Dindar kadınlar: ‘Özlem Zengin yalnız değildir’

AK Parti’nin nereden nereye geldiğini görebilmek için kadın meselesine bakmak yeterli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakan olarak kamuoyuna bizzat duyurduğu, Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden “bir gece ansızın” çıkıverdik.

Oysa çok iyi biliyoruz ki AK Parti’ye yakın kadın örgütü Kadem yöneticileri de, AK Partili kadın vekiller de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmüşlerdi. Ancak Erdoğan kadınları dinlemedi. "Türk aile yapısını bozuyor" diyen dindar erkeklerin beklediği yönde karar aldı.

Dindar camiada her zaman olduğu gibi kol kırıldı yen içinde kaldı. Bu harekete en başından beri en büyük emeği veren kadınlar, seslerini yükseltemedi. İktidara kadınların emeği ile gelenler, kadın haklarına alerjisi olan bir grup radikal görüşlü erkeğin baskısına direnemedi. Bu durumun ardında AK Parti’nin iktidarda kalabilmek için ittifakını genişletme çabası vardı. Belli ki dindar kadınlar “çantada keklik” olarak görülüyordu.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması da yetmedi. Kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen 6284 Sayılı Kanun’a da göz diktiler.

Covid 19 aşısı ile ilgili “Yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilir” şeklinde akıllara ziyan bir açıklama yapan Fatih Erbakan’ın genel başkanı olduğu Yeniden Refah Partisi, AK Parti ile ittifak yapabilmek için 6284 sayılı kanunun kaldırılması şartını koştu.

Bir tane AK Partili erkekten “Olmaz öyle şey” yorumu gelmedi. Yasayı savunan AK Partili Özlem Zengin ve Bakan Derya Yanık, sosyal medyada dindar erkeklerin lincine maruz kaldı.

Zengin’e tepki gösterenler arasında İhsan Şenocak da vardı. Şenocak ülkede yaşanan musibetlerden 6284 Sayılı Kanunu savunanları sorumlu tuttu!

Aynen şu ifadeleri kullandı Şenocak: “Musibet yağıyor.Allah Teala bize ACZİYETİMİZİ gösteriyor.İbret alıp, İSTİĞFAR etme yerine kadın cinayetlerini artıran, boşanma oranlarını patlatan hasılı ALLAH TEALA’ya -haşa- “hükümlerin ailede geçmez” diyen kanun maddelerine KIRMIZI ÇİZGİ dersek daha çok belâya müstahak oluruz.”

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Yorgunum. Yalnızlıktan da yorgunum, camiamızın içinde bulunduğu durumu değerlendirirken de hüzün duyuyorum. Ben tartışılamaz demedim. Keşke daha insani, seviyeli, İslami bir ortamda tartışabilsek” ifadeleri ile anlattı duygularını.

Gerçekten çok üzüldüm Zengin’in bu sözlerini okuyunca. Neyse ki Kadem, Hazar Derneği, ASAP gibi STK’lardan Özlem Zengin’e destek açıklamaları geldi.

Kadem Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu “Kadının toplumsal hayattaki varlığının, 28 Şubat’tan beri ilk kez bu kadar şiddetli tartışıldığı bir dönemdeyiz. Mağduriyetlerin ortadan kaldırılması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için ortak insani bir noktada buluşmak pekala mümkün iken bazı kesimler, özellikle kadına yönelik şiddeti tasvip etme ya da görmezden gelme gibi bir tavır içinde. Bu durum ne insani ne de İslamîdir” dedi.

AYSİT Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Serpil Balat, Serbestiyet’e verdiği röportajda “Özlem Zengin yalnız değildir. Beyanatlarına katılıyoruz. Özlem Zengin vekilimiz ve Derya Yanık bakanımız mazlum ve mağdur kadınların sesi oluyor. Hem Kur’an ve Rasulümüzün pak sünneti hem de 6284 bizim kırmızı çizgimizdir. Biz “Fatıma’yı üzen beni üzer” diyen Hz. Muhammed’in ümmetiyiz. 6284 sayılı kanun Fatımaları koruyor, Havleleri koruyor. 6284 etkin uygulanmalı ve uygulama hatalarına engel olunmalı” ifadelerini kullandı.

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca da Zengin ve Yanık’a destek olmak amacıyla "Evet, elbette 6284'ü tarumar ederseniz hakkımız helal değil..." başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İktidarı kaybetmeleri halinde başörtüsü özgürlüğünü kaybedecekleri yönünde korkutulan kadınların, yaşama hakkını koruyan düzenlemelerin hedef alınması ne yaman bir çelişki! Kadınların tek hakkı örtünmek midir?

Dindar kadınlar elbette bu çelişkiyi görüyor ve belki bu kez kol kırılıp yen içinde kalmayacak.

Erkek şiddeti, kurbanının seküler ya da dindar olmasına bakmıyor. Bir gün başı açık bir kadın, ertesi gün başörtülü bir kadın erkek şiddetinin kurban oluyor. Birlikte ölüyoruz ama birlikte ses veremiyoruz.

Bu yaşananlar karşısında biz seküler kadınların beklentisi de dindar kadınların bu kez seslerini yükseltmeleri ve tüm kadınları korumak amacıyla çıkarılmış 6284’e sonuna kadar sahip çıkmaları.

SON DAKİKA HABERLERİ

Buket Afkan Diğer Yazıları