Büyükakın bu işi İmamoğlu’na da Yavaş’a da bırakmaz

Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği’nin (KYÖD) 1960’lı yıllardaki en önemli misyonlarından biri, İstanbul’da eğitim gören Kocaelili öğrencilerinin barınma ihtiyacını karşılamaktı.

1964 yılında KYÖD öncülüğünde Beyazıt Soğanağa Camii’nin yanında bir bina yurt olarak kullanılıyordu. Kirasını İzmit Belediyesi ödüyor, işletmeciliği de KYÖD’ün yaptığı bina bir yurt haline dönüştürülüyor.

1969 yılında bu kez KYÖD Ömer Türkçakal, Cemal Badem, Yılmaz Kanbak, Nadir Birok, Kemal Ünal gibi isimlerin öncülüğün de Fındıkzade bir yer buluyor. Ankara’dan gerekli görüşmeler yapılıyor. Çeşitli sorunlar çıkıyor, Kocaeli İl Özel İdaresi devreye giriyor. Sorunlar çözülüyor, 80 darbesine kadar burası KYÖD’ün yurdu olarak kullanılıyor.

Şimdi uzun uzun bu tarihçeyi anlatmayalım.

En nihayetinde söz konusu bina 2011 yılında satılıyor.

KYÖD’ün artık bir yurdu yok.

KYÖD Başkanı Uğur Saral ve yönetimi, KYÖD’ün misyonlarından birini hayata geçirmek adına İstanbul ya da Ankara’da bir yurt yapmak istiyor.

Ama nasıl?

KYÖD yönetimi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya da Ankara Büyükşehir Belediyesi’yle kontak kurarak bir adım atmak istiyor.

Takip edebildiğim kadarıyla plan şu: Mevcut bir belediye yurdunun örneğin 10 odasının tüm teşrifatını üstlenmek, barınma için gereken tüm masrafları karşılamak.

Bu 10 odanın ismine de özel bir statü ile Kocaeli Yurdu ismi verilmesini sağlamak.

KYÖD Başkanı Uğur Saral, yurt yapmanın maliyetlerinden dolayı böyle bir kısayol arıyor. Sonuçta kazanan yine Kocaelili öğrenciler olacak.

Hem İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hem de ABB Başkanı Mansur Yavaş, genel siyasete çok daha meyilli olduğu için, KYÖD yönetimi bu belediye başkanlarına projeyi aktardığı vakit, kabul görebileceğini düşünüyorum.

Zaten yurt olan bir binanın 10-20 odasının masrafını KYÖD üstlenecek.

Cüzi miktarlarda bedel alınan bu yurtların da kullanım hakkı KYÖD’e verilecek.

Yine odalarda öğrenciler kalacak. Değişen bir şey yok.

KYÖD para kazanmak için bunu yapmıyor.

İmamoğlu ve Yavaş’a bu proje teklif edildiğinde, AK Parti’nin elindeki en büyük belediyenin bulunduğu bir kentte, kendileri adına böyle bir PR çalışmasını ellerinin tersiyle itmeyeceklerdir diye düşünüyorum.

Niyet halis, işin ucunda öğrencilerin barınması var.

KYÖD bu projeyi İmamoğlu ve Yavaş’tan önce, Büyükakın’a da sunacaktır.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin şu an itibarı ile İstanbul ya da başka bir şehirde KYÖD’e böyle bir imkan sağlayacağını sanmıyorum.

Ancak Büyükakın, İstanbul ve Ankara, ya da başka bir öğrenci şehrinde, ilçe belediyeleri üzerinden bu işin çözümü için formül üretebilir.

En azından bunun için bir arayışa girer, yol açar.

Bakalım, önümüzdeki günlerde KYÖD’ün yurt meselesiyle ilgili yeni gelişmeler yaşanacağına inanıyorum.

Gönlümden geçen; yurt işi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve KYÖD uhdesinde yürüsün.

Ama en nihayetinde, kimin yaptığından ziyade yurt projesinin hayata geçmesi hepsinden önemlisi…

Kukla oynatıcıları ve kuklalar

Karamürselli Milli Yıldızımız Merih Demiral, Bozkurt işareti yaptığı için UEFA’dan iki maç men cezası aldı.

Aslında bu hadise; düşmanın ne kadar kuşatıcı, yüzsüz ve faşist olduğu gerçeğini yüzümüze çarptı.

Demiral meselesinde en çok tepkiyi; Avrupa’nın ülkemizdeki fikir uyduları, kendi kültür ve medeniyetinden kopuk, neyin ne olduğunu bilmeyen, hayatı sadece minicik ahir ömründe öğrendiği birkaç siyasi slogandan ibaret kendi içimizdeki aklıevvellerden geldi.

UEFA gibi küresel sistemin kurumları; böyle toplumsal hadiselerde önce iç kamuoyu tepkilerini yoklar.

Biz de haini bol bir memleket olduğumuz için; birkaç gün gözlemlendik.

Adam Bozkurt simgesini, tarihçesi ortada olmasına rağmen Madımak’a kadar dayandıracak kadar kendi öz kimliğinden habersiz.

Dün ise bir haber sızdırdılar Alman Bild Gazetesi üzerinden.

Yine toplum nabzı ölçüldü.

TFF haberi yalanladı ancak cezanın gerçekleşme ihtimaline karşı üst perdeden bir uyarı yapmadı. Pasif kaldı.

E zaten içimizdeki Avrupa hayranı şakşakçılar memnun oldu.

Bugün ise UEFA, “Zemin top oynamaya müsait” diyerek Merih’e bastı cezayı.

Kukla oynatıcıları ayan beyan ortada.

O kadar yakınımızdalar ki, dürbünsüz göremiyoruz.

Ama gel gör ki; içimizdeki kuklalar, kukla olduğundan habersiz dansöz gibi kıvırıyor.

UEFA, getir kınayı. Sıra var, tez zamanda yaksınlar.

İpucu

Budalanın yağı çok olursa sakalına sürer.

SON DAKİKA HABERLERİ

Furkan Çalışkan Diğer Yazıları