Sizin bilme şansınız hiç yok!

Emre Kurtbay kardeşimin son Bursa maçından paylaştığı fotoğraf gündem oldu.

Zonguldak maçında stadın boşluğunu anlatıyordu fotoğraf…

Ben de paylaştım ve bir yorum yaptım…

Yorumları okumak gibi adetim yok… Gönderiyorlar…

1-2 tanesine baktım… Konu nerelere çekilmiş.

Yahu Kocaelispor taraftarı bu değil ya…

Neyin hırsı, neyin gerginliği, neyin darlığı bu!

Konu çok açık…

Bursa’nın transfer yasağı var, şehir kulübü genç takımdaki oyunculara kaldı ve tribünleri boş.

Biz de aynı durumdan muzdariptik. Takım, liseli 93-94 grubuna kaldığında bizim stadımız da boştu.

Burada yanlış anlaşılacak ne var?

Alakasız alakasız şeylerle zaman geçirmişler.

Fırsatçı bir tayfa var… Bilinçli olarak mevzudan neler üretmiş, milletin kanını nasıl zehirlemiş.

Zaten o tayfa Kocaelispor’un içindeki en büyük baş belası.

Kaos olsun diye tetikte bekleyen sosyal medya virüsleri.

Takım biraz kötü gitmeyiversin, hemen ortaya gazı atıp milleti birbirine kırdıran bir çete var sosyal medyada!

Çekemeyen meczup insanlar!

Ama onların bu cahil cahil hareketleri gerçeği gizleyemez ki…

Biz liseli çocuklarla maçlarımızı yaparken tribünlerimiz boştu ve hiçbir maçta 3’te 1’i bile dolmadı.

Var mı aksini iddia eden!

Bursa’daki durum içler acısı… Bizim de içler acısıydı ve geri döndük.

11-12 yıl önce yani yok edilme sürecinde İsmetpaşa Stadı tribünlerinde yeller esiyor, Kocaeli Birlik denilen kanserli yapıya gidiliyordu.

O günlerde “Bugünlerin olabileceğini” anlatsalar güler geçerdik.

Gerçekten Kocaelispor Türk futbol tarihinin mucizesini gerçekleştiriyor. (Nazar değmesin)

Düşünün… Süper Lig’den amatöre düşüyorsun, önüne, yanına bir ürün ismi almadan, kendi ismini değiştirmeden, cehennemden çıkıp Süper Lig’in kapısını orijinal halinle çalıyorsun.

Sadece bu ülkede değil, dünyada böyle bir geri dönüş yok!

O günkü yani maç başı 6-7 gol yiyen Kocaelispor’un deplasmanına giden 2 gazeteci vardı, birisi İbrahim Gürsel, diğeri de ben…

2. Lig’den düştüğümüz sezon 130 gol yemiştik.

Malatya maçında 9. golden sonra sahaya girip futbolcuya küfrettiğim için ceza yemişliğim de oldu.

Liseli çocuklarla 2. Lig’de ortalama 100-200 kişiye oynadığımız o günler bizim gerçeğimizdi!

Sporcu aileleri ve akrabalarından başka gürültü yapan kişi sayısı çok azdı.

O günlerde de hatıralarımız çok…

Bir futbolcu, eli ile İsmetpaşa’yı taradı ve “Erdem ağabey… Biz şimdi bu şehri mi temsil ediyoruz?” diye sordu.

Cevap veremedim… “Bu hale getirenler utansın” diyebildim…

Bir diğeri “Ağabey, insanların bizi desteklemesi için evlerinin zilini çalıp davetiye mi vermemiz lazım?” diyerek sitem etmişti.

Ancak bunu bilmeyenler konuyu kendi cephelerinden bildikleri kadar yorumlayabildi.

Ve onlara da o günlerdeki gerçeği anlatmak zorundayız.

Bilecekler! Bilmek ve eğitilmek zorundalar!

Fuzuli fuzuli birbirlerini pompalayarak, yani boş yaparak gerçeklerinden kaçamazlar.

Ama yok… Virüsler gazı attı inananlar boğuldunuz.

Bakın… 3. Lig’de 2 sezon kaldık. Bülent Baturman ve merhum Yalçın Kıldıran hocaların olduğu sezonlarda zaman zaman 1000 bilemedin 1.500’i zor bulduk. O da birkaç maç…

Yozgat maçı ile 3. Lig’e veda ettiğimizde 5-6 bin taraftarla çocukları uğurladık ve onlara yıllarca haklarını hiç vermedik.

Unutma Kocaeli!

Kocaelispor, bu şehrin büyütülmüşleri tarafından kaderine terk edildi ve bir avuç gönüllü dışında kimsenin umurunda bile değildi.

Antrenman yaptıkları Vinsan'ın kapıları yüzüne kapandı ve “Yuvacıkspor neyse Kocaelispor da benim için odur” denildi. Kaç kişi vardı bu dönemde...

Daha neler neler…

Bunları yaşayan, gören birisi olarak, Bursa’daki şu anki tribünlerin, bize o yukarıda anlattığım günleri hatırlattığını paylaşmam neden battı bu kadar!

Bu kadar dar bir bakış açısı olabilir mi?

Şunu da herkesin bilmesi lazım.

BAL’a düştük, transferler yapıldı, takım kazanmaya başladı ve kabuk kırıldı.

Birlikspor’un varlığı da şehri Kocaelispor etrafında birleştirdi.

Dönemin bakanı Fikri Işık beni gördüğünde yolunu değiştirirdi. Çünkü kendisini kilitleyeceğimi bilirdi.

Basın danışmanları birbirine kaş göz yapıp yaklaştırmazdı.

Neymiş…

Ben taraftarı karşıma almışım.

Hadi oradan… Bu şehrin taraftarı binlerce akil insanla doludur!

3-5 sosyal medya maymunu gazladığı taraftar Kocaelispor taraftarının bütününü hiçbir zaman temsil edemez!

Ah şu kelime oyunları ah!

Hep birlikte tarla, dağ, bayır, saçma sapan statlara gittik, inşaatlardan, mobeselerden takımı izledik, yine izleyeceğiz.

Geri dönüşün ilk adımları hala hafızamda.

Süreci anlatmama gerek yok… Ama şunu kabul etmek zorundasınız…

2. Lig’e düştüğümüzde, yani bundan 12 yıl önce Kocaelispor yokluğa terk edilmiş, hatta bugün “Yeşil siyah” diye bağıran kimi insanlar o günlerde Birlikspor’un maçına, daha da ileriye gidiyorum deplasmanına gitmiş, tribünlerindeki koltuklar toz bağlamıştı!

Şu an Bursa’da olduğu gibi…

Bizim Serdarların, Hamzaların, Yunusların, Gökhanların olduğu yıl 18 maç yenilmediğimizdeki İSYAN da ülkenin dört bir tarafından duyuldu. Duymayan bu şehirdeki büyütülmüşlerdi.

O sancılı günlerde gemiyi terk etmeyenler vardı tabii ki.

Bir avuç adam gibi adam hiçbir zaman bu takımın peşini bırakmadı.

Ancak şu da bir gerçek ki, birçok sıkı Kocaelisporlu da “Bir daha bu takım iflah olmaz” diyerek elini ayağını çekti.

Aslında hepiniz her şeyi çok iyi biliyor ve algılıyorsunuz ve şunları okuduktan sonra da hak veriyorsunuz.

Ama bu virüsler yok mu virüsler! Utanmazlar!

Tekrar ediyorum…

Özellikle 20 yaşlarındaki Kocaelisporlular, yakın geçmişini bilsin ve 2. Lig’de bizim liseli çocuklar döneminde ortalama 100-200’e (Onların da çoğu sporcu velisi) oynadığımızı akıllarının bir köşesinde tutsun.

Ve bu kulübün nerelerden, kimlerle ne sıkıntılar çekerek ayağa kalktığını öğrensin.

Son olarak…

20’li yaşlardaki gençlerimizin artısı Kocaelispor’un karanlık günlerinde orada olmamaları, yaşamamaları, yaşasalar bile bir şeyleri tam olarak idrak edememeleridir.

Yakın geçmişte Kocaelispor’un üzerinden silindirle geçilirken kimlerin karşısında yekten durduğumu, “Bundan sonra Kocaelispor bitti, bir daha yazmayacaksın. Ona göre aklını başına al” diyenlerden aldığım tehditlerin üzerine gittiğim o günlerde yalnızdım…

Yaşayan bilir yaşayan…

ALLAH (CC) o günleri bir daha yaşatmasın

Bu ülkede yazılı olmayan bir futbol kuralı var.

Kazanırsan tribünlerin dolar…

Bugün İstanbul’dakiler de dahil takımlar 3 maç üst üste kaybetsin, tribünlerine bir daha bakarsınız.

Şunu da biliyoruz ki, bu kent bütün olduğunda yarattığı enerji ile ülkenin elektriğini tek başına karşılar!

Gelin görün ki takım Süper Lig’e koşuyorsun ve son Çorum maçında resmi rakam 10 bin bile değil.

Bunun nedenleri illa ki var…

Şurasını gururla ifade edeyim ki, biz 3-5 bin de olsak, 20-30 binlik etki yaratabiliyoruz ve bu takımı yani Kocaelispor’u çok seviyoruz.

Unutmadan…

Kimi kurnazlarda şöyle aptal saptal bir algı var.

Benim yazdığım hiçbir yazı ya da yaptığım hiçbir paylaşımda etkileşim alma gibi heyecanım olmadı, olmaz da…

Özellikle bu konuyu dürtenler de benim için cahil sürüsünden farksızdır.

Bir ALLAH’ın kuluna da şirinlik yapmam.

İçimden ne gelirse onu paylaşır, yazarım.

3-4 çakma hesap açıp millete salça olmak da moda oldu…

Etrafımız buna zaman ayıran boş beleşlerle dolu.

Bunlar öyle leşler ki kişinin yüzüne gerçek hesabı ile gülüyor, sahte hesaplarla dedikodusunu yapıyor, kemirgenlik yapıyor.

Zavallı yavru bitler!

Son olarak…

Bizim çok özel bir taraftarımız var.

Gittiğimiz deplasmanlarda rakipler önce Kocaelispor markasına sonra taraftarına saygısını gösteriyor.

Ancak şurası kötü…

Takım sallandığında da bir anda enerjisini düşürüp, taraftarın çekilmesi sinir bozucu.

Kendi stadımız deplasman stadı gibi, o stada gitmek için ciddi mücadele ve emek veriliyor.

Stadın oraya yapılmaması için verdiğim çaba, İsmetpaşa ismi ile aynı yerinde inşa edilmesi gerektiğini her gün aynı cümleleri başlık değiştirerek yazarken “Sen çok biliyorsun” diyorlardı.

Şimdi ağlıyorlar…

Kendileri daha çok biliyormuş demek ki!

O yüzden ALLAH’ın (CC) bildiğini kuldan saklamayacağım!

SON DAKİKA HABERLERİ

Erdem Övüç Diğer Yazıları