Kapıdaki yeni kriz: Yine Kandıra

Kandıra ilçesi uzun zamandan bu yana Akçakese mevkiinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yapımına hazırlandığı çöp tesisi projesiyle gündemde. Yaşananları biliyorsunuz zaten.

Şimdi ise Kandıra’yı bekleyen bir diğer kriz var. Konu çok hassas, farklı yerlere çekilmeye müsait. Öncelikle şahsım olarak; en başından söylüyorum. Yazının Roman vatandaşlarımızın yaşayacağı yerin neresi olduğuyla bir alakası yok. Durumla alakası var. En baştan yazayım ki; hani olur ya birkaç art niyetli çıkar, meseleyi farklı yöne çeker. Çekemesinler. Biz de bu ifadelere tarihe not düşmüş olalım.

**

Kandıra’da Roman vatandaşlar Akdurak Tekkeli ile Akçakaya Eğitim Sokak mevkiinde yaşıyor.

Uzun zamandan bu yana Roman vatandaşların yaşadığı yer; ilçenin gündemi.

Bir yaşam alanı oluşturulmak isteniyor.

Hatta Roman vatandaşlarımızın yaşadığı tüm bölge kamulaştırıldı.

Onlar için bir konut projesi de hazırlandı. Ancak kamulaşan yere yapılmak istenmiyor. Başka bir bölge isteniyor.

İlk olarak Akdurak Merkez Mahallesi mevkiine bir konut projesi çalışılmış.

Ancak karar değiştirilmiş.

Yeni konut projesi Akdurak Mahallesi Kışla Köyü mevkiine taşınmış.

Konut yapılacak alan için kamulaştırma kararı çıkacak sanırım.

Ancak bildiğim kadarıyla mahalle muhtarı dahil, hiç kimsenin bilgisi olmadan konut projesi Kışla Köyü mevkiine kaydırılmış ve projesi hazırlanmış. İşte sıkıntı tam da burada başlıyor.

**

İlgili konut projesinin yaklaşık 180 dönüm kadar bir alana yapılması öngörülüyor. Sanıyorum ki bir kısmı, devlet arazisi.

Ancak belirlenen alanın içinde 86 ayrı tapu var, şahıslara ait.

Bölgede yapılması planlanan konut projesinin 40’ının fındık bahçesi olduğunu anlatıyor bölgedeki sakinler.

Yine köylünün yaşam alanı kısıtlanmış, geçinmek için ekip biçtiği tarlası da kamulaştırma vesilesi ile elinden alınmış olacak.

Fındıklıkların olduğu bölgeden Kanlıdere isminde bir dere de akıyor.

Taşma falan yapıyor mu bilemem, konutlar için bir risk oluşturur mu? Onu da bilemem. İşin uzmanları inceleyecektir elbet.

Yine bölge sakinlerinin iddiasına göre Kandıra İlçe Tarım Müdürlüğü, ilgili alanın köylüye ait tarım arazisi ve fındık bahçesi olduğuna dair bir raporu var. Ancak ben raporu görmedim.

**

Burada köylünün şikayetlerini özetleyecek olursak şunları ifade edelim, işin bir diğer boyutuna geçelim.

-Yine bölgemize bir proje yapılacak, topraklarımız gidecek, kamulaştırma yapılacak, bize bilgi veren yok.

-Ektiğimiz araziler bizim geçim kaynağımız. Parayı aldık, harcadık bitti. Ya sonra? Biz hayatımızdan vazgeçmek zorunda mıyız?

-Konuyu, “Romanları istemiyorlar” demeye getirenler var. Bizi romanlarla karşı karşıya getirmeye çalışanlar var. Hayır, itiraz ediyoruz. Romanlara değil, topraklarımızın elinden alınmasına itiraz ediyoruz!

-Roman kardeşlerimize yapılacak konutlar için kamulaştırma yapıldı. Neden yerinde dönüşüm yapılmıyor da bizim tapulu, ekip biçtiğimiz topraklar elimizden alınıyor?

**

İşi yapacaklar da diyor ki;

-İmarı olan yeri mi yoksa tarım arazisini mi kamulaştırmak daha rantabıl? Biz Kandıra’nın geleceğini şekillendirmek, ilçeye bir vizyon katmak istiyoruz.

-Romanların yaşadığı yerle ilgili yapılan kamulaştırma, yine Kandıra’nın vizyonuna hizmet edecek yeni bir proje ile taçlanacak. Kendimiz için yapmıyoruz!

-Kandıra turizm bölgesi olsun istiyoruz. Yine turizm bölgesi olması için çeşitli kamulaştırmalar olacak. Hem olsun istiyoruz, hem de bana dokunmayın diyoruz. Nasıl olacak?

Bunlar da savunmanın görüşleri. Takdir sizin. Bir şey daha ekleyeceğim…

**

“Akdurak Mahallesindeki kentsel dönüşüm projesi için süreç başladı ancak nihai bir karar yok. İlgili kurumlardan görüşler istenecek. Bölgenin vazgeçilemez bir tarım alanı statüsünde olduğu ifade edilirse proje için başka yer aranacak.” diyorlar.

Sanıyorum ki; bölge vatandaşları itiraz dilekçeleriyle ilgili bir hazırlık yapmış, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teslim ederek de bir görüşme talep etmişler.

İzleyeceğiz…

Aşağıda gördüğünüz fotoğraf ise projenin uygulama alanı:

Vapurlara ring sefer koysak?

Kocaeli Gazetesi’nden sevgili kardeşim Cihat Polat, son günlerde çok güzel analiz-haber-öneri tadında içerikler yayınlıyor. Köşe yazısı ile haber karışımı içerikler. Açıkçası keyifle okuyorum. Devamını getirir inşallah.

“Kullanın artık deniz yolunu, Kocaeli İç Anadoluda mı?” başlıklı yazısını da dikkatlice okudum.

Merak edenler, ilgisi olanlar lütfen girip okusun.

Kendisine ufak bir ek yapmak istiyorum.

Deniz ulaşımı halihazırda seçenek olamıyor kentimiz için. Bu üzerine düşünülmesi gereken bir mesele.

Ben yazıyı okuyunca şunu düşündüm:

İzmit’ten halkan deniz otobüsleri Kavaklı, Değirmendere, Karamürsel’e geliyor ya örneğin…

Aslında 41Ç gibi ring seferler koyulsa, vapurun yanacağı saatlerde ilçe merkezlerine ulaşım sağlansa, saatte bir, iki saatte bir sefer olsa mesela…

Sanki mevcut haline göre deniz ulaşımı çok daha kullanışlı olur gibi?

Kocaeli’de, imkanlarımıza rağmen kısıtlı bir şekilde kullandığımız deniz ulaşım konu başlığını yeniden kamuoyunun tartışmasına açan, bizi de bunun üzerine düşündüren Cihat Polat’a teşekkür ediyorum. Eline sağlık…

Düşünsenize bir…

Güney Kore’de, Kuzey Kore ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle muhalefet temsilcileriyle ilgili tutuklamalar başlatmışlar. Tam olarak işin özünü bilemiyorum tabi ki.

Ancak!!!

Düşünsenize bir yahu…

Güney Kore’de terör örgütüyle iş tutan bir muhalefet varmış…

Ne yaparlardı acaba?

Üçü de anlam ifade etmiyorsa Merry Christmas efendim!

Gazze’yi, Filistin’i üç yönden ele alabiliriz. Gönlünüze hangisi uyuyorsa.

Birincisi, insani.

Vahşet var. Kelimeler anlatamayacağımız bir vahşet. Hani izliyoruz televizyonlarda, sosyal medyada falan. Bir dizi gibi. Üzülüyor ve geçiyoruz.

Gördüğümüz görüntülerin gerçekliğinin ne kadar farkındayız acaba?

İkincisi, milli.

İşte bununla ilgili çalışma yapan kıymetli isimler var. Bende onların çalışmalarını inceliyorum. Daha kapsamlı bilgiler edindikçe Filistin’in neden milli bir mesele olduğunu daha altı dolu bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Üçüncüsü İslami. Belki de birincisi İslami idi. Bunun altını doldurmaya gerek yok sanırım? Hadsizlik olur.

Bu üç konu başlığı da sizin için bir şey ifade etmiyorsa, Merry Christmas efendim! Hediyemi beklerim!!!!!!

İpucu

“Bu düzen değişmez, bu dünya düzelmez, bu sistem yenilmez!” diyerek etrafa mutsuzluk ve çaresizlik saçmayın. Hiçbir şey yapamıyorsanız, susun. Herkes yaşadığı hayat kadar insana dokunur. Ben 5, sen 10, öbürü 100. Sızlanmak vicdanını rahatlatıyorsa, buyur meydan senin. Ama günlüğüne yaz, lütfen konuşma. Amacın ümitsizlik tohumlamaksa, iyi uykular sana zalim koynunda.