Kötülük ve Kötü İnsanlar

“Kötü insan, başkasının üzüntüsü ile rahatlayandır.” — Sadi Şirazi

Çağımızda kötülük ve kötüler artıyor mu, yoksa geçmişte de bu kadar kötülük var mıydı?

Elbette ki vardı… Özellikle de Peygamberimize (sav) risalet görevi verildiği dönemde insanlığın en karanlık, kötülüklerin en fazla hakim olduğu dönemdi. Bugün farklı olan, bilgi ve iletişim kaynaklarının güçlü olmasından dolayı her an herkesin ne olup bittiğinden haberdar olmasıdır. Eski çağlarda Çin’de yaşanan bir katliam Avrupa’da duyulmazdı. Avrupa’daki bir iç savaş veya salgın hastalıktan Afrikalıların haberleri olmazdı. Bugün ABD’de yaşanan bir silahlı saldırı veya polis kovalamacası, canlı yayında anlık olarak bize aktarılıyor. Çin’de koronavirüs vakaları patlak verdiği anda bizde kaygı ve panik hali başlıyor.

Ekranlarda her an değişen ekonomik göstergeler, kalp grafiğimizi de çiziyor. Ayrıca medyada daha çok kötü haberle yer aldığından ve buna sosyal medyanın da son on yıldır büyük katkı yapmasından dolayı kötünün ve kötülüğün çok fazla reklamı yapılıyor.

Hakikat ötesi — post-truth — çağında iyi ve kötü birbirine girmiş durumda. İyiler, kötülüklerinden (!) dolayı sosyal medyada linçe maruz kalırken, kötüler ise dünyanın en yardımsever (!) insanları gibi taltif ediliyorlar. Fitne ve nifakın zirve yaptığı, herkesin birbirine şüpheyle baktığı bir zaman dilimindeyiz. Agah Aydın’ın,

“Gerçeği, içimizdeki iyi veya kötünün durumuna göre bozarız.” sözü tam da buna işaret eder.

Tüketim toplumu, rekabetin nimetlerini, toplum refahına katkısını sürekli olarak vurgularken, David Sarnoff rekabetin tam tersi ve yıkıcı etkisine vurgu yapar:

“Rekabet, bir ürünün en iyi, bir insanın ise en kötü özelliğini ortaya çıkarır.”

Bunu yaparken de son derece üzgün olduğu görüntüsünü vermeye çalışır kötü insan. Çoğunlukla da başarılıdır bu konuda. Çünkü yıllardır bu rolü oynamaktadır ve tecrübelidir. Ancak asıl acı olan, Napolyon’un dediği gibi, “Dünya, en çok kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden acı çeker.” Seçimlerimizdir bizi iyi ya da kötü yapan. Gücün zirvesindeyken yaptığımız seçimler çok daha önemlidir. Nazan Bekiroğlu’nun dediği gibi,

“İnsanı insan yapan, kötü olmaya gücü olduğu halde iyi olmayı seçebilmesidir.”

Aslında iyi ve kötü insan ayırımında Sadi Şîrâzi’nin koyduğu ölçüye benzer başka ölçüler de var elimizde… Güncel olanlardan birkaç örnek verelim daha iyi anlaşılması için:

  • Ülke ekonomisi kötüleştiğinde timsah gözyaşları içinde sessiz kahkahalar atılması.
  • Dolar kuru yükselirken “Ne olacak bu memleketin hali?” diye ekranlarda bağıranların, kur düşerken boğazlarının düğümlenmesi.
  • İki pitbull köpeği tarafından parçalanan masum kız çocuğu için bir tek kelam etmeyenlerin, sokak köpeklerinin saçtığı tehlikeye karşı tedbir alınması gerektiğini haykıranlara en ağır hakaretleri yapması.
  • Açıklanan Covid-19 vakalarının artışı karşısında, ülke tekrar kapansın, ekonomi zora girsin diye içten içe sevinilmesi.
  • İstanbul Havalimanı başta olmak üzere köprülere, otoyollara ve diğer büyük projelere karşı olanların, bu hizmetleri kullanırken bile beddua etmesi.

Bu örnekleri çoğaltmamız mümkün. Yorumlarınızda belirtirseniz yazıya katkı sağlamış olursunuz. Miladi yeni yılın; iyilerin kazandığı, iyiliklerin öne çıktığı, iyilerle birlikte olduğumuz, iyilik ettiğimizde sevindiğimiz günlere..

“Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.” (Zilzâl, 7–8)

******************************************************

Akdeniz Yatırım Holding A.Ş'de neler oldu?

Köşe yazılarından olsun, sürekli sosyal medyadan olsun uyarıyoruz ama küçük yatırımcı bizi görmüyor/dinlemiyor. Hala olan küçük yatırımcıya oluyor diyorlar ama..

Aslında biraz da suç artık sizde yatırımcı dostlar,

Akdeniz Yatırımlar Holding vakasında yine olan küçük yatırımcıya olmuş anlaşılan. Bu şirket borsaya kote olduğunda ünvanı “Akdeniz Güvenlik Hizmetleri” idi ve hisse kodu da “AKGUV” şeklindeydi. Ancak 2013 yılında ünvan değişikliği yapıldığı için kuruluş tarihi, borsaya dahil olma tarihinden sonra görünüyor.

Sonra malum Twitter platformunda bir tane cengaver çıkıyor diyor ki "fenomen" adı altında ben işte bu şirkete yatırım yapıyor bla bla diyor. Bunu ben demiyorum adama küfür eden binlerce küçük yatırımcı paylaşıyorlar durmadan, bıkmadan.

Ama hata sizde kardeşler. Küçük yatırımcılar. Kaç defa dedik böyle insanlara inanmayın, güvenmeyin diye? Onur Yılmaz denilen arkadaş kim ki siz bu adamın dediklerini yapıyorsunuz?

Ananız mı babanız mı?

Hadi bunları geçtim bu adamın ne iş yaptığını bilen var mı?

Eskiden?

Adam eskiden uzman çavuşken ne hikmetse bizim ulu önder halkımız böyle birini neden meşhur eder, anlamıyorum? Matematik bile bilmediğini düşündüğüm, grafik okumaktan bana göre borsayla alakası olmayan birisini daha popüler yapıp şimdi ağlıyorlar.

3. tavanda kredi yasağını doğrudan uygulayın.

Bugün taban olduğunda oyuncunun ikinci gününde bedelliyi uygulayın. Hani nerede SPK? SPK neden yaptırım uygulamıyor? Neden bir ekip kurup bunları takip altına almıyorlar?

Ben artık hiç bir küçük yatırımcıya üzülmüyorum. Akdeniz Yatırım Holding A.Ş'de zarar edenlere de üzülmüyorum. Hatta oh olsun diyorum!

Akıllanmıyorsunuz,

Araştırmıyorsunuz,

Babanız dese almayacağınız şirketlere yatırım yapıp,

Teknik bilgisi belli olmayan kişilerin dediği üç kuruşluk attığı tweetler ile yatırım yapıyorsunuz.

O yüzden oh olsun! Bu yazıyı okuyan olur/olmaz ama böyle twitter'da ne idiği belli olmayan kişilerle yatırım yapmaya kalkarsanız canınız daha çok yanar.

******************************************************

Ufak bir teşekkür: Bağçeşme tarafında yaklaşık 4-5 aydır hizmet veren Tatlan Pastanesine teşekkür ediyorum. Çalışan nazik ekibi gerçekten bölgenin ihtiyacını gideriyor. Tatlılarla da pek leziz, böyle güzel tatlılar yapmaya devam ederlerse tontiş olup çıkacağım iyice.

Tavsiye ederim bağçeşme bölgesinde tatlı/pasta ve kahvaltı için denemenizi.

SON DAKİKA HABERLERİ

Alper Tunga Akkuş Diğer Yazıları