Aile
...
AİLE: Pek çok kaynakta aile, akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan kişilerin bir araya getirdiği topluluk olarak tanımlanmıştır. Aileyi teşkil eden fertler devirlere, bölgelere, sosyal ve iktisadi yapıya göre değişmektedir. Geniş aile, bir aile reisinin başkanlığında eş, çocuk, torun, gelin, damat, amca, dayı, hala ve teyzelerden oluşmaktadır. Ailenin ataerkil veya anaerkil oluşuna göre onu meydana getiren fertler de değişmektedir.
Dar veya çekirdek aile ise bir karı koca ile çocuklardan meydana gelmektedir. Ailedeki hakimiyetin baba veya annede oluşuna göre aileler ikiye ayrılmaktadır. Baba hakimiyetine dayanan, onun çocuk ve yakınlarını içine alan aileye ataerkil (pederşahi
-patriarcal), anne hakimiyetine dayanan, onun çocuk ve yakınlarının teşkil ettiği aileye de anaerkil ( maderşahi- matriarcal) aile denir.
Ataerkil aile daha yaygın olmakla birlikte insan topluluklarında her iki tip aileye de rastlanmaktadır. Ayrıca aile, eşlerin sayısına göre de tek eşliliğe (monogami) dayanan aile, çok eşliliğe (poligami) dayanan aile olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. (1)
Türkler’de Aile: Eski Türk ailesinin de çağdaşı birçok toplumdaki gibi ataerkil bir yapıda olduğu görülmektedir. Yalnız bu ataerkil aile yapısı yahudilerde veya Roma toplumunda olduğu gibi aile reisine geniş yetkiler veren, eş ve çocukları âdeta bir mülkiyet ilişkisiyle babaya bağlayan bir aile değildir. İlk zamanlarda göçebe ve genellikle savaşçı bir toplum olmanın gereği olarak erkeğin aile ve toplum içerisindeki yeri kadına göre daha önemlidir. Hatta Yakut Türkleri gibi anaerkil bir aile yapısının görüldüğü ve akrabalık ilişkisinin ana vasıtasıyla kurulduğu boylarda bile ailenin reisi kadın değil erkektir. Fakat artık bu erkek baba değil annenin kardeşi olan dayıdır. (2)
İslâm’da Aile. İslâm’da aile Hıristiyanlık’ta olduğu gibi tamamen dinî bir kurum değilse bile yine de bu birliğe büyük önem verilmiş ve insanların aile kurmaları muhtelif âyet ve hadislerle teşvik edilmiştir. Çünkü aile hem kişinin huzur bulduğu bir ortam, hem neslin devamı için bir vesile, hem de kişiyi dince günah sayılan çeşitli kötülüklerden alıkoyan bir vasıtadır. “İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O’nun varlığının belgelerindendir. Bunda düşünen insanlar için dersler vardır” (er-Rûm 30/21; ayrıca bk. en-Nahl 16/72; en-Nûr 24/32). Peygamber Efendimiz’in muhtelif hadislerinde evlenme ve nikah akdi teşvik edilmiştir; “Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi uygulamazsa benden değildir. Evleniniz, ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim...” (3)
Aile kurumu insan yaratılışına uygun şefkat dolu bir sığınaktır. Ta bebeklik çağımızdan itibaren ailenin şefkati bizleri sımsıcak sarar. Hele yeni doğan masum bebekler için hem anaların sinesi hem de aile ocağı nasıl şefkatli bir kucaktır. Bizler gerçek huzuru Hadis-i şeriflerle de müjdelenen bu cennet misal mekânda buluruz.
İnsan toplum hayatında çok değişik yerlerde bulunur hayatın ağır yükleri dertleri ve sıkıntıları ile boğuşur, zaman zaman yuvadan ayrılarak gurbet ellere düşer. Tekrar kısmet olup aile ocağına döndüğümüzde bu asude menzilde dinginlik huzur sürur buluruz. Yorgun ve bitkin ruhların sığındığı bir kaledir aile ocağı. Orada buluruz kalp ve gönül huzurunu. İslami inancımıza göre nesillerimizin sağlıklı bir şekilde devamı ve sürdürülmesi için aile rahmani bir vesile ve vasıtadır.
Özellikle karı koca evliliği ile kurulan yeni bir ailede her türlü dert ve sıkıntıyı bertaraf için sükûn ve huzur verici bir ortam bulunur. Muhtelif hadislerde Nebiyy-i Zişan Peygamber Efendimiz biz ümmetinin evlenmesini kuvvetle tavsiye ederek ümmetinin çokluğu ile iftihar edeceğini beyan etmiştir.
Aile bizler için eğitim ve öğretimin ilk durağıdır. İrfan iz’an duygularını idrak edip kavramak için ilk fırsattır.
Bizlere ilk dersleri çok sevgili cennet-mekân annelerimiz verirken ders içinde şefkat, merhamet, edep, iz’an saygı hoşgörü gibi erdemleri kazanmamızı telkin eder. Dayanışma yardımlaşma şuurunu ve temel İslami hakikatlerin ışığını öncelikle ailede kazanırız. İslami kültürü özümseyerek mutlu ve huzurlu bir aile ortamını ancak sürdürebiliriz.
- TDV İslam Ansiklopedisi, 2. Cilt sayfa 196-200, Istanbul 1989.
- M. Şakir Ülkütaşır, “Âile (Türklerde aile)”, İTA, I, 186-187.
- (İbn Mâce, “Nikâḥ”, 1; ayrıca bk. Miftâḥu künûzi’s-sünne, “nikâḥ” md.).
Aile haftasını idrak ettiğimiz bu hafta içinde aile hakkında duygularımızı yansıtan bir şiiri burada arz edelim:
AİLE-SON SIĞINAK
Beşerin hilkatinde öyle müşfik sığınak
Aile’nin şefkati sarar bizi sımsıcak..
Küçücük yavruları sarmalayan bir kucak
Bu rahmet kûşesinde huzur buluruz ancak..
Hercümerc-ü âlem’de son sığınak aile
Hep hasretle döneriz bu asûde menzile..
Yorgun bîtap ruhlar’ın medâr-ı tahassun’u
Cümlemiz orda bulur kalp gönül huzurunu..
Hadîs’in nass’ı ile Cennet’in bir kûşesi
Orda temevvüc eder âl ü efrad neşvesi..
İdame-i nesl için Rahmânî bir vesile
İslamî temayülle müdâm olur silsile..
Aile’nin temeli elbet İslâmî nikâh
Zevc ile zevce için sadr’a şifa sükûngâh..
Sünnet-i Zişan Nebi nikâh mü’minler için
İmtisâl’i emreder bizlere Din-i Mübin…
Aile bidayette Enbiya’nın yuvası
Ol Hazret-i İbrahim (AS) Enbiya’nın bâba’sı..
Hazret-i İsmail de teslimiyyet serveri
Zât-ı mâsumiyyet’i itaât’in rehberi..
Zât-ı Resûl-ü Zîşan Reis-ül Enbiyâ’dır
Bizlere Rehberi kül Resûl-ü kibriyâ’dır..(ASM)
Ashâb-ı Âl-i Âbâ aileler’in hâs’ı
Ehl-i Cennet Sultan’ı Resûlullah miras’ı
Aile her kişinin mekteb-i evvel’idir
Maarif-i irfan’ın en muhkem temelidir..
Bize ders-i evvel’i valideler derc eder
Şefkat ve merhamet’le edeb iz’an merc eder..
Aile tâlim eder tesanüd şuurunu
Orada ahz ederiz biz İslam’ın nûr’unu..
İrfan’ı terennümle müdâm olur aile
Bu emin sefine’yle ulaşılır sahile…
Hikmet Erbıyık, 12.05.2023
LÜGATÇE: Hilkat: Yaratılış , yaratma, yaratılma,
Müşfik: Şefkatli, merhametli, sevecen
Kûşe: Yer, mahal,Köşe, makam
Herc-ü merc: Karışıklık, kargaşa, Karmakarışık duruma getirmek, altüst etmek,
Asûde: Sıkıntı ve üzüntülerden uzak, dağdağasız, gāilesiz, rahat, huzurlu,..
Bîtap: Yorgun, bitkin, güçsüz, kuvvetsiz, takatsiz
Medar: Vasıta, araç, imkan
Tahassun: Sığınma, iltica etme, yardım dilemek için başvurma
Medâr-ı tahassun: Sığınma vasıtası, sığınılacak yer
Nass: Herhangi bir konuda kesin ve açık hüküm içeren söz, açık ve kesin hüküm,
Temevvüc: Dalgalanma, coşma
Âl-ü efrad: Aile efradı, aile fertleri
Neşve: Neşe, sevinç, sürur, mutluluk duyma
İdame-i nesl: Neslin devam ettirilmesi, neslin sürdürülmesi
Vesile: Vasıta, imkan, araç,..
Temayül: Meyil, yönelim, eğilim, trend
Müdâm: Devam eden, süre gelen
Silsile: Biribirini devam eden olaylar, hadiseler, imkanlar, sıralı bir zincir ile devam edenler,…
Zevc: Koca
Zevce: Koca’nın eşi hanım
Zevc ile zevce: Karı koca
Sadr: Bağır, sine göğüs,
Sükûngâh: Huzur ve sükun bulunan yer, rahatlık huzur bulunan yer, Dinlenme, huzur bulma yeri, sükûnet-gâh
Zişan Nebi: Şanlı peygamberimiz, Haz peygamber (SAV).
İmtisâl: Uyma, itaat etme, yerine getirme, takip etme, sıkı sıkıya bağlı olma,…
Din-i Mübin: Hükümleri apaçık anlaşılır en son en mükemmel din, yüce İslam dini,…
Bidayet: Başlangıçta, en başında, en eski zamanda
Enbiya: Peygamberler, nebiler,..Allah’ın (CC) elçileri,..
Teslimiyyet: Bir fikre kuvvetle bağlılık, kalpten samimi olarak bağlanma, samimi olarak kabul etme..
Server: Lider, reis, önde giden, Bir topluluğun en ileri geleni, başkan, reis
İtaât: Uyma, kabul etme, saygı ile kabul etme,
Resûl-ü Zîşan: Şanlı peygamberimiz, Hz. Peygamber efendimiz
Rehberi kül: Her haliyle rehber, her hususuyla kılavuz, her vasfıyla önder
Resûl-ü kibriyâ: En üstün hususiyetlere sahip şanlı peygamberimiz, Hz peygamber efendimiz,..
Ashab: Kişiler
Ashâb-ı Âl-i Âbâ :Peygamber efendimizin üzerlerine kendi mübarek aba giysisini örterek Cenab-ı Hakk’a cennet’le müjdelenmeleri için dua ettiği kendi en yakın aile efradı; Hazret-i Fatıma, Hazret-i Ali, Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin efendilerimiz.
Hâs: En güzel, en yüksek karakterli, yüksek vasıflı
Mekteb-i evvel: Eğitim gördüğümüz ilk okul, ilkokula başlamadan ailede talim ettiğimiz ilk eğitim devresi,..
Maarif: Eğitim, öğretim,
İrfan: Bilme, anlama, biliş, anlayış, gerçeği anlama husûsundaki güçlü seziş yeteneği, görgü ve sezişten gelen ruh uyanıklığı
Muhkem: Sağlam, dayanıklı, metanetli,..
Ders-i evvel: Eğitim hayatında gördüğümüz ilk ders
Valide: ana
Derc: Koymak, yazmak, kaydetmek, anlatmak
Edeb: Saygı
İz’an: İtâat edilmesi gerekli olan emir
Merc: Karıştırma , bir araya getirme, topluca anlatma,..
Tâlim: Eğitme, öğretme
Tesanüd:Yardımlaşma, dayanışma, birbirine destek verme
Şuur: Bilinç, kavrayış, anlayış
Ahz: Alma, alış, kazanma
Terennüm: Anlatma, ifâde etme ,kulağa çok hoş gelen tesirli nağme veya nağmeler dizisi,
Sefine: Gemi