Var bir hayalimiz!
Pazartesi akşamı Nokta TV’de Erdem Övüç kardeşimin sunduğu Yeşil Siyah programında Türkiye – Avusturya maçının da analizini yaptık.
Bu karşılaşmada özellikle duran toplardan gol bulabileceğimizi belirttim.
Baumgartner başta olmak üzere Laimer, Sabitzer, Arnautovic dörtlüsüne ve rakibin hızlı hücumlarına dikkat etmeliyiz diye de eklemiştim.
Baumgartner bu şekilde 3 net pozisyon kaçırdı, Laimer ve Arnautovic de birer pozisyon harcadı.
Şampiyona tarihine geçen golle öne geçtik ve ardından iki takımın planları bir anda değişti.
İlk devre takım savunmamız komple iyiydi.
Top Avusturya’dayken 5’li savunma yaptık, takım boyu ve bloklar arasındaki mesafelerimiz gayet orantılıydı.
Top bizdeyken ise Kaan – Merih – Abdülkerim ile üçlü savunmaya döndük.
EN İYİ İLK YARI
Özellikle Kaan taktik disipline bağlı kalarak baskı yediğimiz anlarda uzun ve isabetli paslarla rakibin tüm baskısının belini kırdı.
Takım, zor zamanlarda sakin kaldı ve özellikle ilk 45 dakikada turnuvanın en iyi oyunlarından birini çıkardı.
Bu devredeki oyun gücümüzü ve taktiksel disiplinimizi devam ettirebilirsek Hollanda’yı da çeyrek finalde elememiz asla sürpriz olmaz.
O KADAR İYİ DEĞİLLER
Hollanda tempo ve savunma anlamında Avusturya’dan daha iyi değil.
Hollanda’nın bireysel yetenekteki oyuncuları ön alanda yer alıyor.
Cody Gakpo, Depay, Simon ve son maçta iki gol atan Donyell Malon’da maça 11’de başlar diye düşünüyorum.
Savunmayı aynı şiddette yapar, çıkışlarda daha dikkatli olup final paslarını daha yüzdeli yapabilirsek hatırı sayılı pozisyon bulabiliriz.
DURAN TOPLARDA VAN DIJK’E DİKKAT
Cezalı olan İsmail Yüksek ve Orkun Kökçü forma giyemeyecek.
Merkez direncimiz açısından çok önemli olan iki futbolcunun yerinde oynayacak olan futbolcularımızın yükü ağır olacak.
Cezası sona eren kaptan Hakan Çalhanoğlu ve Samet Akaydın ise sahadaki yerini alabilecek. Hollanda'da ise cezalı oyuncu bulunmuyor.
Duran toplarda, şimdiden yazıyorum Virgil Van Dijk’a azami düzeyde dikkat etmeliyiz.
Yine Arda Güler’in duran toplardaki etkili ortalarından gol bulabiliriz.
Hollanda defansı Nathan Ake dışında ağır ve dönüşlerde sıkıntılı bir takım.
MONTELLA NE YAPMALI?
Avusturya maçında başta Ferdi olmak üzere Arda, Merih, Kaan, Orkun, Mert Günok, Mert Müldür ve Montella maçın en formda isimleriydi.
Montella adına eleştiri olarak şunu sıkıştırabilirim. İsmail ve Kenan aynı anda oyundan çıkmalıydı. Çünkü ikisinin de temposu düştü. İsmail’i doğru zamanda, Kenan’ı ise geç çıkardı.
İtalyan çalıştırıcının Hollanda maçında saha içinde düşen ismi acil tespit edip o an harekete geçmesi şart. Çünkü her top çok ama çok değerli olacak.
Mesela bir örnek daha… Orkun Kökçü saha içinde sekerken Arda’yı çıkardık.
Önde top tutmaya zorlandığımız anlarda Cenk’in sahaya girmesi lazımdı.
Savunma yönü zayıf, maç temposu ise sakatlığından dolayı hazır durumda olmayan İrfan değişikliği yanlıştı.
Son saniye Mert Günok mucizevi kurtarışı yapmasa o moral çöküntüsü bize maçı kaybettirebilirdi.
KAZANIRKEN ÖĞRENMEK
Böyle bir zaferden sonra bu analizleri de doğru şekilde yapmalıyız.
Öğrenme hayatımızın her anında olmalı. Avusturya maçını kazandık ama birçok şey de öğrendik.
Tabii ki İzmit’in çocuğu Merih Demiral’dan bahsetmeden geçemeyeceğim.
Bizler Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız ve Türk’üz.
Merih’in Bozkurt işaretini “Irkçılık” olarak yorumlayanlar şunu bilsinler ki en büyük ırkçı kendileridir.
UEFA'daki işgüzarlar Merih'e iki maç ceza verdi. Böyle bir ahmaklık olamaz! Bizim çocuklar Merih için de mücadele edecekler, kimse merak etmesin.
Bu ülke Türk’ü ile Kürt’ü ile Laz’ı ile Çerkez’i ile Manav’ı ile herkesi tek bir çatı altında toplayan dünyanın en güzel ülkesidir.
Merih, kanındaki asil kandan ötürü duygusunu bu şekilde paylaşmıştır.
Kimsenin de zoruna gitmesin!
ALLAH AC çeyrek finalde bir zafer daha nasip etsin.
Arkası yarı final ve finalde de Almanya gelsin!
Var bir hayalimiz…
Panzerleri yenip kupa aldığımızın hayali bile muazzam!
Bizim sağımız solumuz hiç belli olmaz.
Çünkü biz Türkiye’yiz!