HTŞ kimdir? Muhalifler kimdir?
Suriye’de yaşanan gelişmeler; her ne olursa olsun bir Müslüman olarak beni çok sevindirdi. Bugün ayrı bir mutluluk var içimde. Balık hafızalı olduğumuz ve Suriyeliler üzerinden Araplara düşman olmamız gerektiği işlendiği için; unuttuğumuz Aylan bebek var mesela. Suriyelilerin eli kanlı Esad ailesinden, Suriye’de vahşice kılıçtan geçirilen 650 bin Sünni Suriyeli var mesela. Bugün Gazze’de izlediklerimizin bir benzerini, Esad yıllarca hunharca yaptı. Bu girizgah ile birlikte HTŞ ve Muhaliflerin aynı ifade olduğuyla ilgili birkaç bilgilendirme yapmak lazım.
**
2014 yılında Türkiye tarafından terör listesine alınan El Nusra Cephesi, 2016 yılında El Kaide ile resmi bağlarını kopardığını ilan ederek isim değiştirdi ve önce Jabhat Fatah al-Sham, ardından 2017'de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) olarak yeniden yapılandı ve Bağdadi'yi reddetti. 2017'de Nusra Cephesi muhalif grupları bünyesinde birleştirmek amacıyla Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ismini alan yeni bir oluşuma geçmiştir.
**
HTŞ, İdlib’de Kurtukuş Hükümetini kurdu. Yapı; küresel cihat hedefinden ziyade bölgesel bir destek arayışına girdi. Hem sahadaki aktörler, hem de halk desteği arayışı olarak ikiye ayırabiliriz. Yine HTŞ, İdlib’i kontrol ederken,, El Kaide’yi İdlib’den uzaklaştırdı.
2012-2013 yıllarında para, silah, mühimmat ve insan kaynağı için DAEŞ ve El Kaide’yi kullanan HTŞ, 2016 sonrasında ise bu iki terör örgütüne karşı sahada mücadele eden bir kimliğe büründü. Soçi ve Astana anlaşmalarını da kendi nüfuz alanını genişletmek için kullandı.
**
HTŞ ile ilgili en önemli soru işareti; ABD ile olan ilişkilerinin boyutu. Bununla ilgili maalesef net bilgiler yer almıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, 2017 yılında HTŞ’yi terör örgütleri listesine ekledi. Ancak 2022 HTŞ’nin Rusya’ya karşı iyi bir oyuncu olabileceğinin görülmesi, HTŞ ile ABD ilişkilerinin güçlenmesine sebep oldu. Yani özetle ABD için dün dünde kaldı. Bugüne bakıldı.
**
2018’de HTŞ kendi içerisinde suikastlar ve benzeri sorunlar, Türkiye ile HTŞ’yi daha da yakınlaştırdı. HTŞ bu tarihten itibaren Suriye Kurtuluş Hükümetini kurdu. Hamas’ın Gazze’de yapmaya çalıştığı faaliyetlerin benzerini Suriye’de hayata geçirmeye çalıştı. Bayındırlık faaliyetleri yürütüldü.
HTŞ’nin İblib’i elinde tutmasının en önemli aktörü ise Türkiye oldu.
Türkiye, bölgede bulundurduğu 10 bin askeri ile HTŞ’nin garantörü konumunda idi.
HTŞ, meşrulaşma çalışmaları kapsamında sosyal medyadaki yayın kanalları Beyaz Minare’yi kurdu ve kullandı. İba’a Haber Ajansı da HTŞ’nin faaliyetleri hakkında dünyaya bilgi servis etmeye başladı.
**
Kesin olan şu: Türkiye, İdlib’de HTŞ’yi korudu. Eğitim ve ekonomi desteği verdi. Zaten Suriye’nin konumu itibarı ile HTŞ ve Türkiye arasında zorunlu bir stratejik bağ kuruldu. Ama bugünler zaten hep planlanıyordu. Soru, Türkiye’nin tam olarak ne kadar HTŞ üzerinde kontrolünün olduğu, ABD’nin ne kadar kontrolde olduğuyla ilgili. İşte bunu kestirmek zor.
Bugünleri ifade eden bir dipnot 16 Ekim 2022’de şöyle ifade edilmiş:
“HTŞ'ye yakın kaynaklar, HTŞ liderliğindeki tüm askeri grupların yakında birleşik bir askeri konsey ve Suriye’nin kuzeyindeki kurtarılmış tüm bölgeleri (İdlib ve Halep kırsalı), sivil kurumları, sınır kapılarını, yargıyı, sivil polisi ve güvenliği yöneten tek bir sivil yapı ile birleşik bir askeri operasyon odası oluşturmak için çalışmalar başlatacaklarını söylediler.”
**
Bugüne dek Suriye Milli Ordusu ve ÖSO, daha çok Türkiye’nin kontrolünde olan muhalifler olarak ifade edebiliyoruz. Ancak HTŞ’nin tamamen Türkiye kontrolünde olduğunu bugünden söylemek güç. İşte tam da bu nedenle geçtiğimiz haftaki Nokta Atışı programında, “İş zor ve sıkıntılı” şeklinde ifadeler kullanmıştım.
Biz geçtiğimiz dönemlerde yapılan analizler ve kıymet verdiğim çok önemli bir ismin hazırlık aşamasındaki tezinde yer alan ifadeler üzerinden bir analiz yapmaya çalıştım.
Belki HTŞ, bugüne dek muhaliflere de tamamen kontrolü vermeden tamamen başat olarak kendileri olsun istemiş olabilir.
Ama Katil Esad rejiminin düşmesinin öncesindeki hazırlık safhalarında neler konuşuldu, Türkiye İdlibüzerinden HTŞ’ye sağladığı koruma kalkanını bu süreçte hangi noktalara ulaştırdı, önümüzdeki süreçte yaşanan gelişmelerden bunu anlayacağız.
**
Kesin olan şu: Suriye Milli Ordusu, içinde birçok grubu barındırıyor. Ve ideolojileri işte budur diyebileceğimiz bir durumları yok. Özgürlük savaşçıları gibi hareket ediyorlar.
SMO tamamıyla Türkiye’nin kontrolünde. Tüm ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz.
HTŞ ise selefi bir ideolojiye sahip. Liderleri Ebu Muhammed El Culani’ye bağlılar. Culani de yapı üzerinde oldukça etkili.
Suriye Milli Ordusu, ÖSO ve muhalifler, HTŞ demek değil.
Aynı manayı ifade etmemesi, aynı hedef doğrultusunda çalışılıp, Türkiye’nin kontrolü elinden kaçırmasına da sebep değil.
Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler…
İpucu
Minelkadim Kocaeli’yi iki haftadır ilerletemiyorum. Bir sonraki hafta inşallah…