Ekonomide sürrealist model!
Merkez Bankası hafta sonunda yaptığı düzenlemelerle kur korumalı mevduattaki faiz ve vade sınırlarını kaldırarak şirketlere 1 ay vadeli KKM imkanı sağladı.
Bu bize Erdoğan’ın ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ iddiasından vazgeçtiğini mi gösteriyor?
Sadece Merkez Bankası’nın kararları değil bize bunu düşündüren, Erdoğan dün gece katıldığı canlı yayında da şunları söyledi: “Ekonomi politikalarımızı daha da güçlendirmek için şimdiden ciddi hazırlıklar yürütüyoruz. Uzun yıllar ekonomi yönetimimizde yer alan Mehmet Şimşek kardeşimizin koordinasyonunda bir ekip bu doğrultuda hazırlıklar yapıyor.”
Ekonomiyi takip edenler bunun ne anlama geldiğini biliyor. Mehmet Şimşek’in neyi temsil ettiği belli.
2022 yılında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından “Neoklasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım” olarak tarif edilen model terk ediliyor.
Bu modele karşı çıktıkları için “mandacı” olmakla suçlanan ekonomistler haklı çıktı. Enflasyon uçtu, bütçe açığı büyüdü. Cari açığı idare edebilmek için, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olmakla suçladığımız BAE’ye bile el açar hale geldik.
Hükümetin dünyada örneği olmayan bu tuhaf ekonomi politikasından sessizce ve adını koymadan vazgeçtiğini görüyoruz ama üzerinde çalışılan programı da bilmiyoruz.
Hatta bir şeylerin değiştiğinden, yeni bir hazırlık yapıldığından Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin bile haberi olmadığı anlaşılıyor.
Nebati önceki gece katıldığı canlı yayında, 15 Mayıs’ta faizlerin artmayacağını tekrarladı ve “Bu politikamızda herhangi bir değişiklik olmayacak. Türkiye Ekonomi Modeli oturdu. Bu bir meydan okumadır. Meydan okumalardan biri politik arenada 'dünya 5'ten büyüktür' demekse, ikinci meydan okuma da biz sizin politikalarınızla değil, sancılı bir geçiş olsa bile bu politikalarınızı terk ederek Türkiye'ye özgün, işsizliği azaltan, üretimi artıran bir politika uygulamaktır” dedi.
Nebati’ye göre program başarılı ise Erdoğan neden ille de Mehmet Şimşek’le çalışmak istiyor?
Malumunuz, Mehmet Şimşek, Erdoğan’ın bakanlık teklifini reddetti. İşlerini, taahhütlerini bahane gösterdi. Öğreniyoruz ki ikinci bir görüşme gerçekleşmiş ve Şimşek hükümete ekonomi programında “destek olmaya” razı edilmiş.
Mehmet Şimşek demek, faiz politikasının değişmesi demek.
Yerine harıl harıl bakan aranan Nebati, tüm bunlardan habersiz mi çıkıp milyonların karşısına mevcut modeli savunuyor? Anlamak mümkün değil.
Belki de Nebati’nin bir bildiği vardır. Gerçekten bu model 15 Mayıs’tan sonra da sürdürülecek, “Dünyaya meydan okumaya” devam edilecektir. Belki de Erdoğan, Mehmet Şimşek kartını bir yerlere “mesaj vermek” için kullanıyordur. Mehmet Şimşek ismiyle ulusal ve uluslararası piyasalara güven vermeye çalışıyorlar seçime giderken.
En temel politikalarla ilgili bu çelişkili söylemler ve KKM’de faiz sınırı kaldırılırken Merkez Bankası’nın düşük faizle bankaları fonlamaya devam etmesi gibi tutarsız uygulamalar kafaları karıştırıyor. Bu şartlarda gelecekle ilgili bir projeksiyon yapmak imkansız hale geliyor.
Hiç kimse seçimden sonra AK Parti hükümetinin uygulayacağı ekonomi politikalarını bilmiyor. Sonuçları soframızdaki ekmeğin fiyatını belirleyecek politikalardan bihaber seçime gidiyoruz. Çünkü ne Erdoğan’ın ne de Nebati’nin karşısına katıldıkları programlarda bunları soracak bir “gazeteci” çıkarılıyor. Demokrasi ile ekonomi arasındaki ilişkiyi hala anlamayanlar, bir daha düşünsün bence.