Büyük vurgun ve lise diploması vaadi
İlginç günler yaşadım. Kısaca hatırlatmak gerekirse; “Kocaeli’deki büyük vurgun şebekesi çökertilmeli!” Başlıklı yazım, Türkiye’nin gündemine oturdu.
CHP Kocaeli Milletvekili Harun Yıldızlı konuyu meclis kürsüsünden dile getirdi.
Konu mart ayında Milli Eğitim’de yapılan bir vurgun olarak medyaya yansımış ancak bugünkü gibi bir gündem olmamıştı.
Meselenin gündeme böyle oturmasının sebebi; sadece Kocaeli bazlı 1 Milyar TL’yi aştığı iddia edilen vurgunun dernek ve şirketlerle olan bağlantılarının yazımın ardından ortaya dökülmesi oldu.
YALANCI ÇIKARMAYA ÇALIŞTILAR
Allah biliyor, benim bu işten bir gram menfaatim yok. Allah rızası için kamunun hortumlanan parasının, kamuya döndürülmesini istiyorum.
Buna destek veren meslektaşlarım da oldu.
Ancak bazı meslektaşlarım ise beni yalancı çıkarmaya çalıştı.
Vurgunun ayaklarından biri MESEM projesiydi.
Ne hikmetse bu MESEM ve dernekler üzerindeki vurgunu yok sayıp, sadece kamuoyunu UTP’ye yönlendirmeye çalıştılar.
Bunu da vurgunun bir numaralı şüphesi R.Ş’nin beyanatlarıyla yaptılar.
Biri çıktı; meselenin içinde gazeteciler olduğu konuşuluyor, araştırılsın, hesapları kontrol edilsin dedik diye Kocaeli Gazeteciler Cemiyetini göreve davet etti. Komik bir gelişmeydi.
Bense birbirinden farklı odakların, birbirlerinden nefret edenlerin; beni yalancı ve art niyetli gösterme çabalarını köşemden izledim. Hala da izliyorum. Birilerinin utanacağı günlerin yaklaştığını hissediyorum.
KİMLİK BİLGİLERİ TOPLAMIŞLAR
Mesela MESEM projesi üzerinden şu yapılmış:
Eşlerine dostlarına, yakın çevrelerine haber veriyorlar.
“Lise diploması olmayanlara diploma verdireceğiz” diyorlar.
Ortada bir eğitim yok, hiçbir şey yok.
Çırak olarak sisteme kayıt yaptırıyorlar.
Kayıt yapılan insanlar üzerinden paraları hortumluyorlar.
Ve inatla bir kısım medya ve bir kısım insanlar; yapılan bu usulsüzlüğü ve hortumlamayı minnacık bir şey olarak göstermeye çalışıyor.
PARALAR GERİ İSTENDİ
Allah nasip etti, konu tekrar ülke gündemine girdikten sonra İzmit İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, malum dernek ve sisteme dahil olan, usulsüzce bu paraları alan kurumlardan paraların iadesini talep etmeye başladı.
Birçok dernek ve kurumdan yatırılan paraların geri istendiği ifade ediliyor.
Ancak elimizde ne bir liste var ne yazık ki, ne de paraların kimlerden istendiği.
İnşallah bir şekilde önümüze düşer, biz de bu listeleri kamuoyu ile paylaşırız.
MESUT AKBULUT’UN SİLDİĞİ PAYLAŞIM
Bir diğer önemli gelişme, dün akşam yaşandı.
Kocaeli Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Akbulut, CHP Kocaeli Milletvekili Harun Yıldızlı’nın ziyaret fotoğrafını paylaşıyor.
Akbulut: “MESEM VURGUNU! Kocaeli Kocaeli Milletvekili Harun Yıldızlı gazetemizi ziyaret etti. 700 Milyon liralık MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) vurgununda 5 gazetecinin de olaya karıştığı iddia ediliyor.” Yazdı.
Ancak daha sonra Akbulut bu paylaşımını kaldırdı.
Bende merak ediyorum, kim bu 5 gazeteci?
İki tanesiyle ilgili çok güçlü tahminlerim var, ancak yalnızca tahmin.
Peki diğer 3’ü kim?
Merakla konuyu takip ediyorum.
Bir süredir bu büyük vurgunla ilgili sessiz kaldığımın farkındayım.
Ancak araştırıyorum, bundan emin olabilirsiniz.
Ve öğrendikçe, aktarmaya devam edeceğim.
KOMİSYONCULAR, NÜFUZ AÇICILAR
Son olarak şunu da söylemek istiyorum:
Bir suça yardım ve yataklık yapmak da suçtur.
Suçluya, devleti hortumlayana nüfuzunu kullandırmak, ona alan açmak da suçtur.
Hayali kayıtlar, çıraklar üzerinden komisyon almak, vermek, bu paraları ikinci, üçüncü banka hesapları üzerinden başkalarına aktarmak da suçtur.
Biri size geliyor, “Sana ayda şu kadar para verilecek. Sen de danışmanlık adı altında bize şu kadar ödeyeceksin” dediğinde, “Kardeşim eğitim yok, bir şey yok. Devlet bu parayı bana neye göre veriyor?” Diye sorgulamamışsan da suçlusun.
Hayırdır, kim kime bedava para dağıtıyor?
Demek ki senin helalin, haramın yok.
Riv riv yapmayı bırak.
Çok daha güçlü bir itiraz beklerdim
Kötülük Devleti İsrail’in Dışfitne Bakanı çıkıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Sonun Saddam gibi olur” mesajını veriyor. Açık açık bunu söylüyor.
Şöyle bir tepkilere bakıyorum da, hayal kırıklığına uğradım.
Erdoğan’a gönül vermiş isimler zaten gerekli söylemleri geliştirdi.
Ancak muhalefetin temsilcilerinin tepkilerini zayıf bulduğumu söylemeliyim.
Mesela Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, ilk ve güçlü tepki veren liderlerden biriydi.
Tamam, CHP’den söz konusu sözlere bir tepki geldi. Açıkçası; ben Özdağ’ınki gibi bir tepkiyi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den de beklerdim.
Çünkü karşımızdaki profil belli. Biraz zafiyet gösterirsek, tepemize çökerler. Bunu da açık açık dile getiriyorlar.
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, yarın sana, öbür gün başkasına.
Adamlar, “Benden başka güç tanımam” diyor.
Bu tip hassas konularda; çok daha dirayetli ve sesi gür çıkan bir muhalefetin hayalini kuruyorum.
İpucu
-Rivayet olunur ki, bu fani cihandan göçmezden evvel babasından Abdullah bin Ömer bin El-Hattâb şöyle sual etti:
“Babacığım, bir daha seni ne zaman ve nerede göreceğim?”
Babası: “Öteki cihanda.” diye yanıtladı.
Abdullah, “Daha erken görmek istiyorum."dedi.
Babası, “Birinci olmadı ikinci, o da olmadı üçüncü gece beni rüyanda göreceksin.” dedi.
Abdullah, tam on iki yıl babasının sözünü ettiği rüyayı görmedi.
Nihayet bir gece onu rüyasında görünce dedi ki: “ Babacığım, vefatından sonra üç gün içinde seni göreceğimi söylememiş miydin?”
Babası: “Sevgili oğlum, Bağdat civarında harap halde bir köprü var idi, görevliler de onarımını ihmal etmişler idi, bir koyunun da ayağı oradaki bir deliğe denk gelivermiş de kırılmış. Şimdiye değin onun davasıyla meşgul idim.” diye cevap verdi."'
Nizamülmülk - Siyasetname