Çocuk işte!

Dikkatli okuyun.

Benim yaptığım programı paylaştığı için ben de açık konuşacağım.

Muhammed diye bir çocuk…

Ne edüğü belli olmayan bir karakter.

Tanımam etmem… Bir kere merhabam bile yok…

Antrenmanlara geliyor fotoğraf çekiyor sonra gidiyor.

Bulunmaması gereken yerlerde hiçbir hakkı yokken idare ediliyor.

Bir sosyal hesabı var.

Yıllardır benim ve meslektaşlarımın haberlerini, fikirlerini, bilgilerini güya “Kaynak gösteriyorum” dümeni ile paylaşıp takipçi kasan, bunun için de izin alma gibi bir efendiliği olmayan bir zat.

Amacını bilmiyorum… Neye ve kime hizmet ettiği de umurumda değil…

2 yıl öncesine kadar piyasada yoktu…

Kocaelispor maç başına 6-7 gol yediği sezonda biz rakibe küfür ederken muhtemelen bu çizgi film falan seyrediyordu.

Dediğim gibi ve sayemizde bir kitle oluşturdu.

Gökhan ne yazmış, Umut ne yazmış, Ömer ne yazmış, o ne demiş, bu ne demiş diyerek geçti ömrü.

Bir kez arayıp “Sizin bilgilerinizi alıyorum. İznini istiyorum” tenezzülünde bulunmadı.

Arasa ne diyeceğim “Paranteze bile gerek yok”

Ama yok… Ona hak… O yapabilir… Kimseyi düşünmez…

Fikrin de bir hırsızlığı var ve bana bu konuda edebiyat yapacak son insandır!

Bir de aşırı derecede hadsiz.

Eski başkan Engin Koyun ile ilgili “Engin Koyun etrafındaki herkesi üye yapıyor. Sıkı çalışıyor. Bir sonraki kongrede iki listeli bir seçim olursa hiçbir canlı Engin Koyun karşısında kazanamaz” diyerek camiayı ve olası başkan adayını uyardığım yazımın “Hiçbir canlı Engin Koyun karşısında kazanamaz” bölümünü alıp millete beni “Engin Koyuncu” gösterecek kadar düşüncesiz.

Bu çok tehlikeli bir hareket… Bu tür iğrençlikleri kimlerin yaptığını az çok tahmin edebilirsiniz.

“Dedim ki “Çocuktur, hata yapar”

Namus timsali, dava, hak, hukukta zirve olduğunu düşünen tip, bir şey yokmuş gibi hayatına devam etti.

Neyse bunu geçtik…

Dediğim hiç muhabbetim bile yok.

Sokağa iyi niyetli görünen ama bir o kadar derin matematiklerle “Nereden ne çıkarırım” diyecek kadar mesaisiz bir şekle sahip.

Önce hakkı hukuku bilecek, insanlık vazifelerini yerine getirecek, sonra takdir bekleyecek.

Saygı ve takdir hak edilir.

Senin benim nazarımda hiçbir hükmün yok ki…

Ben bunu görmezden geldiğim için deliriyor.

Ne kadar dert olmuşum sende…

Adres belli, telefonumu her yerde bulabilirsin…

Zerre düşünceli olaydın, arar ya da karşıma çıkar derdini anlatırdın.

Psikolojini bozan konuları anlatırdın.

Kişi kendinden bilir derler…

Sessiz ve efendi geçinip, sağdan soldan masum rollerine yatıp gidiyorsun, bel altı çalışmak ayıptır.

Kısacası…

Daha sen olmamışsın…

Ben bunların benim ile ilgili bir şey paylaşmalarını reddettim… “Parantez” içi de olsa istemiyordum.

Kafası bir değişik çalışıyor. Ama rahmani değil.

Üzerimden prim yapmak istedi…

Başka türlü nasıl gündeme gelecek.

Haberci değil, gazeteci hiç değil.

Dediğim gibi…

Ondan bundan fikirleri alıp sokağa atıp caka satmaktan ileri gitme şansı da yok.

Son olarak…

Umut’un canlı yayında açıkladığı bilgiyi de “Kaynak göstermeden” kullandı.

Hatta Umut rahatsız oldu ve bunu dile getirdi.

Orada bile zeytinyağı misali üstte kalmaya çalıştı.

Bu kadar çocukluk da olmaz ki!

Sen ağdan soldan bilgilere üçüncü şahısların bilgilerine muhtaçsın…

Hiçbir etliğe sütlüğe karışmazsın.

İş yapmaya çalışanların çatışmalarını üzerine lütufmuş gibi sokağa salıp tırnaklarını törpülersin.

Bu kadarsın yani!

Bu kentte haktan hukuktan bahsedecek son kişisin!

Ben hakkımı buna helal etmiyorum, etmeyeceğim de…

Seni Gayya Kuyusu’na ben göndereceğim…

Heee…

Hodri Meydan ya…

Kralınıza Hodri Meydan!

SON DAKİKA HABERLERİ

Erdem Övüç Diğer Yazıları