Tebessüm

...

Bütün ülkemizi derinden sarsan deprem felaketi sonrası oluşan toplumsal bir acı ve travmayı bertaraf etmek için ihtiyaç duyduğumuz erdemlerden birisi de sabır ve tevekkül sığınağı önüne çıkarak bütün acılar karşısında tebessüm etmek olacaktır.

Üzüntüye tebessüm etmek, onu küçültmektir. Dertlerinize güldükçe, ya da sıkıntılarınıza rağmen gülümsedikçe onlar biçim değiştirirler, dönüşürler. Üzüntüye karşı tebessüm, serçeye attığınız taş gibidir. Taş kuşu, tebessüm de üzüntüyü kaçırır. Tebessüm sevgi habercisidir ve dostluğa davetiyedir. Yoksa siz, asık suratlıların dostluğunu mu tercih edersiniz? Hayır böyle bir şeye inanamam ben. Kimse de inanmaz. (1)

Tebessüm ılık güneşli bir ilkbahar gününde dağdaki kar öbeklerini usul usul eriten güneşin parlak ışıkları gibidir. Eriyen kar suları bereketin ve bolluğun güzel günlerin habercisidir.

Güler yüz, bir iyi niyet elçisi ve habercisidir. Siz bunu başarabilirseniz, karşınızdaki asık suratları da gevşetebilirsiniz. Zira tebessüm, bulaşıcıdır. Gülümsemek, yüzümüzün baharıdır. Somurtmak da kışı…Neden dört mevsimimiz bahar olmasın yüzümüzde…Her şeyin size gülümsemesi için, önce siz gülümseyiniz. Niçin gülümsemeliyiz? İçimizdeki iyiliği, güzelliği, sevinci göstermek için…Bunlar Rabbimizin bize çok önemli nimetleridir. Onlara karşı bir başka teşekkürdür tebessüm. Şükürdür…(2)

Dale Carnegie ‘’Dost Kazanmanın Yolları’’ adındaki kitabında Birinci Kural olarak ‘‘Başkaları ile samimi olarak ilgileniniz!’’ derken İkinci kural: ‘’Gülümseyin!’’ der ve devam eder, Çinlilerin bir atasözü var : Gülümsemesini bilmeyen insan dükkan açmamalıdır. Yine devam eder Şair diyor ki, gülümseme bütün dillerin üstünde bir anlaşma vasıtasıdır. Gülümseme dudaklarımızın biraz yana kaçması, yanaklarımızda bir rahatlama olması, gözlerimizin parıldaması değil, bütün sinir sistemimizin gevşemesi, huzura kavuşması, üzerindeki bütün gerilimleri atması, karşı tarafın antenlerine pembe dalgalar göndermesi demektir. Seni anlıyorum, seni takdir ediyorum, seninle beraberim, aldırma ötekilere ben sendenim, ben seni beğeniyorum, hatta seni seviyorum demektir. (3)

Gülümseyin …Her şey size gülümseyecektir. Kederli biri kâinatı matem tutar halde görür. Gönlünden gözüne gülücükler gelmiş biri ise, bütün varlığın kendisine sevgiyle gülümsediğini görür….Gülümsemek, güller gibi açılmaktır. Hele de bu gülümseme, derinlerden, gönüllerden geliyorsa, yedi veren güller gibi, peş peşe açar…İklim şartlarını aşar, biri solmadan, diğeri onun yerini tutar…Mevlânâ hazretlerinin dediği gibi, bir küp, içindekini sızdırır dışına…Eğer içinde sirke varsa dışına o sızar ve üzerinde sinekler uçuşur. Küpün içindeki bal ise, dışına elbette bal sızdırır ve üzerinde arılar uçuşur. Kalbimiz, küp dediğimiz toprak kaptan daha şeffaftır. Kalbimiz de içindekini dışına sızdırır, yansıtır….Yüzünüze içinizdeki ballar sızsın…Etrafınıza baldan anlayanlar toplansın. Böylece üzüntünün acılarını, mutluluğun lezzetiyle gidermiş olunuz…Güler yüz, tevazuun habercisidir. ‘’Yaklaşabilirsiniz, yanaşabilirsiniz, içinizi açabilirsiniz’’ der size…Selam ile tebessüm birbirini güçlendirir. Zaten selamın anlamı, huzur, barış, esenlik, selamet demektir. Tanımadıklarım bile selama mahsus sevimli bir yüz ifadesiyle bana karşılık verirler. Tanıdıklarım ise, hal hatır sorarlar…Ve hemen eklerler: ‘’Maşallah, bugün ne kadar mutlusunuz, yüzünüz gülüyor.’’ Onlara sevinecek şeylerden bahsederim. Üzülmeye hakkımız olmadığını açıklarım. Dünya’da şu an yaşıyan 6 milyardan fazla insanın beş milyarından daha iyi durumda olduğumu anlatırım. Onlar kendilerini de aynı konumda gördükleri için mutluluğumu paylaşırlar. Birlikte Rabbimize şükrederiz. (4)

  1. İnsana Mahsus Bir Güzellik: Tebessüm. Vehbi Vakkasoğlu, Üzüntüsüz Yaşamak, Nesil Yayıncılık, Mart 1999, sayfa 158.
  2. İnsana Mahsus Bir Güzellik: Tebessüm. Vehbi Vakkasoğlu, Üzüntüsüz Yaşamak, Nesil Yayıncılık, Mart 1999, sayfa 159.
  3. İnsan Mühendisliği, Hayat Karşısında İnsan Kendisi ve Çevresi, Nüvit Osmay, Atlas Pazarlama-Fahrettin Telseren Yayınları, Temmuz 1985, sayfa 62-63.
  4. İnsana Mahsus Bir Güzellik: Tebessüm. Vehbi Vakkasoğlu, Üzüntüsüz Yaşamak, Nesil Yayıncılık, Mart 1999, sayfa 160-161.

Kalbinizdeki güzelliklerin yüzünüzde tebessüm olarak parıldaması ve sağlık ve esenlik içinde olmanız dileği ile yazımızı TEBESSÜM başlıklı şiirimizle bitirelim.

TEBESSÜM

Üzüntü ve kederler tebessümle küçülür

Ferahlanır gönüller cümle alâm dökülür..

Tebessüm’dür haberci elbetteki sevgiye

Dostluk ahbaplık için ne zarif davetiye..

Tebessüm muhatâb’a hediye’dir sunulan

Mütebessüm çehreler kalbinde huzur bulan..

Güler yüz’dür her zaman iyi niyet elçisi

Emniyet selâmet’in en güzel habercisi..

Gülümsemek sîmanın bir ılık baharıdır

En güzel duyguların meclise ihzârı’dır..

Tebessüm nimetlere halisâne teşekkür

Sayısız lütfa ihsan’a samimiyetle şükür..

Çevreye ışık salar tebessümle mülâkat

Tebessüm erbâb’ını bekler huzurlu hayat..

Ey nefis tebessüm’ün i’tiyât olsun sana

Böylece şükr edersin bunca vâsi ihsan’a..

Hikmet Erbıyık, 03.03.2023…

Lügatçe: Alâm: Elemler, acılar,…, Muhatâb : Kişi ile iletişim kuran, karşıda kişinin mesajını alan

Makbul: Kıymetli değerli , Mütebessüm: Tebessüm eden gülümseyen

Sima: Yüz, çehre , Meclis: Belli bir amaç için bir araya gelinen topluluk

İhzar : Hazırlama, ortaya çıkarma,..,Mülakat : karşıdaki kişi veya kişilerle karşılıklı konuşma…

Erbâb : belli bir fiili işleyen kişiler,.., İ’tiyât : Alışkanlık, sürekli yapılan bir fiil,..

Vâsi : Çok geniş , çok kapsamlı

SON DAKİKA HABERLERİ

Dr. Hikmet Erbıyık Diğer Yazıları