Makarnacılardan, soğan kafalılara...

Soğan fiyatlarındaki artışa dikkat çekmek için elinde kuru soğanla video çeken Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, eleştirilere “Soğanın cücüğüyle oyna biraz cücüğüyle” sözleriyle karşılık veren Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye cevap verdi.

Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Kılıçdaroğlu “Soğan, cücük hakaretleri ediliyor. Soğan kafalı diye paylaşım yapıyorlar. Ben neyin huzurundayım biliyor musunuz? Eskiden bunları sureti bizlerden görünenler yapardı. Makarnacı, kömürcü diye alay edilirdi fakirle fukarayla. Çok şükür onları aramızdan uzaklaştırmayı başardık.

Çok zor oldu ama başardık, vallahi de billahi de. Biz halkçı olma mücadelesi verdik ve kazandık. Saraylılar ise zenginleşti. Çok zenginleşti. Artık fakirle fukarayla alay ediyorlar. Soğan, peynir, yağ onlar için komik şeyler. Allah'ımıza şükürler olsun ki, biz değiştik” ifadelerini kullandı.

Sorumluluğunu taşıdığı bir konuda tedbir alması, çözüm bulması gereken bir bakanın bu sözleri sarf etmesinin hiçbir izahı bulunamaz. Pahalılıktan vatandaşın gözünün feri söndükçe Nebati’nin gözlerinin içi parlıyor. Millet patates soğan hesabı yaparken, miting alanlarında iştahla “Silifke yoğurduyla kavurma iyi gider” muhabbetleri yapıyor. “Millet aç aç!” bir karikatür cümlesi olmaktan çoktan çıkmış memlekette, Nebati artık komik bile değil.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da aynı eleştirilerle ilgili olarak “Biz Togg diyoruz, onlar soğan” çıkışıyla bir partinin üst düzey yöneticisi olarak vatandaşla empati kurmayı çoktan bıraktığını ispatlamıştı.

Bu ülkede seçmen kimliklere sıkıştırılmış olmasaydı, sadece bu sözler kaç tane iktidarı devirmeye yeterdi. Ama işte nasıl olsa onlara oy verecekler, nasıl olsa koltuklarını kaybetme riskleri yok.

Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, bir zamanların sözde halkçı partisi CHP içinde de AK Parti’ye oy verenlere “Makarnacı, kömürcü, bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam” diyenler çoktu. Hatta daha ileri gidip “Dağdaki çobanın oyuyla benim oyum bir mi” diye isyan eden demokrasiyi idrakten uzak tipler vardı.

Kılıçdaroğlu eğer onları partiden temizlemeseydi, Türkiye yüzde 70 sağ-yüzde 30 sol matematiğine hapsolur, ülkede değişim imkansız hale gelirdi. Seçimler Orta Doğu ülkelerinde olduğu gibi göstermelik bir hal alırdı. Siyasi rekabetin olmadığı bir seçimde ne EYT’nin, ne maaş zamlarının esamesi okunurdu. Ne “mülakatı kaldıracağız” ne “ÖTV’den muaf tutacağız” vaatlerini duyabilirdik.

“Makarnacılar” söylemi muhalefete hiçbir şey kazandırmadı, bakalım bu “soğan kafalılar” iktidara ne kaybettirecek?

Seçime günler kala gaflet uykusundaki iktidar elitlerini uyaracak birileri kalmış en azından. AK Parti’nin resmi “gazetecisi” Abdulkadir Selvi, parti elitlerine seslendi dünkü yazısında.

"Bizim vatandaşımız Togg’la, TCG Anadolu gemisiyle, İHA’larla, SİHA’larla gurur duyar. Karadeniz gazından mutlu olur. Ama dar gelirli vatandaşlarımızın ekonomisi Togg değil markettir. Soğandır, patatestir, salçadır, makarnadır, et fiyatlarıdır. Halkın ekonomisi kendi cebidir” dedikten sonra Selvi, “Dar gelirli soğanla, ekmekle, makarnayla, karnını doyuruyor. Boşuna demiyoruz, 'Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana' diye. Çünkü soğan bir simge. Her seçimde tencere önemlidir. Ama bu seçimde tencere hayati derecede önemli hale geldi” uyarısını yaptı.

İnşallah duyan birileri olmuştur.

SON DAKİKA HABERLERİ

Buket Afkan Diğer Yazıları