Anahtar önemli. Çilingir de öyle
Siyasi adımların zamanlamasının çok önemli olduğunu geçmişe baktığımız zaman anlayabiliyoruz.
Siyasi adımların zamanlamasının çok önemli olduğunu geçmişe baktığımız zaman anlayabiliyoruz.
Yavuz Ağıralioğlu, bir yola çıktı. Dün de çıkılan yol nihayete erdi, parti kuruldu. Şimdi ise görev zor ve ağır. Yol çok daha dikenli çünkü, Anahtar Parti dün itibarı ile resmen kuruluşunu ilan etti. Artık varlar. Var olmak, sancılanmak demek. Yormak, yorulmak, hiç durmamak…
Bir siyasi parti kurmak için doğru bir zaman mıdır? Bilemem.
Ancak birçok partinin sırtında yükler var. Her konuştuklarına karşı kendi içerisinden bir antitez var. Bu da siyaseti kısırlaştırıyor.
Yerele dönün mesela; kaç siyasetçi kent üzerine hayıflanıyor, siyaset dışı konuları gündeme getiriyor ya da tamamen vatandaş odaklı meselelere yaklaşıyor?
Çok az isim sayabileceğinizi biliyorum.
Anahtar Parti kuruldu, eyvallah.
Şimdi mesele; dert sahipleriyle yeni bir oluşum kurabilmekte.
Siyasette ağırlığı olan isimler sloganının yavaş yavaş çöktüğü bir süreçteyiz.
Sosyal medya, siyasetçilerin özgül ağırlıklarını da yavaş yavaş hafifletmeye başladı.
Anahtar Parti’nin bu değişken sürece ilişkin hamleler yapması, dertlilerle yol yürümesi gerekiyor.
NOKTA MEDYA ORADAYDI
Dün tarihi bir güne tanıklık ettik.
Nokta TV Genel Yayın Yönetmeni Gülşah Yücel ve Nokta TV kameramanı Eren Demirtürk ile birlikte ATO Congresium’daki yerimizi aldık.
Kocaeli’de ilişkin birçok önemli detayı Nokta Medya’da buldunuz.
Kocaeli’nin partide önde gelen isimleriyle özel röportajlar yaptık.
AK Genç Kocaeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan için hafızalara kazınan sloganlarının Yavuz Ağıralioğlu için atıldığını duydunuz. Yine Ağıralioğlu’nun tanıtım videosundaki Kocaeli detayı, MKYK’da yer alan Kocaelili isimler ve kurucular kurulu üyeleri… Hepsini ilk bizden duydunuz. Bunun için de mutluyuz.
Bizim açımızdan da son derece verimli ve keyifli bir gün oldu.
İşimizi yapmamızın mutluluğunu yaşadık.
Ankara’nın göbeğinde binlerce insanın katıldığı bir parti kuruluşu programındaydık.
Ne iktidara yakın ne de muhalif gözüken medyadan yayın yapan yoktu.
Mikrofon koyan yoktu.
Bu da bir kez daha bizim gibi kurumların önemini gözler önüne seren bir detaydı açıkçası.
HER ŞEHİRDEN İNSAN
Anahtar Parti’nin ismini beğenmeyenlerin çoğunlukta olduğunu gördüm.
Buna da bir anlam veremedim.
Bence güzel bir isim Anahtar.
ATO Congresium’da dolaşırken birçok insanla diyalog kurdum.
Kalabalığın doyurucu olduğunu söylemek hayalcilik değil.
En önemlisi ise Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden, renklerinden çok insan vardı ATO’da.
Her şehirden insan vardı desek abartmayız.
Ciddi bir kalabalık vardı. Şöyle ki; ben Gülşah ve Eren’i ATO Congresium’un önünde indirdikten sonra 1,5 kilometre mesafede bir yere aracı park ettim.
Heyecanlıydı Ankara’daki Amahtar Partililer. Umutlulardı. İnanmışlardı.
“A” AÇILIMI
Yavuz Ağıralioğlu’nun programın başında kürsüden Atatürk dahil birçok isme dua okutması önemliydi. “Atatürk ile bir kavgamız yok” mesajı siyasi hayatlarının başlangıcı için kıymetliydi.
Ağıralioğlu, uzun bir kürsü konuşması yaptı. İyi bir hatip, bunu söylemeye gerek yok.
A harfinin açılımını da güzel yaptı. Akılda kalıcıydı. Bütünleştiriciydi.
Bir de partiyle ilgili gözlemim şu:
Özellikle 23-30 yaş arası grup, Yavuz Ağıralioğlu’nu ilgiyle takip ediyor.
Üniversite mezunu, siyasete biraz ilgili, milli hassasiyetleri olan gençler, Ağıralioğlu’nun adımlarını bir süre takip edecektir.
Hal böyleyken teşkilatlara büyük yük düşüyor.
Eski usul siyasetin yerine, yeni şeyler söylemeleri gerekiyor.
Başarılı olacaklar mı… Bunu ancak süreç gösterebilir.
MKYK’DA İKİ İSİM
Anahtar Parti’nin MKYK’sında kurucular kurulu listesinde bulunan Kocaelili iki isim kendine yer buldu. Sedat Ayhan asil MKYK’da, Sezin Türkkal ise yedek MKYK listesinde yer aldı.
Anahtar Parti’nin Kocaeli İl Başkanı Nurettin Bulut da ekibiyle birlikte tam gaz sahadaydı.
Ancak Nurettin Bulut ile ilgili şu uyarıyı yapmam gerekiyor…
Kendisi il başkanlığına atanalı sanıyorum 10 gün kadar oldu.
Sosyal medya hesabı; yeni bir partinin il başkanı olmuş bir isme göre çok donuk.
Bir müdahale etmesi gerekiyor.
Bir şeyler söylemesi gerekiyor.
Sosyal medyayı ve vereceği mesajları, tüm yönetim ve ilçe teşkilatları iş yüküne rağmen es geçmemesi, hele ki bu zamanda çok daha fazla görünür olması gerekiyor.
KOCAELİ’DEN KATILIM
Anahtar Parti’nin kuruluşuna Kocaeli’den yaklaşık 700 kişi katıldığı ifade ediliyor. Kıymetli bir sayı.
Diyanet Birlik Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Karadaşlı, Murat Batmaz, Erdoğan Şentürk gibi isimler de Ankara’daydı.
Bunun yanı sıra ben Ali Korkmaz’ı da orada görmeyi bekliyordum.
Ancak yoktu. Oğlu Ömer Faruk Korkmaz Ankara’ya gelmişti.
Ali Korkmaz’ı arayıp neden gelmediğini ve oğlunu sorduğumda şu yanıtları verdi:
“Bir sebebim yok. Şu an için aktif bir siyasi hayat zaten düşünmüyorum. Oğlum meselesine gelince… orası ayrı bir dünya. Kendisi 26 yaşında bir avukat. Siyaset yapmak isteyebilir. Oğlumun kararlarına saygılıyım.”
Aslında Ali Korkmaz’ın aktif siyasete gireceğini zaten düşünmüyordum. Evvelde de ifade etmiştim. Fakat 17 Ekim’de sosyal medyada yaptığı, “Yine, yeniden yollarda” paylaşımı bana ilginç gelmişti ve bir şeyler olabileceğini düşünmüştüm. Ama en nihayetinde olmadı.
HİKAYE GÜZEL BAŞLADI
Ez cümle… Anahtar Parti, güçlü bir fotoğraf verdi. Kalabalık bir kuruluşa imza attı. Umutlu insanlar vardı alanda. Özetle… Hikaye güzel başladı.
Ancak bundan sonrası, hikayenin nasıl başladığından çok daha önemli.
Genel başkanın karizmasının dışında, ilçe teşkilatlarının, il teşkilatının hangi meselelere nasıl yaklaşacağı, toplum nezdinde kendilerini nasıl kabul ettirecekleri, izleyecekleri yol ve yöntemler belirleyici olacak.
İnsanların siyasetten sıkıldığı bu dönemde, siyasetçi olduklarını hissettirmeden atılmalı adımlar.
Kolay değil. Herkesin olduğu gibi onların da işi zor.
En büyük zorluk ise çilingirler.
Çilingire kapı kilit tutmaz.
O yüzden çilingirlere çok dikkat etmek gerek.
En fiyakalı anahtar da olsan, bir çilingir alıverir aklını.
Kardeş biz size nasıl güveneceğiz?
Bugün Kocaeli’deki gazetelerde manşetler benzerdi:
“Dört kişi tarafından öldüresiye dövüldü, serbest bırakıldılar”
Ve bunlar hayatımızın bir rutini.
Ülke genelinde sık sık benzer asayiş olayları yaşanıyor.
Şiddet, cezasız kalıyor.
Katile verilen cezalar, caydırmıyor.
Tecavüzcüler verilecek cezaları umursamıyor.
Kimse yargıdan korkmuyor.
Fakat biz burada birine ileri geri konuşsak, savcı başımıza asker kesiliyor.
Bıktık artık bu düzenden, bu faydasız yasalardan.
Bıktık artık suçlulara verilen ödüllerden.
Bıktık. Yenidoğan çetesine hapis cezası verilecek olması…
Yahu yargılasan ne, yargılamasan ne.
Sonuç olarak hapse atacaksın.
Üç-dört günlük bebekleri öldürenler, öldürdükleri için aldıkları paralarla geceleri alem yapacak.
Bu yavşaklara da benim vergilerimle hapishanelerde bakılacak.
Böyle düzenin köküne kibrit suyu.
Kısasa kısas, kısasa kısas, kısasa kısas!
Ben 101’den büyüğüm!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
101 yıl, dile kolay. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kararıyla, Türk devletinin yönetim şekli değişti. Allah rahmet etsin hepsine. Vatan mücadelesinde var güçleriyle var olmak için savaştılar.
Benim kavgam yok cumhuriyetle.
Ancak beni 101 yıla sıkıştırmaya ve bana bunu dayatmaya çalışanlarla kavgam var.
Bundan öncesi yokmuş gibi davrananlarla kavgam var.
Geçmişi yerin dibine geçiren zihniyetle kavgam var.
Gazi Mustafa Kemal ile değil, Kamalizm dini (harf hatası yoktur, bilinçli yazılmıştır) ile kavgam var.
Kendini tanımayıp ceddine sövenle kavgam var.
Biz şuradayız: 101 yıllık cumhuriyet, 3000 yıllık devlet.
Farkında olmasan da sen; senin o küçük dünyandan çok daha büyüksün.
Kendini küçük görsen de büyüksün işte.
İster fark et, ister fark etme. Benim için mesele değil.
İstesen de istemesen de…
Bu böyle.
İpucu
Beş Akif bir saat kulesi
İki kule bir Fatih
Beş Fatih bir Mevlana
İki Mevlana bir Sinan
Düşün taşın bütün gece
Benim kalbim bir bilmece
Kalbimin bir kilidi var
İşte sana anahtar
Bu kadar anahtardan bahsetmişken, rahmetli Barış Manço’nun Anahtar şarkısını hatırlatmak istedim. Ruhuna Fatiha..