Depoyu biraz erken mi boşaltıyoruz?

Yeşil Siyah programında söylemişti Başkan Rafet Kırgız…

Yeşil Siyah programında söylemişti Başkan Rafet Kırgız…

“En korktuğum maç tipleridir” dedi Sarıyer maçı için…

Öyle de oldu…

Nitekim sonu 3 puanla biten ancak yine ikinci yarıda terlediğimiz bir maç daha geride aldı.

Baştan şunu ifade etmek istiyorum.

Sezonların ikinci yarıları çok daha temaslı ve sıkıntılı geçer.

Çünkü kimsenin puan kaybetme lüksü kalmaz.

Kocaelispor’un Sarıyer karşısında elde edeceği galibiyet, Buca ve Trabzon’un zorlu maçlara çıkacak olmalarından ötürü çok kıymetliydi.

Maç öncesi derlediğim haberde de bunu anlatmaya çalıştım.

Buca, Ankara Demir ile Trabzon da İskenderun ile deplasmanda karşılaşacaktı.

Kısacası bonus haftasında kazanmak elzemdi.

Çok şükür film bizim için güzel bitti.

HAZİNE VAR, AMA?

Şampiyonluk, play-off ve düşmeme mücadeleleri futbolun konsantrasyonunu artırır, mücadeleyi daha da öne çıkarır.

Toparlamak gerekirse, kazanmak her şeyden kıymetlidir.

Sarıyer maçını kazanmak bize bonuslarla birlikte 9 puan kazandırdı.

Buca ile 6, Trabzon, İskenderun ve rüzgarı arkasına alan Van ile aramızda 8 puanlık fark bulunuyor.

Çarşamba Buca’dayız… Trabzon, İskenderun ve Karacabey İzmit’e gelecek, biz ise Van ve Ankara Demir deplasmanlarına gideceğiz.

Yani fikstüre bakıldığında cepte adeta hazine var ama bunu mücadele ile cepten çıkarabiliriz.

İLK YARI SONUNDA “MAÇ BİTTİ” SANDIK

Sarıyer maçının ilk yarısında oldukça iyiydik, oyunu domine ettik açıkçası istediğimiz her şeyi yaptık.

2 farklı soyunma odasına girince maç bitti sandık.

Ancak bu sezonun klasiği haline gelen bir durumla bir kez daha karşılaştık.

Duran toptan gelen bir sakar top sonrasında golü yedik ve rakibe enerji verdik.

Bu enerji Sarıyer cephesinde coşku ve inancı da beraberinde getirdi.

Son bölümlerde iki kez gole yaklaştılar… Gerçekten şanslıydık…

NEDEN OLUYOR?

Peki bu neden oluyor?

Takımda bariz bir tempo ayarlama sorunu var.

Bakın “Tempo sorunu var” demiyorum, “Tempo ayarlama sorunu var” diyorum.

Yoksa iyi koşan bir takımız, top kazanma reaksiyonları, özellikle iç sahada topla bütünleşme süremiz hayli iyi.

Ancak Sarıyer maçının özellikle 70. dakikasından sonra, bildiğiniz oyunu verdik ve rakibi karşıladık.

Bunun nedenleri temelde bana göre şu…

Depoyu erken boşaltmaya başlıyoruz.

Yani skor avantajını erkeden ele geçirmek için agresif tutumumuz ikinci yarılarda başımıza iş açıyor.

Ön alandaki oyuncularımızdan, beklentilerimizin en fazla olduğu isimlerden Beykan ve İlyas Kubilay’ın anatomik olarak tempolarının belli bir süre sonra azalması ofans direncimizi aşağıya çekiyor.

Maç özelinde konuşmak gerekirse, Okan’ın yokluğu.

Çünkü Okan sadece bu lig için değil, 1. Lig için de aranan bir santrafor.

Eğer senin kanatların basıp gidiyorsa, güçlüyse, Okan bu kanatlara çok gol attıracak işler yapar.

Savunmaları yorar, sinir bozar, güreşir, boğuşur ve rakibe savunmadan rahat çıkma imkanı vermez.

MERTAN’DAN VERİM ALDIK

Mertan, Sarıyer maçında sahaya 11’de çıktı ve bu sezon bir ilki yaşadı.

Hafta arasında kendisi ile yaptığımız röportajda ne kadar istekli ve heyecanlı olduğu gözlerinden anlaşılıyordu.

Bence sahada kaldığı süre içinde görevini en iyi şekilde yaptı.

Maç kondisyonu diye bir şey vardır…

Antrenmanlarda şov yapsan da rakiple 105’e 68’lik sahada oynamak bambaşka bir şey.

Bu açıdan değerlendirdiğimde Mertan’ı beğendiğimi ifade edebilirim.

Zaman zaman Cem ile yer değiştirdi, aktif dinlenmelerini de sağlıklı yaptı.

Mertan’dan hayli verim aldık.

İnşallah bu mücadelesini bundan sonraki maçlarda golle süsler.

Devre arasında tribünlerin onu çağırması da futbolcuya moral oldu.

Sanıyorum ki Sarıyer maçının gecesinde stressiz, derin düşüncelere dalmadan, rahat bir uyku çekmiştir.

KİMSE KİMSEYE KALEYİ AÇMIYOR

Dediğim gibi kazanmak çok önemliydi.

Ancak maç içi hasarları da paylaşmam gerekiyor.

Cumartesi günü olmasına rağmen fena bir taraftar da gelmedi ve onların itmesiyle kazandığımız Sarıyer maçının ardından avantajlı bir şekilde İzmir’e gideceğiz.

Kafalarda şu olmasın…

Buca maçı final maçı, şampiyonluk maçı, kazanırsak iş biter gibi bir duygu içine girmemeliyiz.

Daha bu köprünün altından çok sular geçecek.

Trabzon, İskenderun, Ankara Demir ve Van gibi takımları yabana atmamamız lazım.

İçerideki maçlarda sorun yaşamazsak işimizi kolaylaştırırız ancak makalemin özünde de dediğim gibi, kimse kimseye “Buyur abi, kale burası” demiyor…

O kaleye sen çıkacaksın…

Ve Allah’ın izni ile o kaleye çıkılacak, şanlı Kocaelispor bayrağı dikilecek.

SON DAKİKA HABERLERİ

Erdem Övüç Diğer Yazıları