AKUT kurucusu Nasuh Mahruki neden tutuklandı?
Akut’u bilmeyeniniz yoktur. Türkiye’nin ilk profesyonel Arama Kurtarma Derneği olarak yıllardır Türkiye’de ki doğa üstü olaylarda ve arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlenen bir dernek.
Kurucu Başkanlığını Nasuh Mahruki’nin üstlendiği ve yıllarca başkanlığını yapmış olan Mahruki, 1968 yılında İstanbul’da doğdu. Kendisi Osmanlı döneminde Sultan II. Mahmud’a hizmet etmiş Kaptan-ı Derya Nasuhzade Ali Paşa'nın 5. kuşak torunudur.
Nasuh Mahruki’nin ailesi 200 yıldır Türkiye’de yaşamış köklü bir ailedir. Babası Cafer Cem Mahruki, Türkiye’nin önemli koleksiyoncularından biridir.
Mahruki İstanbul’un ünlü liselerinden biri olan Şişli Terakki Lisesi'ni bitirdi. 1992 yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun oldu. Dağcılık dışında mağaracılık, aletli dalış, yamaç paraşütü, motor sporları, bisiklet ve yelken sporlarıyla da ilgilenmektedir.
1992-1994 yılları arasında 7000 metreden yüksek beş dağa tırmanarak Kar Leoparı unvanını aldı.
1995 yılında Everest Dağı'na tırmanan ilk Türk dağcı oldu.
1996 yılında yedi kıtanın en yüksek dağına tırmanarak Yedi Zirveler projesini tamamlayan 45. ve en genç sporcu oldu.
Sonraki yıllarda da birçok zorlu tırmanış gerçekleştirdi. En önemlileri, oksijen desteksiz olarak gerçekleştirdiği Cho Oyu, Lhotse ve K2 dağlarıdır.
2010 yılında bir kez daha Everest Dağı'na tırmandı.
Himalayalar'da Bhutan Krallığı'na yaptıkları bir motosiklet yolculuğu sırasında geleneksel bir düğün töreniyle Mine Mahruki ile evlenen Nasuh Mahruki, Barlas ve Bilge adında iki çocuk babasıdır.
Ayrıca yüzlerce arama kurtarma çalışmasına katılmıştır.
7 tane yayınlanmış kitabı bulunmaktadır.
Belgesel filmler çekmektedir.
Bir çok lise ve üniversitede öğrencilere seminer vermiştir.
Televizyon kanallarında ve gazetelerde kendi uzmanlık alanıyla ilgili programlar yapmış ve köşe yazarı olarak görev almıştır.
Gelelim fasulyenin faydalarına. 12 Kasım’da yapmış olduğu açıklamalarından dolayı, 20 Kasım 2024'te halkı yanıltıcı bilgiyi, alenen yayma suçlamasıyla tutuklandı. Peki ne olmuştu da tutuklanmıştı, neydi yanıltıcı bilgi. 12 Kasım Salı günü X hesabından YSK'ye yönelik paylaşımında;
"Büyük Türk milleti, çok dikkatli ve uyanık olmalısın. İktidar ve YSK son bir kez daha seçimleri çalmak için tezgah kuruyor. Bilgisayar Mühendisleri Odası erken yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde mutlaka senin adına denetim yapma yetkisine sahip olmalıdır. Denetlenmezlerse oylarımızı çalarlar, sahtesiyle değiştirirler ve seçimi yine yasa dışı kazanırlar. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin sonu olur ve bu son en kötü kabuslarınızda bile göremeyeceğiniz kadar korkunç olur," ifadelerine yer vermişti.
Böylesine muhteşem bir insan, çevresine, vatanına, milletine bu kadar fayda sağlamış olan biri sizce sırf bu cümleyi kullandı diye tutuklanmalı mıydı ? Sırf kendi düşüncesini sosyal medya hesabından paylaştığı için birilerinin kuyruğuna bastığı için mi tutuklandı yoksa gerçekten de söylemleri kanunlara aykırı mıydı ? Dışarıda bu kadar ruh hastası, katil , hırsız, anarşist, dolandırıcı, sapık varken, böylesine düzgün bir insanın tutuklanması normal mi ? Tabiiki söylemlerini tasvip etmiyorum, devletin üzerinde bir el olamaz, iftira atarak, çamur at izi kalsın şeklindeki tavrı doğru değil fakat konuyla ilgili mahruki’ye dava açılabilirdi. Bu şekilde direk tutuklanmasını doğru bulmuyorum.