Onu söyler dereler ve nehirler

...

Bir pınar fışkırır derinlerden. ‘’Ben bir nehir olacağım der’’ kendi diliyle. Yahut toprağa düşen bir tohum gibi dua eder büyümek için. Ve tıpkı taşı, toprağı yaran bir tohum gibi, önündeki engelleri aşarak, kendisine yollar yaparak ilerler pınarın incecik suyu.

Akar, fakat nereye aktığını, nereye gittiğini bilemez. Aldığı emrin şevkiyle, coşkusuyla akar sadece. Sonra başka pınarlarla buluşur. Önce ince ince akar dereler. Sonra coşarlar ve büyürler. Büyürler ve coşarlar. Coştukça güzelleşirler.

Ve kan damarları gibi sararlar yeryüzünü. Onlardan her biri gökteki bulutlar gibi koşar muhtaçların imdadına. Yer ve Gökler Rabbi’nin rahmetini müjdeler susamış nefislere.

Onlardan her biri bir şiirdir. Zarif, ölçülü, âhenkli yaratılışıyla över Rabbi’ni. Sesiyle, akışıyla, çağlayışıyla, gürleyişiyle zikreder onunla canlara can katanı. Ve karşı konulmaz coşkusuyla gösterir Âlemlerin Rabbi’nden gelen bir emre uymanın şevkini, hazzını. Yeryüzünde her an 30 milyon kilometreküp su, ilâhî rahmetin müjdesi ile coşar ve akar. Bir dere deyip geçmeyin. O küçücük dere, 30 milyon kilometre küplük bir muhteşem tablonun parçasıdır. (1)

  1. Bakıp da Görmediklerimiz, Yeni Asya Yayınları A.Ş. sayfa-81-83, Ümit Şimşek, Mayıs 1996.

Nisbeten bu yıl yağmurlu bereketli geçen Mayıs-Haziran aylarının asude ikliminde yazımızı bitirirken Kainat Kitabı’ndan Bahirler & Nehirler satırlarını şiirin diliyle okuyalım:

KİTÂB-I KÂİNAT’TAN SATIRLAR-Bahirler & Nehirler

Zemin’e âb-ı hayat denizlerden sunulur

Yüzbinlerce zihayat rızkı deryada bulur..

Bağlıdır birbirine alemde berr ve bahir

İlâhi bir nizâm’ın kudreti olmuş zâhir..

Nimetler bahşedilir deryada her mevcuda

Ne hikmetler gizlenir şu bir katrelik suda..

Balıkların erzâkı gizlidir sade kumda..

Gezer milyonlarca can o vâsi tuzlu suda

Kanaatkâr can’ları besler Cevvâd-ı Kerîm

Cümle bekler rızkını Mevla’mızdan müsterhim..

Balık kafileleri dolaşır pür-insicâm

Kesretle çoğalsa da görülmez bir izdihâm..

Bu derya ordusundan kalmaz mezbele çepel

İsm-i Kuddüs cilvesi pir-ü pâk eder bir ‘el’..

Denizin bağrındaki o zinetli cevherler

Lisân-ı zarafet’le ‘Ya Mâlik el Mülk’ söyler..

Cümlenin hilkatinde bir tevhid mührü zâhir

Halk eden ihsan eden elbet Rabb’i Rahim’dir..

Hevâm’ın iâşesi gelir dest-i Kerem’den

Balina’nın rızkı da bir gaybi hazine’den..

Nevbahar hengâmında cümle nehirler coşar

Hepsi de denizlerin bağrına doğru koşar..

Enhâr kuru toprağa can suyu âb-ı hayat

Bu İlâhi menbâ’dan hâsıl olur ziraat..

Cennet’ten gönderilir üç nehir darb-ı mesel

Bereket akar durur coşku ile müselsel..

Onlarda füyûzatın tarifi gayri kâbil

Cennet’in enhârı’dır Fırat Dicle ve de Nil..

Nehirler kıvrılarak feyiz bereket taşır

Bir vuslat arzusuyla denizlere ulaşır..

Hikmet Erbıyık, 20.04.2021,

Lügatçe: Bahir: Deniz, Âb-ı hayat: Hayat suyu , Zihayat: Hayat sahibi, canlı,..Berr: Kara, toprak parçası,..Berr ve bahir : Karalar ve denizler.. Zâhir: Açık, belli, aşikar… Bahş edilir: Bağışlanır, Lûtuf ile verilir. Katre: Damla,.. Erzâk: Rızıklar, yitecekler. Hikmet: Sebep, gerekçe, sırlı bir hakikat,… Vâsi:Çok geniş, uçsuz bucaksız ,… Cevvâd-ı Kerîm: Esma-i Hüsna’dan bir ilahi isim. Cenab-ı Hakk’ın sonsuz cömertlik, yardımseverlik, sonsuz kerem sahibi olmasını tanımlayan kudsi bir isim. Müsterhim: İstirham eden, dileyen yalvararak arzu eden. Pür-insicâm :Tamamen etrafıyla uyum ve dinginlik mükemmellik içinde olan,.. Kesret: Çoğunluk, topluca fazlaca olma, İzdihâm: Aşırı kalabalık, başkalarına ulaşmaya imkan vermeyen sıkışık ortam. Mezbele: Kirli kötü görüntülü düzensiz bir ortam,.. Çepel: Kir, çöp, atık,… İsm-i Kuddüs: Cenab-ı Hakk’ın Esma-i Hüsnasından bir güzel isim, kainatta temizliğin ön plana çıkmasını isteyen isim. Cilve: yansıyan şey, parlayan şey, İlahi hakikatlerin bu aleme yansıması,…Pir-ü pâk : Tertemiz, kirlerden kötü görüntüden arınmış… Zinetli: Çok süslü, çok gösterişli, çok güzel görünüş veren bir madde ile güzelleştirilmiş,… Cevher: Maden, kıymetli metal, kıymetli taş,.. ‘Ya Mâlik el Mülk’ : Kainattaki bütün maddi manevi mülkün eşyanın sahibi, Cenab-ı Hak,… Hilkat: Yaratılıştan olan, doğuştan olan,..Tevhid: Birlik , Allah’ın CC bir olduğunu bildirme,..Mühür: Damga Hevâm: En küçük canlılar, en küçük varlık sahipleri,..İâşe: Yeme içme, rızık bulma, rızka kavuşma, Dest-i Kerem: Cenab-ı Hakk’ın mahlukata rızık ve ihsan veren manevi eli, Gaybi: Görünüşte olmayan, Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve tasarrufu ile gelen Nevbahar hengâmı: İlkbahar mevsimi, Enhâr: Nehirler, ırmaklar,.. Âb-ı hayat: Hayat suyu, Yaşam kaynağı,..Menbâ: Kaynak Hâsıl :Oluşma, ortaya çıkma , Ziraat: Tarım Darb-ı mesel : Deyim, meşhur söz,. Müselsel: Sürekli, devamlı, mütemadi,.. Füyûzat: Feyizler, bereketler,… Gayri kâbil: Mümkün değil,..

SON DAKİKA HABERLERİ

Dr. Hikmet Erbıyık Diğer Yazıları