Can göğe ağmaz!
Selamlar sevgili okurlarım.
Evet bu başlık ne anlama geliyor.Hepiniz değişik bir başlık gördünüz ve şaşırdınız.
Bu pir sultan abdal döneminde kullanılan bir atasözü.
Yani diyor ki!
“İçten gelen bir duygu ile kılınmayan namaz kabul olunmaz.”
Ne güzel bir atasözü değil mi?
İnsan ne yapıyorsa yapsın her şeyi içten gelerek yapmalı.
Gözlerini kapattığı vakit.
İnandığı ile yaptığı,bütünleşebilmeli.
İşte o zaman evren kavramında,yaptıklarımız asıl yerini bulacaktır.
Bu isterse dini bir inanç olsun,isterse herhangi bir iş olsun fark etmez
Gelelim asıl konumuza.
Acaba yaşadığımız bu dönem bize yaptığımız şeyleri içten gelerek yapmamıza olanak sağlıyor mu?
Ve ya bu konuda ne kadar samimiyiz.
Hayat şartlarının zorluğu ve yaşam standartlarımızın buna kolay kolay izin verdiğini sanmıyorum.
Namaz kılarken kafada hesap kitap yapanlar da var,başka şeyler düşünenler de.
Tabi bunu ibadetle sınırlandırmayalım.
Mesela bir terzi olduğunuzu düşünün eğer bir pantolonu boş vererek,içten gelmeyerek dikerseniz pantolon diktiğiniz kişinin üzerine oturmaz.Ya paçası kısa kalır ya da beli geniş ve ya dar olur.
Bu örneklemeleri yazarak çoğaltabiliriz.
Bir devleti oluşturan üzerinde yaşayan insanlardır.İnsanların yaşam kalitesini belirleyen ise,kendi çabaları ve devletin yöneticilerinin düzenlemeleridir.
İnsanlar eğer bir şeyi içinden gelerek yapmıyor ise,mutsuz ise, yöneticilerin burada kendini sorgulayıp bu boş vermişliğin ve mutsuzluğun nedenini ortaya çıkarması gerekir ki,insanlarımız ibadetten tutun da,ne yapıyorsa yapsın yaptığıyla bütünleşip ortaya güzel şeyler koyabilsin.
Son günlerde yaşadığımız pandemi,deprem vs.gibi olumsuz durumlar ekonomimizi ciddi anlamda yıprattı,bunun herkes farkında lakin yapılan fahiş zamların altında insanlarımızın ezildiği de bir gerçek.
Ekonomisi bozuk olan bir toplumdan içinden gelerek bir şeyler yapmasını beklemek te bir rüya sanki.
Geçinememek,boşanmaların ayrılıkların temel nedeni haline gelmiş durumda.Dolayısıyla bozulmuş bir aileden devlet oluşamaz.
Elbette hepimiz ülkemizi seviyoruz,bu bayrak için,bu vatan için kanımızın son damlasına kadar mücadele eder gerekirse canımızı veririz.
Karslı Ahmet te Türkiye,
Edirneli Mustafa da Türkiye,
Muğlalı Ayşe de Türkiye,
Hakkarili Emine de Türkiye.
Bizler bu ülkeyi dinimiz,dilimiz,ırkımız ne olursa olsun Türkiye yapan bireyleriz.
Fakat bu ülkeyi daha iyi bir ülke yapabilmemiz için başta ekonomik geçim şartlarımızın iyi olması gerekir ki!
Önce aile sonra sülale,köy,belde,ilçe,il,bölge ve gelişmiş büyümüş bir Türkiye olabilelim.
Çoluğuna çocuğuna ekmek götürmeye çalışan bir sürü vatandaşımız sadece bir işte çalışmıyor,çünkü yetmiyor.Sosyal yaşantılarına zaman ayıramıyor.Zamanını sadece para kazanmaya harcayan bir babadan,bir anneden çoluk cocuğuna ne hayır gelir ki!
Bu anne bu baba nasıl “Can göğe ağarak”hareket edebilir..
Piyasa yangın yeri iken bunu fırsat bilip insanlarımızı daha çok sömürme gayreti içinde olan kendisine esnaf yaftası yapıştıran sözde esnaf olanlarında vatan haininden farkı yoktur gözümde.Kendi insanına zarar veren bu güruh vatan hainidir.
Kiralar bu kadar fahişken,fiyatlar almış başını yürümüşken,insanlarımızı rahat ettirmek devlet büyüklerimizin görevidir.En kısa zamanda yetkililerimizin “Can göğe ağarak”hareket etmesi temennisiyle.
Hepinize saygılarımı sunarım...