Çift listenin faydaları

AK Parti Gebze İlçe Teşkilatının kongresinin öğleden önceki bölümüne katıldım.

Saat 10:30 gibi Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’ndeydim.

AK Parti içindeki çift listeli kongrenin faydalarını net bir şekilde gözlemleme şansım oldu.

**

Kendi penceremden çift listeye izin verilmesinin artılarının şunlar olacağını düşünüyorum.

Mevcut ilçe teşkilatını diri tutar.

Hata yapmamaya karşı daha özenli olunur.

Metal yorgunu isimler azalır.

Vatandaşın sorunlarına bir ilgisizlik varsa eğer, bu ortadan kalkar.

Hep bir üretme ihtiyacı hissedilir. “Yeni neler yapabiliriz?” soruları teşkilat içerisinde çok daha sık sorulur hale gelir.

Adın yazıldığı için nüfuz elde etmezsin, gönle girdikçe nüfuz edersin. Rakip demek, daha çok gönle girmeye de teşvik eder adamı.

Teşkilat içerisinde yeni gruplar oluşur. Ki yeni gruplar kavga ve art niyet barındırmadığı müddetçe, iyidir. Çünkü insanı iyi olmaya sevk eder. Parti içi muhalefet; kısır kavgalara dönüşmediği sürece partiyi canlı tutar.

**

Peki Gebze kongresi nasıldı?

Tam bir kongre heyecanı vardı ortamda. Sabah saatlerinde dolmaya başlamıştı.

Mevcut başkan ve Genel Merkezin adayı Recep Kaya ve ekibi yeşil kravatlar ile, Hüseyin Kurt ve ekibi ise açık mavi kravatlar ile alandaydı.

Başkan ve yönetim adayları; önce Kaya ekibi ve sonra Kurt ekibi olmak üzere yan yana dizilmiş bir halde misafirlere, “Hoş geldin” dedi.

Mesela bir bacağından sakatlanmış, tekerlekli sandalye ile kongreye gelmiş bir partili gördüm. Haberini de yaptık. Sizce tek listeli bir kongre olsa, kimi desteklediğini bilmediğim o partiliyi salona gelir miydi? Sanıyorum ki ihtimal zayıftır.

Benim olduğum zaman zarfında hiç tartışma, sürtüşme yaşanmadı mesela.

Bu yazıyı kazanan belli olmadan önce kaleme aldım.

Sayın Recep Kaya’yı da Sayın Hüseyin Kurt’u da verdikleri bu mücadele için kutluyorum.

Kim seçilmiş ise, Allah muvaffak etsin.

**

Kongrenin en önemli kısımlarından biri, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta izlettiği videoydu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1993 yılında Abdülmecit Yücel’in hikayesini anlatıyor.

Hiçbir sufle vermiyorum. Bilmeyen varsa, izlesin.

Bu davanın mayasında, “Abdülmecitlerin mayası var” demek kolay.

Zor olan, söylediğin gibi olabilmektir.

Bol gömleklileri; pirincin içindeki beyaz taşlar gibi tepsiden atabilmektir.

Bayram değil, seyran değil eniştem beni neden öptü?

Başlık her şeyi anlatıyor aslında.

Araba, yakıtla çalışır. Yakıt da üçe ayrılır; benzin, dizel, gaz.

Kimi insanlar da fitne ile çalışır.

Fitneyi verirsin; “sen bununla bunu karşı karşıya getir aklını alır” o da tekerleği döndürmeye başlar.

MHP de tanır fitne kokusunu, AK Parti de.

Fitneciye doğru uzanan çeşitli saçaklar vardır.

Fitneciyi kendi haline bırakıp, o saçakları tespit etmek gerekir.

Ok değil, okun nereden ve hangi maksatla atıldığını bilmek, savaşı kolaylaştırır.

Sıkılmadan, takılmadan.

İpucu

Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan da tehlikeye düşmezsin.

Başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin.

Ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.

Sun Tzu – Savaş Sanatı