İttifak anketi!

İzmit için çok, çok ilginç bir anket gerçekleştiriliyor. İsim konusunda tam emin değilim ancak anketi yapan firmanın Marmara Araştırma olduğu söyleniyor.

Peki bu anket ittifak için neden bomba bir anket? Anlatalım.

Bildiğimiz kadarıyla Millet İttifakı dağıldı. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener dahil önde gelen İyi Partililer, kendi adaylarıyla yerel seçime gireceklerini açıklamıştı.

CHP de İyi Parti’nin açıklamalarına hamle olarak, hiçbir görüşme yapmadan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yeniden aday gösterileceğini açıklamıştı.

Yani son dönemde ortaya çıkan görüntü, tak sepeti koluna, herkes kendi yolun şeklindeydi.

Fakat son günlerde yapılan bir anket ittifak adına da kafalarımızın karışmasına sebep oldu.

İzmit Belediyesinin adayını belirlemek adına bazı isimler bahse konu anket firması tarafından aranmaya başladı.

Katılımcılara ilk olarak, “İzmit Belediyesinin hizmetlerinden memnun musunuz?” sorusu soruldu.

Daha sonra yöneltilen sorularda “CHP’nin İzmit Belediye Başkan adayı olarak kimi görmek isterseniz?” şeklinde soru yöneltildi. Fakat isim istenmedi.

Dört isim katılımcılara yöneltildi.

Bu isimler, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet,

İzmit Belediye Meclis üyesi Hakan Tanta,

Eski milletvekili ve belediye başkanı Hikmet Erenkaya,

İzmit İlçe eski Başkanı Alpaslan Seymen.

Bunda da bir sıkıntı yok, sorulabilir. Ancak CHP’li isimler telefonda zikredildikten sonra işler değişiyor.

İttifak ya da İyi Parti’den bir isim İzmit Belediye Başkan adayı gösterildiği takdirde, dört isimden hangisine oy verirsiniz diyerek katılımcılara soru yöneltiliyor.

O dört isim de;

İyi Partili İzmit Belediye Meclis üyesi Nurettin Bulut,

İyi Parti İl Başkan Vekili Kaan Dilmen,

İyi Parti İzmit İlçe eski Başkanı Pelin Coştur Filiz ve

Birkaç yıl önce AK Parti’den ayrılarak İyi Parti saflarına katılan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi eski Başkan Vekili Zekeriya Özak’tan oluşuyor.

Ben bu anketi son derece ilginç buldum.

CHP mi yoksa İyi Parti mi yaptırdı, hiçbir fikrim yok.

Benim anladığım kadarıyla, her iki parti de birbirine bu kadar sertleşmişken, anketler vasıtasıyla ittifakın tekrar canlandırılması için zemin yoklanıyor.

Anlıyoruz ki, İzmit’te adaylar belirlenene kadar birçok farklı gelişmeye tanıklık edebiliriz.

Haydi hayırlısı…

Filistin davasına nasıl bakmalıyız?

Gazze’de İsrail zulmünü yeniden uzun uzun anlatmaya gerek yok. Dün akşam Nokta TV ekranlarındaki Kent Meydanı programımızda, AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz’la konuyu detaylıca konuştuk. Meseleyi başından sonuna ele aldık.

Filistin davasına bizlerin, gençlerin, Türkiye’nin nasıl bakması gerektiğiyle ilgili AK Parti’nin eski Gölcük ilçe yöneticilerinden sevgili Mustafa Gürdal’ın muazzam bir analizi var.

Noktasına virgülüne dokunmadan, sizlerle paylaşıyorum:

“Evet arkadaşlar günlerdir Filistin meselesi üzerine herkes yazıyor konuşuyor. Herkes meseleye bir tarafından bakarak sonuca varıyor. Toprak sattı, ilk Hamas saldırdı veya bu Arapların meselesi banane gibi bahaneler ile bir çok kişi olayı ya görmezden geliyor veya İsrail seviciliği yapıyor. Peki biz Müslüman Türkler olaya nasıl bakmalıyız önce buna bir cevap bulmak gerekiyor...

Her şeyden önce Filistin bizim Osmanlı imparatorluğundan beri toprağımızdır. Hatta belli bölgelerin tapusunun halen bizde olduğu söylenir. Biz büyük ve kadim bir devlet geleneği ile övünüyor isek ki öyleyiz, o halde bu topraklara milli bir mesele olarak bakmamız ve Arap sorunu diye görmememiz gerekiyor.

Gene İsrail denen işgal devletinin Arzı mevud diye bahsettiği ve var olma nedeni olarak gördüğü devlet sınırlarının içerisinde bizim ülkemizin de bir kısmı vardır. Yani İsrail, misakı milli sınırlarımıza her zaman bir tehdit unsurudur. Bu manada da milli bir meseledir.

Tabi bu arada bir örgütün vurduğu İsrail'i korumak için koskoca gemiler yollayan ABD ve İngiltere'yi de unutmamak lazım. Mavi vatan Akdeniz resmen binlerce kilometreden gelen emperyalist ordular tarafından işgal ediliyor. Yarın bu tehdit kime dönecek acaba? Bana ne milli meseleden diyenler olabilir. Onlar da olaya insan ve insan hakları olarak bakarsa öldürülen hatta katledilen çocukları, evsiz yurtsuz bırakılan milyonlarca insanı görecek ve belki vicdan meselesi yapacaktır.

Yani birde Müslüman gözü ile bakmak lazım. Gerçi Ümmet gözü ile bakılırsa zaten sorun kalmaz. Bir binanın tuğlaları gibi olmamız gerekiyor. Şu anda bırakın tuğlayı bina tehdit altında. Biz ise futbol maçı seyreder gibi davranıyoruz. Ama daha değerlisi bence çevresi mübarek kılınmış olan Kudüs ve Mescidi Aksa sorunudur. İsrail Mescidi Aksa’nın yok edilmesi için her türlü çabayı göstermektedir. Bizde bize Allah (CC) tarafından kutsal adledilen bu topraklara İslami hassasiyet ile sahip çıkmak zorundayız. Ve bunların hepsi ile birlikte şu anda yapılan şey orantısız güç kullanarak bir katliam girişimidir. Hepimizin buna "ama"sız bir şekilde karşı çıkmamız ve zulme karşı durmamız gerekir. Bu hem insanı hem İslami hem vicdani bir zarurettir.

Acı içinde kıvranıp, ölemeyin

Köşe yazımın bu başlığa kadar olan kısmını dün öğlen saatlerinde yazıp tamamlamıştım. Fakat dün çok hastalandım. Öyle ki, yazının içinde bir iki değişiklik yapmam gerekiyordu. Onları tamamlayıp yayına dahi veremedim.

Akşam saat 20:30 gibi uyudum. Gece yarısı uyandığımda terör devleti İsrail’in Gazze’de bombaladığı hastane ile yüzleştim.

Öfke doldum. Bu saldırının faillerinin acı çekmesini ama son nefesini verememesini istedim.

Acı içinde kıvranıp, ölemesin Netenyahu ve avaneleri.

Acı içinde kıvranıp ölemesin, Netenyahu’nun Türkiye’deki işbirlikçileri, kiralık kalemleri, gönlü İsrail’i aklamaktan geçen satılmış köpekleri.

Bu devran dönecek. Biz bu azgın azınlığa galip geldiğimizi göreceğiz.

İpucu

Zulüm edenlere yakınlık göstermeyin ki, size de ateş dokunmasın!

SON DAKİKA HABERLERİ

Furkan Çalışkan Diğer Yazıları