Muhalefeti bu gidişle daha büyük bir hezimet bekliyor
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Afyon Kocatepe’de isim vermeden, başta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı eleştirdi. Seçimin kaybedilmesinin faturasını CHP’ye çıkardı. Hızını alamayan Akşener yerel seçimde ittifak yapmayacaklarını ilan etti, tüm partilere de seçime tek başlarına girme çağrısı yaptı
Ardından parti sözcüsü Kürşat Zorlu bir açıklama yaparak, aday çıkarmak için İYİ Parti’nin “hazırlık ve çaba içinde” olduklarını söyledi.
Zorlu’nun açıklaması dün Akşener’e bir televizyon yayınında soruldu. Akşener “Bu, onun temkinli üslubudur. Tedbiren böyle bir şey söylemeyi uygun görmüştür. Anlaşırsak ortak adaya kapalı değiliz” dedi.
İstanbul ve Ankara’da aday çıkarıp çıkarmayacakları sorulduğunda ise “Yerel seçimde ittifak zaten yok. Aday isimleri üzerinde anlaşmalar, uzlaşmalar olabilir. Şu an için de ortada üzerinde konuşulacak, uzlaşılacak isimler olmadığı için Kürşad Bey de bizim kendi adayımızı çıkaracağımızı söylemiştir. Prensip olarak uzlaşamadığımız her yerde adayımızı çıkarırız. Ortak adaylara kapalı değiliz ama bu her hâlükârda destekleriz anlamına da gelmez.”
Kapalı olmayacaktı da ne yapacaktı? İYİ Parti’nin sahip olduğu oy oranı ile bırakın bir büyüşehir belediyesini, bir ilçe belediyesini kazanması zor. Akşener önce bir atarlanıyor, esip gürlüyor ardından sanki o sözleri eden kendisi değilmiş gibi bulunduğu pozisyona geri dönüyor.
Şimdi Ekim ayında, partisinin kuruluş yıl dönümünde yeni bir çıkış yapmaya hazırlanıyorlar. “Demokratik Millî Yükseliş Beyannamesi” açıklayacakmış. Her seferinde “Akşener çok önemli bir açıklama yapacak”, “Akşener partisinin yönünü belirleyecek” gibi iddialı sözlerle duyurulan bu konuşmalar da artık kabak tadı verdi. Her seferinde dağ fare doğuruyor. Beklentiler karşılıksız kalıyor. Ben artık Akşener’in “çok önemli” açıklamalarının kamuoyunda bir heyecan yaratacağına inanmıyorum. Hakkını yeterince kullandı Meral Hanım.
Tabii bir de hitabeti bağırıp çağırmak sanan Akşener’in bu tarzı yormaya, rahatsız etmeye başladı. Bağırıp çağırınca haklı olmuyorsunuz. Partililerinizi coşturmanın tek yolu bağırıp çağırmak, sağa sola atarlanmak olmamalı. Öfke yerinde ve dengeli kullanılırsa etkili oluyor. Keza Kılıçdaroğlu kaçıncı kez Akşener’in hışmına uğramasına rağmen yine yanıt vermedi, “nezaketsiz davranmam” demekle yetindi.
Adına ister ittifak, ister işbirliği deyin, CHP ile birlikte seçime girecekseniz muhatabınızı aşağı çekmenin ne faydası var? İYİ Parti seçmenini, CHP’ye karşı doldurarak ne kazanacağınızı sanıyorsunuz?
Akşener, Altılı Masa’dan kalktığı zaman da siyasi tarihimizin en sert ve ağır konuşmalarından birini yapıp sonra meydanlarda Kılıçdaroğlu için oy istemişti. Acaba, bir ara yüzde 15’in üzerine çıktığı görülen İYİ Parti oylarının sert bir biçimde düşmesinde, Akşener’in bu tavrının hiç mi etkisi olmadı?
İşte böyle böyle kaybettiler zaten seçimi. Yüzde 60’a yaklaştığı tahmin edilen değişim isteyen seçmeni “Bunlardan bir şey olmaz” noktasına böyle getirdiler. Hala da ısrarla aynı hataları yapmaya devam ediyorlar.
CHP’de Kılıçdaroğlu, İYİ Parti’de Akşener 2023 seçimlerinin kaybedilmesine neden olan tutumlarını kabul etmedikçe, ders çıkarıp kendilerini değiştirmedikçe, 2024’te seçmeni sandığa götürmeyi nasıl başaracaklar acaba? Artık bunun için kafa yorma zamanı gelmedi mi?