Bu kapı sana da açık. Gel anlat
AK Parti Gençlik Kolları MKYK üyesi Mehmet Ceran’ın, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanı olduğu aynı zamanda da Saye Medya Reklam Şirketi’nin sahibi olduğunu ifade etmiştim.
AK Parti Gençlik Kolları MKYK üyesi Mehmet Ceran’ın, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanı olduğu aynı zamanda da Saye Medya Reklam Şirketi’nin sahibi olduğunu ifade etmiştim.
2021 yılının sonundan bu yana KBB çalışanı olan Mehmet Ceran’ın işe gidip gitmediğini bilemem. Sadece şunu ifade ettim aslında: Mehmet Ceran AK Partili gençlerin hakkını yemez. Şirketi para kazanmaya başlasın, bırakır herhalde belediyeyi dedim. Fena mı ettim?
DERDİM SEVİLMEK DEĞİL. AMA
AK Parti İl Gençlik Kollarındaki bazı tiki AKP’li yöneticiler de gelen işaret fişeğinin ardından doğal olarak bana saldırmaya başladı. Emir demiri kesti.
1 Milyar liralık vurgunu yazdığım için uğradığım saldırıda kırılan burnumu dahi alay konusu ettiler. Hiç önemli değil. Tabi ki insanın takdir görmesi, yazdıklarının okunması, geri dönüş olması çok güzeldir. Fakat söylediğim gibi; ben bu mesleği beni sevsinler diye yapmıyorum. Yapma amacım sevilmek değil.
Varlık sebebimin temel gayesinin kendisiyle telefonda falan konuşmak olduğunu zanneden ve tüm kibriyle bana bunu ifade eden önemli bir şahsiyetle yaptığım telefon konuşmasının ardından, üç numarasını da rehberimden sildim ben. Edep gereği. Eğer ki ben; taklacı bir adam olsam, yutardım. Ancak bir varlık sebebim var. Bu varlık sebebim ve ben makama saygılıdır, ama kendine de saygılıdır. Ben küçük bir çocukla konuşurken dahi eğilirim, göz göze konuşurum. Herkese tavsiye ederim.
Çok şükür ben bu mesleği; makam sahiplerinin gözüne girmek, onlara kendimi sevdirmek, onlara kendi işlerimi çözdürmek veyahut ihale almak için falan yapmıyorum.
Tabi ki insanlara yardımcı olabilmek veyahut bir sorunun çözümüne vesile olmak adına ricacı olduğumuz zamanlar oluyor. Ancak bu kadar. Hakikaten bu kadar. Zaten fazlasını istemek ya da yapmak; mecbur bırakmak doğru değil. Kimseye yakışmaz.
O YANITLARI BİLE BİLE VERDİM. İÇLERİNDEKİ DIŞA YANSIDI
Açıkçası dün üzüldüm. Hem de çok üzüldüm. Bana söylenen laflar inanın umurumda değil.
Bir gerçeği ifade ettiğimiz için şerefimize saldıran arkadaşlara bir mayın bıraktık, ekran görüntüleriyle ilgili.
Tüm helal-haramı bıraktılar, bana saldırdılar. Neymiş, namertmişim. Bir süre bekledim, daha ne kadar ileri gidecekler ve ne kadar alçalabilecekler diye.
Bazı gönlü bozuklara bile isteye o yanıtları verdim. Verdim ki; içlerindeki dünya sevdası iyice ortaya saçılsın. Saçıldı da.
Ama üzüldüm. Çünkü böyle değildi. Değildi arkadaş!
Önceden üzümü yediğin bağ önemliydi. Şimdi bırak bağı, üzümün üzerindeki, “Bu mal başkasına aittir” yazısının dahi öneminin kalmamasına üzüldüm.
AK Parti’nin içinde pırıl pırıl gençler var.
Ama üç beş bezirgan binmiş bu gençlerin sırtına, vur ha vur. Rabbena hep bana.
Bu düzen değişir ama. Endişe etmeyin gençler.
Dün yazdığım yorumlar da, yazdığım köşe yazıları da muhataplarını bağlar.
Davanın esaslı gençleri tüm o kötü sözlerin dışındadır.
Bunlar toplasan bir avuç insandır. Onların başlarında da eski bir gençlik kolları vardır.
Uzaktan kumandadır. Onun da pili biter yakında.
Daha temizleri gelir. Elbet gelir. Ümitsizlik yok.
BAKİ ÖZDEMİR ARKADAŞIMDIR. SİZ İSE İFTİRACISINIZ
Sevgili Mehmet Ceran.
Dün akşam hiçbir yazdığıma yalan diyemedin. Söylediklerime yanıt veremedin.
Sadece manipülasyon yaptın. Aklınca göndermeler yaptın. Ne cevapların ne de göndermelerin, konuyla alakasızdı. Sende biliyorsun, okuyanlar da.
Bana tüm yazıları eski il gençlik kolları Baki Özdemir’in yazdırdığını, benim Baki ile olan arkadaşlığımdan dolayı sizinle ilgili eleştiri yaptığımı konuşuyorsun sağda solda. İma ettiğin de budur.
Külliyen yalan. Bilesin. Baki benim arkadaşımdır. Hiç gizlemedim ki. Bu arada görevdeyken En Kocaeli’deki yazılarımda Baki’yi de eleştirmişimdir. İstersen ara Baki’yi sor. Hatırlayacaktır o yazıları.
Baki ile zaman zaman Gölcük’teki Mavera Kafe’de otururuz.
Bir dönem İl Gençlik Kolları Başkanı Çağatay Çağlayan da girer çıkardı o mekana. İyi bilir, sor kendisine, tarif etsin. Bir akşam istersen misafirimiz de olabilirsin.
Ancak Baki bana bugüne kadar bir yazı yazdırmışsa, Allah bir daha bu kalemi elime almayı nasip etmesin. Bu kadar da büyük konuşuyorum.
Hodri meydan, gel bu iftiralarını ispatla.
Siz şunu idrak edemiyorsunuz maalesef: Herkes sizin kafanızdaki dar kalıplarda yaşamıyor bu hayatı.
Benim teşkilatı düşürdüğünüz hale, toplumdaki herhangi bir bozukluğa, giden yanlış işlere hakikaten kafa taktığımı, hayıflandığımı algılayamıyorsunuz.
Hep altında bir şey arıyor, iftira yollarını seçiyorsunuz.
Halbuki mesele sizin düşündüğünüz gibi değil.
İnan olsaydı, yakalanırdık. İnsanız, hatalar yapmışızdır. Ama sizin kurgu dünyanızın oyuncusu değilim ben.
BUYUR GEL MEHMET CERAN
Ve Mehmet Ceran, Nokta Gazetesi’nin ve Nokta Televizyonu’nun kapısı açık.
Neden şirketi İzmit değil Gebze’de kurdun?
Ne iş yapıyorsun?
80’nin üzerinde faaliyet kolu olan şirketi kurma sebebin nedir?
Herhangi bir belediye ile iş yaptın mı?
İzmitlisin, Gebze niye?
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde bankamatikçi misin, değil misin?
AK Partili gençlere ne gibi hizmetler verdiniz?
Biz hangi konularda yanılıyoruz? Hatamız neler?
Buyur gel. Sana davetimdir.
Bu kapı sana da açık.
Ben iftira etmedim de…
Senin iftiralarına rağmen. Samimiyim. Buyur gel, anlat. Biz de yazalım.
Devlet Bahçeli beni şokladı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını duyduk.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Biz yıllardır izliyoruz yahu MHP’yi.
Bu nasıl bir çıkıştır?
Ne var bu meselenin altında?
Devlet ne yapmaya çalışıyor?
Ne yaklaşıyor?
Acaba Abdullah Öcalan çıkan dedikodular gibi… Hakikaten öldü mü?
Ben algılayamıyorum.
Sanırım biraz süreci izlemek gerekiyor.
Konuşmak için erken.
Ancak ben bugün duyduklarımdan rahatsız oldum.
İzleyip göreceğiz.
İpucu
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu alem bir bir bize
Yunus Emre