CHP delegeleri omuzlarındaki yükün farkında mı?
*Bir kamuoyu araştırmasının sonuçları paylaşıldı dün. Asal Araştırma’nın anketinde, CHP’de beklenen erimenin yaşandığı görülüyordu. Seçim yenilgisinin ardından koltuk kavgasına sahne olan partinin 5 puanlık bir kayıp yaşadığı ankete yansımış. Bu eğilim devam ederse CHP’nin 2019’da kazandığı büyükşehir belediyelerinin önemli bir bölümünü kendi elleriyle iktidara geri vereceğini öngörmek zor değil. Ama bu durumu tersine çevirmek için de hala bir umut var.
İstanbul kongresinde değişimcilerin adayı Özgür Çelik’in kazanması kurultay denklemini değiştirdi. Genel başkanı belirleyecek 7 delegeden biri Özgür Çelik’in blog listesinden olacak. İstanbul’un ardından Anadolu’da yapılan il kongrelerinde de rüzgar değişimcilerden yana esti. Genel merkezcilerle değişimciler kafa kafaya geldi diyebiliriz. Artık kurultay da Kılıçdaroğlu için çantada keklik değil.
Durum giderek aleyhine doğru yön değiştirirken Kılıçdaroğlu masa yumruklamaya devam ediyor. Hafta sonu Kocaeli’de düzenlenen Marmara Yerel Yönetimler Çalıştayında konuşan Kılıçdaroğlu “Kim kongrelerden sonra parti aleyhine konuşursa, partiyi televizyonlarda tartışır hale getirirse kimse kusura bakmasın onu partiden ayıracağım” sözleriyle demir yumruğunu muhaliflerine doğru salladı.
Siyasi kariyeri baştan sona bir başarısızlık hikayesi olan Kılıçdaroğlu’nun tek başarısı CHP’yi kontrol edebilmek. Ancak bu kez işi kolay değil. Kongreyi kazanmış gibi parti içi muhalefete ayar vermeye başlayan Kılıçdaroğlu’nu hazin bir son da bekliyor olabilir. Girdiği tüm seçimleri kaybetmeyi başaran Kılıçdaroğlu, kurultayda CHP’yi de kaybederse acıklı bir veda olur doğrusu.
Zaten değişimcilerin adayı Özgür Özel de Kılıçdaroğlu’nun bu ifadesine sert bir biçimde yanıt verdi. Özel “Birincisi kurultaydan sonra kimin genel başkan olacağına CHP’nin üyelerinin yetkilendirdiği delegeler karar verecek. Yapılmamış kurultaydan kurultay sonrası kapı önüne koymaları değil, ben baba evinin kapılarını açmaları vaat ediyorum” sözleriyle Kılıçdaroğlu’nun “Halil İbrahim sofrası” noktasından nerelere savrulduğunu da hatırlatmış oldu.
Yine Kocaeli’de yaptığı konuşmada delege sistemini kaldıracağını, milletvekilleri için 3 dönem kuralı getireceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, tavizler vererek kazanmayı umuyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de dağıta dağıta kazanmaya çalıştı ama dağıttıkları ile kaldı!
Eğer parti oligarkları ve kurultay delegeleri, Kılıçdaroğlu’nun yanında durarak yerel seçim sürecinde ve sonrasında paylarını alacaklarını düşünüyorlarsa bence bir daha düşünsünler. Çünkü paylaşılacak pek bir şey olmayacak gibi görünüyor. Beklenen değişim gerçekleşmezse yerel seçimde de bir hezimet yaşanması kaçınılmaz. Üstelik sadece CHP’nin belediye kaybetmesi ile sınırlı bir kayıp olmayacak bu. Türkiye muhalefeti tamamen dağılacak. Muhalif seçmenin depolitizasyonu kalıcı hale gelecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan hiçbir karşı çıkışla karşılaşmadan Türkiye’yi istediği gibi yönetecek. Bu durum ise sadece muhalefet için değil, iktidar seçmeni için de iyi bir haber değil. Rakipsiz bir iktidarın, göstermelik seçimlerin kimseye faydası olmaz. Dünya bu durumun örnekleri ile dolu.
Kılıçdaroğlu’nun kurultayı kazanması ve ardından yerel seçimde yaşanacak yeni bir hezimet başka senaryoları da gündeme getirebilir. CHP bölünebilir mesela. Değişimciler kendi yollarına gidebilir. Ya da Kılıçdaroğlu olağansütü kurultayla görevi bırakabilir. Peki ama bunun için neden bir seçim daha kaybedilsin? Kazananı olmayacak bir yola neden girilsin? İşte CHP delegelerinin üzerine uzun uzun düşünmesi gereken sorular bunlar.