HYGGE… Yani basit mutluluğun sırrı…
Sevgili takipçilerim… Nokta Gazetesi’nden bir kez daha iyi günler…
Sevgili takipçilerim…
Nokta Gazetesi’nden bir kez daha iyi günler…
Bu hafta yoğun bir “Buz Pateni” programı olmasına rağmen, Viking diyarı Danimarka hakkında birkaç satır yazmak istedim.
Belki bazılarınız biliyor… Oğlum ve değerli eşi 3 yıl önce Hans Christian Andersen’nin de doğduğu Odense şehrine yerleşti.
Bu vesileyle, Viking diyarı Danimarka'da nasıl bir yaşam var ve mutluluğun formülüne dair ne tür bir yaşam felsefesi benimsendiğini yazmak istedim.
Şöyle ki…
Geçtiğimiz günlerde 9 gün süren bir Danimarka seyahatim oldu.
Danimarka, genellikle “Dünyanın en mutlu ülkesi” olarak anılıyor ve bu durum Birleşmiş Milletler’in mutluluk raporlarıyla da sıkça doğrulanıyor.
Peki, bu küçük İskandinav ülkesini bu kadar huzurlu ve yaşanılası kılan konular nedir?
OKUNUŞU HÜGE
İşte Danimarka’da yaşamın anahtar noktalarına bir göz atalım:
Başlığı okuyunca da şaşırdınız... Evet… Hygge… Yani Basit Mutluluğun Sırrı…
Danimarka kültüründe önemli bir yer tutan HYGGE (Okunuşu "Hüge"), rahatlık, huzur ve birlikte olmanın tadını çıkarmayı ifade eden bir yaşam felsefesi.
Soğuk bir kış gecesinde sıcak bir battaniye altında kitap okumak, arkadaşlarla bir kahve eşliğinde sohbet etmek ya da mum ışığında akşam yemeği yemek, Danimarka’nın yaşam tarzının temel unsurlarından.
Bu basit mutluluk anlayışı, modern dünyanın karmaşası içinde Danimarkalıların huzuru bulmasına yardımcı oluyor.
EŞİTLİK VE GÜVEN ÜZERİNE KURULU TOPLUM
Danimarka, sosyal eşitliğe ve toplumsal dayanışmaya büyük önem veriyor.
Eğitim, sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik gibi temel ihtiyaçlar devlet tarafından karşılanıyor.
İnsanlar arasında büyük gelir farklılıklarının olmaması, bireylerin kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlıyor.
Ayrıca, toplumda yüksek bir güven kültürü var; insanlar hem birbirlerine hem de kurumlara güveniyor.
Bu, günlük hayatı kolaylaştırıyor ve yaşam kalitesini artırıyor.
En önemli diğer bir nokta da herkes birbirine saygılı ve kurallara uyan bir toplum.
DOĞAYLA İÇ İÇE BİR YAŞAM
Danimarkalılar, doğaya büyük değer veriyor. Kocaeli’nde bulunan Ormanya gibi parklar şehrin içinde bir tane değil şehrin büyüklüğüne göre birkaç tane var.
Bisiklet, ülke genelinde en popüler ulaşım araçlarından biri ve şehirler bisiklet yollarıyla dolu.
Çok düz bir ülke. Ayrıca, parklar, ormanlar ve sahiller her yaştan insanların, doğayla bağ kurabileceği alanlarıvar.
Özellikle friluftsliv (Açık hava yaşamı) anlayışı, insanların yıl boyunca açık havada vakit geçirmesini teşvik ediyor.
Güneşe hasret olan bir ülke olarak, güneşi görenler hemen parklara yayılarak güneşten maksimum faydalanmaya çalışıyor.
9 gün boyunca Danimarka’da kalmama rağmen güneşi hiç göremedim, ama yerel halkın güneşe olan sevgisini sosyal medyadan takip edebildim.
KISA ÇALIŞMA SAATLERİ… HAFTADA 36 SAAT VE UZUN AİLE ZAMANLARI
Danimarka’da iş ve özel hayat dengesi oldukça önemli.
Çalışma saatleri genellikle kısa, izin politikaları ise oldukça cömert.
Çoğu çalışan akşamüstü saatlerinde işten çıkıyor ve ailesiyle ya da sevdikleriyle kaliteli zaman geçiriyor.
Bu, stres seviyesini azaltırken aile bağlarını güçlendiriyor.
Ayrıca, firmalar, gençlerin 16 yaşından itibaren çalışma hayatına dahil olmalarını teşvik ediyor.
Bu, gençleri erken yaşlardan itibaren iş dünyasıyla tanıştırarak, yaşam becerileri kazanmalarına yardımcı oluyorlar.
MİNİMALİZM VE SADELİK
Danimarka’daki yaşam tarzı, fazlalıklardan arınmış bir sadelik üzerine kurulu.
Ev dekorasyonundan moda anlayışına kadar her alanda minimalist bir estetik hâkim.
İnsanlar, sahip oldukları eşyaların niceliğinden çok, niteliğine önem vermiş.
Özellikle ikinci el eşya satan dükkanlar, her kesimden insanın alışveriş yaptığı yerler var… Ben de bu yerlerden alışveriş yaptım.
Bu, tüketim çılgınlığından uzak, daha sürdürülebilir bir yaşam biçimini teşvik ediyor.
Tabii ki ailemle şehrimin takımı Kocaelispor atkımla bol bol gezdim, soranlara Kocaelispor’umuzu anlattım.
DERS ÇIKARMAK
Danimarka, dışarıdan bakıldığında masalsı bir ülke gibi görünüyor, ama bu yaşam tarzı yalnızca coğrafi ya da ekonomik koşullarla karşılaştırılmamalı.
Danimarkalılar, mutluluğun küçük anlarda gizli olduğunun farkındalar.
Belki de bizim de bu yaşamdan çıkarabileceğimiz en büyük ders, mutluluğu büyük hedeflerde değil, günlük hayatın küçük detaylarında aramaktır.
Elbette, ülkemizdeki gelir dağılımı bu tür bir yaşamı zorlaştırıyor; ancak bu anlayışı günlük hayatımıza küçük adımlarla dahil edebiliriz.
Danimarka’nın huzur dolu yaşam tarzı, modern dünyada daha dengeli ve tatmin edici bir hayatın mümkün olduğunu gösteriyor.
Belki biz de kendi hayatımıza biraz HYGGE katabiliriz.
Ne dersiniz?