm dediğimiz, tarım dediğimiz ancak köpek çiftliği, cezaevi ve gıda OSB ile anılan ilçenin, üstüne böyle bir tesis ile anılmasını yanlış, büyük hata olarak görüyorum. Anlamak istemiyorsunuz…

Tek sorum var; Kartepe Suadiye’ye, Başiskele Yuvacık’a, Gölcük Ulaşlı’ya bu tesisi yapabilir misiniz? Hayır.

İşte neden “hayır” ise ben de o yüzden bölge insanının sonuna kadar yanındayım.

Yeşiller içinde, su kaynaklarının fışkırdığı noktaya yapılmasını haksızlık olarak görüyorum.

Yapılacak tesisi birazdan değerlendireceğim, ancak hala yer konusunda aynı noktayım.

*

6 yıldır beklenen çöp tesisi ile ilgili bilgilendirmenin ilk adımı bugün gerçekleşti. Kocaeli yerel basınını ile bir araya gelen Genel Sekreter Yardımcısı Gökmen Mengüç ve Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem kurulacak tesis hakkında sunum yaptıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Teşekkür ederiz.

Önce baştan sona sunumu dinledim.

Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, daha çok tesis konusunda bilgilendirdi. Dünyadan örnekler verdi. Çevre kirliliği olmayacak, çöplük yapmıyoruz, koku ve toz olamayacak, orman alanı yok edilmeyecek, çöp kamyonları ile taşıma olmayacak, suyunuz ve toprağınız kirlenmeyecek, görsel kirlilik olmayacak diyerek tek tek anlattı.

*

Yine dersine çalıştığı belli olan Gökmen Mengüç süreç hakkında bilgilendirdi.

Konuşmasında önce iki not aldım.

-Asla Körfez’e çöp tesisi yapılması gündem olmadı.

-Akademik Odalar Birliğine sunulan yerler içerisinde Akçekese bölgesi vardı.

- Bir saat sunumda sadece bir cümle kullanarak Akçekese geçti; “Kendi belirlediğimiz kriterler neticesinde Akçekese’yi belirledik”

Sunum bitti…

Öncelikle bu sunumun Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın tarafından yapılması gerektiğini ifade ettim.

Yine de altı sene sonra böyle bir toplantı olmasını, hem bölge insanları, hem Kocaeli hem de mesleki açıdan çok kıymetli buluyorum.

Bir detaya dikkat çekeceğim Mengüç dedi ki; “Hammaddesi çöp olan bir tesisin bütün garantileri vermesine rağmen tepki alması gayet normal. İnsanlara kızmıyoruz ama bizi bir dinleyin diyoruz” ifadelerini kullandı.

Sayın Mengüç, 13 kişiyi davet ettiniz acaba altı yıldır dinlemediğiniz muhtarlar, bir defa da onlar; bugün sizi dinlemek istemedikleri için toplantıya gelmemiş olabilirler mi?

Mengüç’ün açıklamalarını bir cümlesi eksiksiz gazetemizde yayınladık.

*

Sunum bitti.

Soru kısmına geçildi. İşte Mengüç'e sorduklarım:

- İçerde yaptığınız açıklamada iki konu dikkatimi çekti; dediğinize göre Körfez sizin hiç gündeminizde yoktu, fakat ben orda birkaç defa eylemleri yerinde gördüm. Hatta Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran ile röportaj yaptım ve bana İlimtepe’ye çöp tesisinin yapılamaması adına mücadele edeceğini belirtti. Bir tarafta büyükşehir diğer tarafta ilçe belediyesi bir gariplik yok mu?

“Bizim hiçbir zaman gündemimizde olmadı. Bizim İzmit ile alakalı bir ÇED süreci başlattığımız bir alan var. Belediye başkanı ilçesi hakkında bilgimiz dışında bir demeç vermiş.”

-İçeride yine dediğinize göre belediye kriterler neticesinde Akçakese’yi belirledi ve 14 tane alternatif alan seçildi. Fakat Akademik Odalar Birliği 16 tane önerdiğinizi ama bunların içerisinde Akçakese olmadığını söylüyor. Şimdi Akademik Odalar Birliğindeki belirlenen noktalarda Büyükşehir Belediyesi, Akçakese’yi de önerdi mi önermedi mi? Yani böyle bir çelişki söz konusu mu?

“Evet önerdi. Bununla alakalı Akademik Odalar ile yaptığımız çalışmayı Akademik Odalar imzalamadı. En son toplantılarda çöpümüzü Eskişehir’in bozkırlarına götürelim teklifi bize sunuldu. Şimdi siz böyle bir teklif aldığınızda ne düşünürsünüz? Bizim sorunumuz ve işimiz çöpü bertaraf etmek. Biz romantik davranamayız. Kendi mecrasına bırakalım su gider yolunu bulur deme şansımız yok. Biz 1750 tonluk bir çöpten bahsediyoruz. Nüfusumuz artıyor, nüfus başına yaklaşık 950 gram çöpten bahsediyoruz. Nüfus arttıkça da çöpte artış olacak. Bazen Kurban Bayramı’nda birkaç gün çöp toplanmıyor ve o süreç içerisinde şehre etkisini görüyorsunuz. Bu şehirde çözüm üretmek zorundayız. Biz zaten dile getiriyoruz. Onların söylediği yer konusunda uzlaşamadık. Biz bir çözüm bulmak zorundayız. Kendimiz bir yol yürümeliyiz, biz Akçakese’yle alakalı belirlediğimiz kriterler doğrultusunda en uygun orayı gördüğümüz için su havzaları, erişilebilirlik ve büyüklük açısından bu alanı seçtik ve bu alandan yürüdük. Dediğim gibi o dönemde kimseyi aldatmadık. Onu daha açık bir şekilde söylüyorum. Çünkü başkanımız orası ile alakalı hiçbir zaman vazgeçiyorum demedi. Durduruyorum dedi. Ve durdurmasının gerekçesini mecliste kendisi AR-GE çalışması olarak açıkladı. AR-GE çalışmaları başladı… AR-GE çalışmasını zaten içerde anlattım.”

- Bu açıklamalarda geç kaldığınızı düşünüyor musunuz? Bunu aslında Büyükşehir Belediye Başkanına sormak isterdim ama soruma siz cevap verirseniz size soracağım. Siz iki buçuk yıllık bir tahsis sürecinden bahsettiniz. Kandıra’yı 14 Ocak 2020 yılında bir basın toplantısında duyurdunuz. O zamandan bu zamana kadar neden böyle bir toplantı yapmadınız?

“O da bizim eksiğimiz olsun Ahmet Bey. AR-GE projesi sonrası 2 ay önce firma bizimle görüştü. Şöyle düşünün bununla alakalı bunu netleştirmeden böyle bir açıklama yapmak çok doğru değil. Normalde ÇED süreci yani halkı bilgilendirme toplantısında bizim bu şekilde anlatırken sizlerin öğrenmesi lazım. Onun öncesi ben çıkıp da bunu yapacağım demek genel teamüllere de çok uygun değil ama bakın biz çok farklı bir şey yaptık. Yani şu an 12 Ağustos’tan önce ÇED sürecinden önce bir şekilde basın mensuplarına bilgiyi verelim dedik. Çünkü sorun toplumda ve özellikle şehrimizde bilgisi olmayan herkesin fikri var ve sahip olmadıkları bilgiyle korkunç fikirler üretiyorlar.”

-Ama siz açıklama yapmadığınız için insanlar bilgi arayışına girişti. Bu sürede alan boşluğunu oluşturdunuz. Öyle değil mi?

“Ama şimdi şöyle bununla alakalı alan boşluğu oluşturduk da insanlara şu an bilgi verdik ama bakın buna rağmen ben şunu biliyorum ki bunu söylememize rağmen insanlar hala diyecek ki yalan söylüyorlar. Ya bunlar bir şekilde bizim çevremizi kirletecekler, bizim suyumuzu kirletecekler, bizim toprağımızı kirletecekler. Bakın işin kötü noktası ne biliyor musunuz bu tesis dışardan hiçbir şekilde çöple alakalı bir tesis olduğu görünmeyecek. Ama siz buraya çöp kamyonu yaklaştırdığınız sürece insanlar kapısının önündeki konteynıra tahammülü yok ya bu tesisi tutup da insanların kabul etmesini beklemiyoruz. Zaten çok kabule edecekleri, kırmız halılarla karşılayacaklar gibi bir beklentimiz yok. Açık söyleyeyim ama böyle bir tesisi yapmak zorundayız. Yani bu şehir için yapmak zorundayız. Atıyorum bende sende herkes çöp üretiyor. Evin çöpünü evde ben atarım, 2 günde 1 bir kova çöp döküyorum. Şimdi düşünüyorum olmasa ne yaparım nerede tutarım. Konteynır dolduğu zaman hemen temizlik işlerini arıyorum. Ya diyorum koku oluyor falan… Şimdi dolayısıyla bir şekilde bunu çözmek zorundaydık yapmak zorundaydık. Aslında olan bu.”

- Konuşmalarınızda 5 yıldır A planınız Akçakese olmuş bunu anladık. Peki, oldu ki Akçakese’deki ÇED süreci olumsuz geçerse Büyükşehrin başka bir B planı var mı?

“Şu an yok. Bu zaten bizim B planımız yani sonuçta biz şu ana kadar süreci 2019’dan beri yani şöyle söyleyeyim biz bu alanda çok ciddi anlamda mesafe kat ettik. Yani şimdi şöyle bir şey desem ya orası olmazsa? Yok yani çünkü ben ormanla alakalı tahsis işlerini tamamlamışım ve ÇED ile alakalı fizibilite raporlarını tamamlamışım ve ÇED ile alakalı bir aşamaya gelmişim şimdi projeyi bir şekilde ortaya koymuşum. Yürüyorum zaten bu saatten sonra şimdi ne yapabilirim? Ben size soruyorum, ne yapabilirim?”

- Kandıra bölgesindeki muhtarlar, mahalle sakinleri kaygılı… Büyükşehir şube müdürü dahil tepki gösterdi. Köpek çiftliği, cezaevi, Gıda OSB’nin peşine çöp tesisi ilçesi olarak anılmak istemiyor. Siz eylem yapan vatandaşlara ne söylemek istiyorsunuz?

“Biz bu tesisin onların ortaya koyduğu kaygıların hiçbirinin gerçekleştirmeyecek bir tesis olduğunu söylüyoruz. Yani diyoruz ki biz sizin toprağınıza, tarımınıza, suyunuza, çevrenize, turizm yoluyla alakalı görselinize hiçbir şekilde zarar vermeyeceğiz. Siz bu tesisin tabelası dışında burada böyle bir tesis kurulduğunu hiçbir zaman anlayamayacaksınız. Hatta hemen cezaevinin devamında olduğu için belki cezaevine yeni bir tesis mi yapıldı diye anlaşılacak bir tesis olacak. Ben altını çizerek söylüyorum ya ben ne yaparsam yapıyım ne dersem diyeyim insanlar bunu istemez. Çünkü diyorum ya biz kendi kapımızın önüne konulan bir çöp konteyneri ile alakalı dahi memnun değiliz. Herkes diyelim ki yan taraftaki komşunun önüne konulsun çöpümü oraya atıyım diyor. Şimdi böyle bir tablo varken insanlara açık bir şekilde söyleyeceğim. Kaygılanmayın suyunuz güvence altında, toprağınız güvence altında, tarımınız güvence altında, çevreniz hiçbir şekilde zarar görmeyecek, çevreniz güvence altında daha sayayım mı? Şimdi sizlere de soruyorum vatandaş olarak soruyorum yani basın mensubu değilsiniz vatandaş olarak soruyorum. Bu tesis mahallenize zarar verebilir mi?

-Siz bir vatandaş olarak mahallenize, evinizin önüne, kapınızın dibine bu tesisin yapılmasını ister misiniz?

“Kapımın önünde yapılsın sorun yok, varsa alan yapılsın. Sorun yok. Bakın oraya yapılmasın, şuraya yapılmasın bunun sonu gelmez. Ben kendi açımdan işi de bilen bir adam olarak bu işin içerisinde olan bir insan olarak benim kapımın önünde varsa yapsınlar sorun yok. Çünkü 2 günde bir ben bir kova çöp döküyorum ve o çöp yarın bir gün alınmadığı zaman ne yaparım diye düşünüyorum. Bunun arkasında çok ciddi anlamda bir şey var bunu insanlar görmüyor. Biraz önce söyledik burada 8 tane transfer merkezi var. Biz bunlara ciddi anlamda para harcıyoruz. Niye biliyor musunuz? Şehir içerisinde çöp kamyonları dolaşmasın diye. Hem emisyon azalsın hem de koku olmasın diye. Yani biz dünyanın parasını harcıyoruz. Devasa tırlarla 5 kamyonun tek bir tıra dolabileceği bir sistem kurmuşuz. Sonuçta insan kendi şehrine zarar verecek bir şeyin arkasında durur mu? Destekler mi? Ama şimdi soruyorum sizden bir yerde istemiyorum. Hani yer gösterin falan değil sonuçta bir şey yapmak zorundayız biz artık bunun kaçarı yok. Bana arkadaşım bir şey söyledi ya B planı olmadı C planı? C planımız yok. Açık söylüyorum. Biz zaten A planını geçtik. A planımız vardı İZAYDAŞ’tı. B planımız vardı AR-GE projesiydi bu C planımızdı. Şimdi artık yani 10 tanede plan yapılmaz yani.”

- Bölge insanı Kuzey Marmara otoyolu için açılan taş ocağı ve Sepetçiler’deki taşocağını önerdi. İki öneri için ne düşünüyorsunuz?

“Bahsettiğiniz alanların tamamı İSKİ havzası. Sarışeyh köyünde yer alan taşocağı da dahil olmak üzere. Sepetçilerdeki alan Paşasuyu’nun kaynağı.”

-DSİ’nin 18.10.2019 tarihli raporunda şu cümleler kullanılıyor. “Talep konusu sahada kaynakların rezerjuar alanının beslenme sahası büyük çoğunluğu planlanan proje çalışamlarıyla kapatılacak olup miktar yönünden yer altı suları beslenmeyi olumsuz etkileyecektir.” Daha sonra başka raporda çıkıyor ama ben bu rapor üzerinden soracağım. Rapor olumsuz diyor. Ne değişti?

“Bu rapor değişti ama bu raporun değişmesinde gerekçe ne biliyor musun? Yeni Kandıra yolu ile beraber o bahsettiğiniz kaynakların tamamı gitti. Zaten yani şöyle diyeyim orada ufak gözler ve o yeni yapılan Kandıra yolunun zaten altında kaldı geçti gitti. Zaten Devlet Su İşleri de bunu biliyordu. Sonrasında zaten bakın onların tamamı da şöyle yapı olarak baktığımız zaman kireçtaşı geçirimli bir taş tabaka. Bu olsa bile biz yer alttı suyunu kirletmeyeceğiz diyorum. Ya çöp suyu yok burada depolama yok. Deşarj yok velev ki kaynak olsun. Sorun yok ki. Şurada Bunkerde biriken suyu günlük olarak 90 ton bu suyu vidanjörlerle çekip uygun arıtma tesisimize götürüp arıtacağız. Bunu ve arıtma tesisine giren su zaten şartları sağladığı zaman deşarj oluyor biliyorsunuz ve bu Kandıra’nın dışında bir yerde. Bakın bu konuyla alakalı biz Kandıralı vatandaşlarımızın hassasiyetini biliyoruz. Niye bu kadar hassaslar onunla da alakalı hiç gönül koymuyoruz. Hakkıdır onların yani tutup da ben şimdi ne yapacağım bu insanlar niye istemiyor diyecek değilim ama bizde bakın 2019 yılından sonra o bölgede oluşan tepkiyle beraber dersimizi çok iyi çalıştık. Şöyle diyeyim hiçbir açık bulamazsın bu konuyla alakalı bu kadar da açık ve net söylüyorum. Bak o kadar rahatım ki bu konuyla alakalı çünkü biz dersimizi çok iyi çalıştık. Biz çöpün yönetimiyle alakalı olarak 4 senedir belki farkında değilsiniz çok ciddi bir araştırma içerisine girdik. Bulduğumuz en doğru yöntem bu ve biz inanıyoruz ki bununla alakalı insanlar bize kızacak ama sonuç itibariyle insanlar şunu diyecek kızdık ama çok fazla bir şey olmamış ama yine de memnun olmayacaklar. Onu söyleyeyim çünkü hani diyorlar ya yıllarca hayvan barınağının yanındaki köy dedik cezaevinin yanındaki köy dedik ya işte şimdi de şey diyeceğiz çöp demiyorum ben biyokurutma tesisinin yan tarafındaki köy.”

*

İKİ İSİM ÇÖP TESİSİ İÇİN GELİYOR!

Bir diğer gelişme ise,

Net söylüyorum; çöp tesisi için 10 Ağustos Cumartesi günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ilimize geliyor.

Organize davet ile bu tesisin ne kadar önemli olduğunu, Türkiye’ye örnek olduğunu anlatacaklardır.

Bakan Kurum’un ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vatandaşın tesis tepkisi bilgisi ulaştırılırsa önemli bir ikna dönemeci olacağını düşünüyorum.

Sayın Kurum, Erzincan İliç’te yaşanan felaket sonrası eleştirilirken, yer altı sularının olduğu Kandıra Akçakese noktasında yıllar sonra farklı tepkileri üzerine almamak için bir kere daha düşünmesini beklerim.

SON DAKİKA HABERLERİ

Ahmet Akçaalan Diğer Yazıları