Heykelleri dikileceğine zulüm görüyorlar
Geçen gün bir arkadaşımla futbol sohbeti ettik.
Entelektüel bir çocuktur, ülke ve dünya futboluna hakimdir.
Birkaç gün önce “Aman Allah’ım… Derince şampiyon oluyor!” başlıklı bir haberim vardı…
Bu arkadaşımla Şampiyonlar Ligi’ndeki Inter - City final muhabbetini bitirdikten sonra ne dedi biliyor musunuz? “Ya Erdem’im haberini okudum… Bu Derince ne iş..? Nasıl olabiliyor ya? Adamlar resmen şampiyonluk maçına çıkıyor! Senin anlattıkların, yazdıklarının karşısında düşmemesi bile başarı olan takım nasıl olurda 2. Lig’in kapısına kadar gelir? Kim nasıl beceriyor bilmiyorum ama herkesin bu takımdan ders alması lazım. Vallahi helal olsun” dedi.
Bu arkadaşıma verdiğim cevap aynen şu!
“Mustafa’m… En başta temiz kalp…” dedim ve çok emek sarf eden var ama “Mustafa Polat ile Osman Cömert” diye de ekledim…
AHMET GÜNTEPE
İşin büyük fotoğrafı bu…
Gelelim detaylara…
Ahmet Güntepe başkanım, yönetimdeki ağabeylerim, personelin vefası ve birkaç gönüllünün yüreği mangal gibiydi.
Ahmet başkanla, Cevat Aygün başkanla zaman zaman dertleşiriz…
Bende kalacak birçok özel konuyu paylaştılar…
Yönetici ağabeylere emekleri için ne kadar teşekkür etsek az…
Son ana kadar duruşlarından taviz vermediler.
Amaaaa öyle iki kişi var ki, bu ilçede tek kelime ile heykellerinin dikilmesi lazım…
Kim mi onlar… Mustafa Polat ve Osman Cömert…
İşte Belediye Derincespor’un başarısında bu iki ismin tarif edilemeyecek bir dokunuşu var.
Son 4 yılda 2 final gören, 1 kez de Play-Off’u son maçta kaçıran bu yapının en baş mimarlarıdır onlar…
ONUN SİSTEMİNDE BAŞARI KAÇINILMAZDIR
Mustafa hoca bu şehirde futbolun kare aslarından birisidir.
Onun kurduğu sistemde başarılı olmama şansın yok.
Hamza Mutlu hocam ve ekibini yönetimden de aldığı onayla arkasına bakmadan takımın başına getirdi.
Bu kararı her baba yiğit veremezdi. Ama Mustafa Polat inandı ve şimdi de karşılığını gördü.
Hamza Mutlu kariyerine müthiş başladı… Nazar değmesin tam 16 maçtır kaybetmiyor ve tüm pozitif istatistiklerde ülkede liste başı.
Derince’ye gelip de değersizleşen bir tane futbolcu gösteremezsiniz.
Bu sezon Furkan Gedik gibi bir çocuk çıktı, Volkan Mert Korkmaz’ın ne kadar üstün meziyetlere sahip olduğu öğrenildi, Bertuğ ikinci baharını yaşadı, Tayfun en verimli sezonunu geçirdi, Berkay geri döndükten sonra aslanlar gibi mücadele etti, Uğurcan Bekçi kendisine “BAL topçusu” diyenleri kırbaçladı, Uğurcan İkikardeş’i şu an istemeyen yok, Ahmet Keleş ve Abdulkerim Canlı -Bir dakika beyler biz buradayız- dedi, Mehmet Tosun fabrika ayarlarına döndü ve sıfır kilometre araç gibi yenilendi, Muhammed Fatih Yıldırım –Aşılamaz- olduğunu kanıtladı, İlker Cihan'ın formu her zaman iyiydi ama özellikle bu sezon tavan yaptı…
Kısacası takım komple değerine değer kattı.
Bu kulüp periyodik olarak futbolcu da ihraç etmeye de başladı.
Sayalım mı? Ali Keten, Can Erdem, Cihan Halil, Yiğitali Bayrak, Koray Baykara, Mesut Can Tunalı, Yunus Özdemir, Melih İnan, Muhammed Enes Yılmaz vs…
Keza devre arasında ayrılan futbolcu kardeşlerimiz…
Teknik direktörler için de bu durum geçerli…
Bu düzenin baş sorumlusu Mustafa Polat'tan başkası değil…
Ama kendisinde gerçekten çok büyük sabır varmış…
Özellikle bu sezon yaşadıklarının 10’da 1’ini bir başkası yaşasa ters huniyi kafasına geçirir kırmızı ambulansla Bakırköy’ün yolunu tutardı!
Kocaeli’de çok kıymetli futbol adamları vardır. Benim nazarımda Mustafa Polat bambaşka bir akıl ve seviyededir…
OSMAN CÖMERT
Osman Polat… O da inanılmaz çileler çekti. Helal olsun, yılmadı “Belediye Derincespor’un bana ihtiyacı var” dedi. Takım içindeki mental dengeleri tutmak için kan kustu kızılcık şerbeti içtim dedi.
Mustafa Polat gibi derdi olan kim varsa dertleşti, sorunlarının aşılması için var olan tüm sınırlarını yıktı geçti.
Benim yazamayacağım birçok arızanın giderilmesi için ön ayak oldu.
Gerçekten kolay değil… Kadrosunda yaklaşık 40 futbolcusu olan bir takımın iç huzurunu sağlamak, yönetim – teknik kadro – futbolcu grubu arasındaki bağı tutmak sadece futbolu bilmekle yetmiyor.
HER ŞEYİ YAPIYOR
İnsanı ve içinde insanların olduğu bir organizasyonu yönetmek için yeri geldiği zaman psikolog, yeri geldiği zaman baba, yeri geldiği zaman ağabey, yeri geldiği zaman da dost olmalısın.
İşte Osman Cömert takım içi balansların en can alıcı noktasında duruyor.
ALLAH (CC) kalbimi biliyor ya, ben ikisinden de razıyım…
Ancak şunu hiç anlamıyorum…
Ben belediye başkanı olacağım, yokluklar içindeki ilçemin kulübünde dört yapraklı yonca çıkaran iki insanım olacak var ya, onları nasıl ihya ederim belli değil.
Ama tam tersi bir durum söz konusu… Dediğim gibi heykelleri dikilmesi gereken bu adamlar bildiğiniz zulüm gördü, görmeye de devam ediyor.
Zeki Aygün bu insanlardan ne istiyor çok merak ediyorum.
Çok değil, kendisi seneye bu zamanlar torunlarına bakacak ama Derince'nin değeri olan Belediye Derincespor'da iki futbol insanı yoluna devam edecek. O yüzden işleyen bir yapı varsa bunu Zeki Aygün'ün yıkmaya hiç hakkı yok. Dediğim gibi o koltuklarda yarın olmayacak ve yapacağı her eksi yarın kendisine hatırlatılacak.
Şu da var… Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyları da düştü. Demek ki ilçe artık Aygün'den haz etmiyor. Tamam Derince'yi iyi yönetemedi ancak gel gör ki doğru düzgün ayakta durmaya çalışan bir yapıyı da mahvetmek için mücadele ediyor. Kulağıma gelen muhabbetleri şimdilik saklı tutuyorum. Biraz bekleyelim bakalım!
Neden ya! Bu çekememezlik, bu yok saymalar, bu kabullenememeler neden!
Bu şehrin basını… Neden sus pus… Neyin peşinde bizim gazeteci geçinen sözde ulemalarımız!
Yapmayın böyle fesatlık… Osman da Mustafa hoca da bizim, bu şehrin insanları…
Belediye Derincespor da bizim bu şehrin kulübü!
Kimden emir alıyorlar, kimin söylemlerinden etkileniyorlar, hangi fesadın gazıyla yol alıyorlar bilmiyorum ama, gerek Osman Cömert ve Mustafa Polat Hoca'yı gerekse de Belediye Derincespor’un futbol tarihine geçecek başarısını neden göz ardı ediyorlar!
Yazıklar olsun hepinize!