Kendi görse kendine ağlardı

Dün öğlen saatlerinde telefonum çaldı, bilmediğim bir numara. Açamadım. Müsait olunca geri döndüm, telefonun ucunda tanımadığım bir ses,

“Furkan bey, merhaba. Ben Oral, Remzi Özkan’ın oğlu. Babamla olan ilişkinizi biliyorum, sizi severdi. Bu akşam Yahyakaptan Amfi Tiyatroda kendisi için bir anma programı düzenleyeceğiz Bizimle birlikte olursan çok seviniriz.”

Remzi abinin vefatı nedeniyle yapılacak anma programından haberdardım. Ancak Oral kardeşimizin beni aramasını pek ummuyordum. Hem mutlu oldum, hem hüzünlendim.

Akşam saat 20:00 gibi oradaydım.

Kimler yoktu ki Remzi abinin anma töreninde?

Eski Dışişleri Bakanı ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Eski Devlet Bakanı Önay Alpago, CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, CHP Kocaeli İl Yönetimi, CHP Kocaeli Milletvekilleri Prof. Dr. Muhip Kanko ve Nail Çiler, CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Darcan, CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Keramettin Gençtürk, Remzi Özkan’ın adını bilmediğim onlarca yol arkadaşı, meclis üyeleri, ilçe yöneticileri.

En önemlisi de...

Yahyakaptanlılar... Anma alanına giderken de dönerken de yakalarına Remzi ağabeyin fotoğrafını iliştirmiş tanımadığım çok yüz gördüm.

Remzi abi ateşli adamdı, onu sinirlendirmek çok kolaydı.

Herkesin bildiği gibi hassas noktası CHP ve Fenerbahçe’ydi.

Sohbet yelpazesi geniş, kültürlü, nükteli, bazen sevecen bazen de hiddetli.

Onu tanımlamak için birçok sıfat kullanabiliriz ancak en önemlisi, benim tanıdığım Remzi Özkan net adamdı.

Mesele dün Muhip Kanko şöyle bir şey söyledi programda:

“Ne zaman bir il bir ilçe kongresi olsa Remzi Özkan her zaman taraf olur, net olur, açık açık da konuşurdu.”

Siyasette Remzi Özkan gibi duruşu olanlar çok gol yer.

Sinsice işlerini yürütenler çok daha iyi makamlara gelebilirler. Vardır bunun örnekleri.

Ama benim sevdiğim duruş, Remzi Özkanvari bir duruştu.

Savunduğunu savunur.

Zaman geçer, savunmadığı birini savunmuşsa da sizi ikna edecek gerekçelerini açık açık anlatmaktan çekinmezdi.

Hayat dümdüz çizilmiş bir çizgi değil. İnişleri çıkışları olur, olacaktır.

Ama hayatın her anında dik olabilmek her kişi değil, er kişi işidir.

Remzi Özkan da öyle bir er kişiydi işte.

Remzi abi aynı zamanda duygusal bir adamdı, iniş çıkışları da ondandı.

Dün akşam arkasında bıraktıklarını kendini öyle hüzünlü bir gülümsemeyle andığını görse inanın kendisi de kendine ağlardı.

Allah rahmetiyle muamele etsin...

Köylünün aldığı arsayı satacağına...

Şimdi biliyorsunuz, iktidarın da muhalefetin de yandaş gazeteleri, TV’leri var.

İkisini de karşı olduğumun altını çizerek meseleye geçeyim.

T24, muhalefetin yandaşı bir kanal ve şöyle bir başlık atmış:

“AKP'li belediye, vergi borcuna karşı iki camiyi satma kararı aldı!”

Aslında haberi olduğu gibi özetleyen cümleler ise şunlar:

“Bayrampaşa Belediye Meclisi’nin temmuz oturumunda Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’nün teklifi görüşüldü. Teklifte, belediye ile belediye şirketi Baypaş'ın toplam 90 milyon 817 bin TL’lik vergi borcu olduğu bildirildi.

Bu borca karşılık mülkiyeti belediyeye ait olan iki taşınmazın, Hazine'ye devredileceği ve vergi borcunun silineceği kaydedildi. Ancak, AKP’li belediyenin borcuna karşılık devredeceği iki taşınmaz, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre cami olarak kullanılıyor.”

Mahsuplaşma, belediyeler için borç kapatma adına pratik bir yöntem.

Tabi bir üzerinde cami bulunan iki arsa ve mülk üzerinden mahsuplaşma bana da biraz tuhaf gelse de, belediye asla para kazanamayacağı iki cami ve mülk üzerinden 91 Milyon TL borç kapatmış.

Vallahi güzel yöntem.

CHP’li İzmit Belediye Meclis üyelerine sesleniyorum.

Siz de böyle teklifler yapın.

Sonuçta cami, cami olarak kalıyor. Tapusu başka bir devlet kurumuna geçiyor.

Namaz aynı, hoca aynı, cemaat aynı, mekan aynı...

En azından köylünün arasında para toplayıp köy tüzel kişiliklerine kazandırdıkları arsaları satmaya yeltenmekten daha şık hareket.

Hem o zaman, “Bakın AK Parti’ye yapıyorlar, bize yapmıyorlar” deme fırsatını bir kez daha elinize geçirirsiniz.

He, ne dersiniz?

İpucu

Düşmanı bildiğiniz kadar kendinizi de biliyorsanız, zafer konusunda şüpheniz olmasın.

Sun Tzu

SON DAKİKA HABERLERİ

Furkan Çalışkan Diğer Yazıları