Meral Akşener’e yapılan kadınlara hakarettir
Türkiye’de kadınların siyasete katılımının düşük olması, cinsiyet eşitliği sorunun hem nedenlerinden hem de sonuçlarından biridir. Toplumun en ağır sorunlarla boğuşan yarısının, siyasette yeterli oranda temsil edilememesi, kadınları erkeklerin insafına terk etmek anlamına geliyor.
Bu durumun en önemli nedenleri, erkek egemenliğine dayalı cinsiyet rejiminin yarattığı ekonomik ve toplumsal eşitsizlikler olduğu kadar erkek egemen siyasi kültürdür.
Eril zihniyetin siyaset sahnesini kadınlara nasıl dar ettiği, bugün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener örneğinde bütün çirkinliğiyle görünür olmuştur. Bir genel başkana yapılanları görünce, Anadolu’nun ücra köşesinde ilçe yöneticisi, mahalle temsilcisi olmaya cesaret etmiş bir kadına neler yaşatılabileceğini tahmin etmek hiç zor değil.
Akşener, Konya mitinginde şahsını ve partisini terörle ilişkilendirmeye çalışanlara cevap verdi. Akşener "Bu ele, bugüne kadar terörist eli değmedi. Allah hakkı için değmedi. Vallahi değmedi, billahi değmedi. O terörist eli, bu ele değse; vallahi keserim, billahi keserim. Allah şahit olsun, keserim. Ya arkadaş, Recep Bey, iftira atıp duruyorsun; günahtır, günah. Bizim için PKK, bir terör örgütüdür. Kahrolsun ve kahredeceğiz" dedi.
Eril dilin bu açıklamaya karşılık verdiği yanıt şimdi gündemde. Siyaset Bilimci Onur Erim, A Haber’de konuk olduğu programda Akşener’in “eli elime değmedi” ifadesine karşılık olarak "Eli değmemesi çok mühim değil başka bir şekilde değmiştir, bilemem" deyiverdi!
66 yaşında, torun torba sahibi bir genel başkan hakkında bu kadar mide bulandırıcı ifadelerin kullanılabildiği bir ülkede kadınlar siyasete girmek ister mi? Girseler de barınabilirler mi? Rakipleri karşısında kadın olmaktan kaynaklanan tüm dezavantajların yanında bir de “namus”larına yönelik saldırılardan korunmaya çalışarak nasıl ilerleyebilirler?
İş hayatının kadınları erkeksileştirdiğinden yakınanlar meseleye hiç bu açıdan bakmazlar. Kadınlar “dişi” yanlarını koruyarak iş hayatında, siyasette var olamıyorlar maalesef. Biz kadınlar, bu ülkede cinsel kimliğimizi görünmez kılmayı, daha ergenliğe girdiğimiz okul sıralarında öğreniyoruz.
Meral Akşener gibi, bir yanıyla anaç, bir yanıyla erkeksi bir imaja sahip olan bir kadın hakkında bu kadar aşağılık ifadeler kullanılabiliyorsa, genç ve dişi özellikleri ön planda olan bir kadına neler yapılmaz
Siyaset bilimci diye ekranlara çıkarılan bu adamlar, siyaseti böyle okuyor işte. 2023 seçim süreci Türkiye tarihine seviyenin en düştüğü seçim olarak geçecek. Dua edelim de sonuç, zihinlerimizin ve ruhlarımızın bu kadar kirletildiğine değecek bir sonuç olsun.
İzmit’te hemşerimiz Meral Akşener’in de katıldığı dünkü Millet İttifakı mitingine yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı tahmin ediliyor. Bu Kocaeli için hayli yüksek bir katılım. Hiçbir taşıma organizasyonu olmaksızın, toplu taşıma araçlarını kullanarak meydanı dolduran vatandaşlar, coşkulu olmaktan ziyade kızgın ve bıkkındı. Benim alanda yapılan röportajlardan gördüğüm kadarıyla, adalet arayışı ve gelecek kaygısı ön plana çıkıyordu. Yaşlı bir hanım gözleri yaşlı “Çocuklarımın, torunlarımın geleceği için geldim” derken, öfkeli bir genç “Gençliğimizi çaldılar” diye sitem ediyordu.
Kimlik ve beka siyasetinin gazına basıp işi kadınların “namusuna” kadar getirenler sokaktaki feryadı duymuyorlar maalesef.