Seçim startı ve etsiz tencerelerin hükümet devirme kapasitesi
Geçtiğimiz günlerde yaşanan Meral Akşener ve Altılı Masa krizinin birkaç gün içerisinde, hiç umulmayacak bir şekilde çözüme kavuşturulması Süleyman Demirel’in “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözünün ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha göstermişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasıyla bugün Türkiye’de seçim süreci resmen başlarken, Demirel’in hafızalara kazınan “Tencerenin deviremeyeceği hükümet yoktur” ifadesi de yine gündemde.
İktidar, rekabetçi kur ile liraya değer kaybettirerek ihracatı artırma ve “kulaklarımızdan dolar fışkırtma” stratejini yürütemedi. Kur sabitlendi ve ihracat rakamları düştü, cari açık büyüdü.
Enflasyon durdurulamıyor. “Mandacı ekonomistler” bile içinde bulunduğumuz dönemde baz etkisiyle enflasyonda düşüş yaşanacağını söylüyordu. O bile olmadı.
Özellikle gıda enflasyonu sokaktaki vatandaşı isyan ettiriyor. Tencerelerden her gün bir malzeme eksiliyor. Hele et yemek hayale dönüşmüş durumda.
Et fiyatları son bir ayda, bir yıllık enflasyon artışına denk seviyede artış gösterdi. Kıymanın kilosu 200 lirayı geçti, kuşbaşı et 250 ile 300 TL arasında, bonfile 550 liraya yaklaştı.
Satın alabildiğimizden değil, biz de haberlerden öğreniyoruz fiyatları.
Yılbaşından bugüne zam oranı yüzde 50'yi bulurken, TÜİK’in açıkladığı rakamlarda, Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 10,31'lik artış göze çarpıyor. Süt ürünlerinin fiyatlarında da artış sürüyor. Şubatta peynirde yüzde 10,25 ve tereyağında da yüzde 8,24'lük fiyat artışı olmuş.
Konunun uzmanlarını takip etmeye çalışıyoruz basından. Küresel bir sorun olmadığı anlaşılıyor duyduklarımızdan, okuduklarımızdan. Tersine dünyada gıda ve et fiyatlarındaki düşüş devam ediyor. Et fiyatları endeksinde sekiz ay üst üste düşüş yaşandı.
O halde Türkiye’de ne oldu da tam da Ramazan öncesi et fiyatları böyle şaha kalktı?
Anlaşılan o ki et üreticisi uzun bir süredir zararına kesim yapmak zorunda bırakılmış. O kadar fazla süt ineği kesilmiş ki piyasada et bolluğu yaşanırken fiyatlar düşük seyretmiş. Süt fiyatları artınca kesim durmuş ve fiyatlar zıplamış.
Hükümete yakın medyaya göre, “fahiş fiyat”a karşı ithalat silahı kullanılacakmış. Sanki etiketleri yazanlar sorumlu tüm fiyat artışlarından. Sanki hükümet politikalarının hiçbir etkisi yok et fiyatlarındaki artışta. Serbest piyasa ekonomisinde üreticiyi ithalatla terbiye etmeye kalkmak bir politika olamaz. Ayrıca bu ithalat silahı kaçıncı kez çekiliyor? Sonuç ortada: Millet etin kokusunu unuttu!
İthalat kısa vadede bile çözüm olmuyor. Et almayı planladığımız piyasalar da size yarın et vermeye hazır değil.
Zootekni Federasyonu Başkan Vekili Bilsay Kancı DW'ye yaptığı açıklamada "Dışarıdan hayvan tedarik edelim dediğinizde yurt dışındaki piyasalar da hadi bakalım yarın lazım getir demeye çok da hazır değiller. Nasıl ki bizde şap hastalığı çıktı oralarda da Güney Amerika’da hastalık mevcut. Avrupa’da hayvan sayısı zaten düşüyor" diyor.
Öte yandan dış piyasadan alacağınız hayvanları 10 ay sonra kesebileceksiniz. Uzmanlar, piyasada kesime uygun hayvan olmadığını söylüyor.
Velhasıl kelam bırakın seçimlere kadar et fiyatlarında bir düşüş yaşanmasını, artışın bu hızla devam etmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
Bizim kalıcı çözüme ihtiyacımız var. Akılcı, hesaplanabilir, sürdürülebilir gıda ve hayvancılık politikalarını hayata geçirmemiz gerekiyor.
Bu politikasızlığın tek mağduru tüketici de değil, üretici de kan ağlıyor. Onların sorunlarını çözmeden bu fiyatları aşağı çekmenin sihirli bir formülü yok.
Üreticiye kulak vermek şart...
Nokta TV’de geçtiğimiz günlerde Kandıra Süt Birliği Başkanı Özcan Filiz ve Vadi Besicilik’in sahibi Cezmi Çiçek, üreticilerin sorunlarını anlatmak ve çözüm önerilerini paylaşmak üzere bir programın startını verdiler.
İlk programda gördük ki, üretici sorunlara neden olan yanlış uygulamaları dillendirmekle kalmıyor, çözüm için son derece akılcı öneriler de sunabiliyor. Her iki isim de, bilim ve teknolojinin önemine, Avrupa örneklerine dikkat çekiyor. Son derece yaratıcı ve uygulanabilir projeler üretebiliyorlar.
Tencerelerde yeniden et görmek istiyorsak, üreticiye kulak vermemiz gerekiyor. İthalat silahıyla çözüm bulunamadı, bulunamayacak çünkü.