Kısa kısa

Bir süredir köşe yazılarımı aksatıyorum. Bu durum beni hayli mutsuz ediyor. Biraz nişanlılık süreci, biraz seçim süreci, biraz Ramazan derken… Ama düzelteceğim. Bugünkü köşe yazımda da aklımdaki notları kısa kısa aktarmak istiyorum.

AK Parti için üçer ilçe

AK Parti’nin en rahat olduğu ilçeleri soruyorlar, Gölcük, Gebze ve Darıca diyorum.

(CHP’li İzmit dışında) AK Parti’nin en sıkıntılı olduğu ilçeleri soruyorlar, Derince, Karamürsel ve Dilovası diyorum.

Yalnız bırakılıyor

CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Atasoy Bilgin geçtiğimiz günlerde ziyaretime geldi. Yaklaşık 2 saat boyunca sohbet ettik.

Samimiyetle anlattıklarını diledim, kendimce öneriler yaptım, eleştirilerde bulundum.

Daha önce de vurgu yaptığım gibi.

Atasoy Bilgin’in CHP’liler tarafından yalnız bırakıldığını düşünüyorum.

Ve bu düşüncem kolay kolay değişmeyecek.

Kendisi bir yokluk içinde yarışmaya, alternatif olmaya çalışıyor.

Adaylığım açıklandığımdan bu yana yüzde 11 oyumu arttırdım diyor.

Siyaset üretmeye çalışıyor. Bir mücadele veriyor.

Daha çok desteklenmesi lazım.

DEVA’nın genç adayı

Deva Partisi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İsmail Ensar Baturman ile hafta başında keyifli bir canlı yayın söyleşisi gerçekleştirdik.

Hayallerini, projelerini dinledim.

Henüz 1991 doğumlu olmasına rağmen, hitabetine hayran kaldım.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı eleştirirken ki cümle mühendisliğine bayıldım.

Gölcük’ten Derince’ye, İzmit Körfezi’nin üzerinden, denizin üzerinde hiç ayak olmayacak şekilde 2 kilometresi geçecek teleferik projesini inandırıcı bulmamıştım.

Benzerinin, hatta 1 kilometre daha uzununun Kanada’da yapıldığını söyledi.

Deva Partisi’nin proje ekibi hazırlamış bu vaadi. Dinleyince, iyice hoşuma gitti.

Neden olmasın ki diye hayıflandım.

Ez cümle, İsmail Ensar Baturman kent siyasetinde ciddi bir aktör olacak.

Daha çok genç. Göreceksiniz, ismini daha çok duyacağız.

Bahsi her zaman büyütmek gerek

İyi Parti İzmit Belediye Başkan Adayı Mehmet Kamil Şirin, kıymetli bir isim. Saygın bir siyasetçi.

İzmit’te de beklenenden daha yüksek bir oy alacağını düşünüyorum.

Lakin…

Sayın Şirin, proje tanıtım toplantısında şöyle bir ifade kullanmıştı:

“Kazanma ihtimalimiz az gözüküyor.”

Siyasette bazen kıyıdan baktığınızda ufukta gördüğünüz şeyi doğrudan söylemeniz size eksi yazar. Olmaz, tutmaz.

Kamil Şirin dün akşam Nokta TV’deki Seçime Doğru programında Ruhittin Sönmez’in konuğu oldu.

Sayın Şirin hatasını fark etti ki bu programda iddialı bir çıkış yaparak, “Yüzde 26 oy alarak İzmit’i kazanacağım” dedi.

İşte budur Sayın Şirin.

Bahsi her zaman büyütmek gerekir.

Siz bahsi küçültürseniz, size oy verecek seçmen dahi elini sizden geri çekebilir.

Hatırlamıyorum

Ya aslında yazıya başlarken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili aklımda çok önemli notlar vardı.

Ama inanın şu an…

Hatırlamıyorum !!!

Tansiyonum yükseldi

Türkiye 8 Şubat'ta imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması ile Hint Okyanusu ve Kızıldeniz'e açılan Aden Körfezi üzerindeki Somali'de kilit oyuncu konumuna yükseldi. Türkiye ile Somali arasında 8 Şubat'ta savunma ve güvenlik konularını da içeren bir anlaşma imzalanmıştı.

Türkiye bu anlaşma ile Afrika boynuzunda stratejik, kilit bir oyuncu oldu. Yer altı kaynakları arayacağız ve yüzde 30’ü bizim ülkemizin olacak.

Türkiye’nin bu hamlesinden rahatsız olan iki ülke kendini hemen belli etti. İngiltere ve Fransa.

Fakat tansiyonumu yükselten açıklama CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel’den geldi.

Daha önce “Libya’da ne işimiz var?” diye soran CHP’nin üst yönetimi şimdi de, “Somali’de ne işimiz var?” siyaset üretiyor.

Ne diyelim, Allah feraset versin.

Dünyayı anlamadan önümüzü göremeyiz

Adım adım 3. Dünya Savaşı’na ilerliyoruz.

1 yıl, 2 yıl, 3 yıl bilemem. Ama tüm hazırlıklar bir savaşın eşiğinde olduğumuzu gösteriyor.

Bu nedenle tüm siyasi partiler siyasetlerini şekillendirirken, dünyanın içinde bulunduğu durumu, küresel dengeleri, dünyanın sürüklendiği cendereyi görüp, ona göre politikalar üretmesi ve halkı bu şekilde konsolide etmesi gerekiyor.

Bizim siyasetçilerimiz dünyanın içinde bulunduğu boğucu ortamı umursamıyor.

Ama inanın ki, vatandaş bunun çok farkında.

Ve insanların beklentisi şu: Sürekli eleştiri yapma kardeşim, yol göster, yön göster. Hamaset yapma, siyaset yapma. Gerçeği konuş. Papağan gibi tekrarlama, bilgilendir.

Futbolun selası

Türkiye’de futbol denilen spor bitti.

3 Temmuz 2011 tarihinde FETÖ’nün Fenerbahçe’ye yaptığı darbe neticesinde en derinlere nefret tohumları ekildi.

O tohumlar aradan geçen 13 yılda inanılmaz derecede büyüdü.

Bunu nefret tohumlarının serpilmesini başta Galatasaray yönetimi olmak üzere çeşitli isimler destekledi.

Trabzonspor taraftarları, FETÖ’nün kumpasına inandırıldı. Hala da aynı noktadalar.

Ve geçtiğimiz pazar günü tüm dünyaya Türkiye’de futbolun ne kadar rezil bir hale geldiğini bir kez daha gösterdik.

Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında özel güvenlik dışında adam akıllı polis olmamasına mı yanayım, sahaya elinde kelebekle atlayan futbol teröristine mi yanayım, korner direğinin sivri ucu ile futbolculara saldırmaya çalışanlara mı yanayım, Trabzon’daki aynı sevinci sezonun ilk yarısında Kadıköy’de yapıp, benzeri Trabzon’da yapıldığı zaman, “Burası Trabzon yaptırmayız” bakış açısındaki kibre mi yanayım, ölümle burun buruna gelen futbolcular varken, futbolcuların salladığı yumrukların ya da tribünlere yapılan bir el hareketinin daha çok gündem yapılmasına mı yanayım bilemedim.

Zaten uzun yıllardan bu yana taraftarı olduğum Fenerbahçe’nin maçlarını bile pek seyretmiyorum. İlgim yok. Futbol rezil rüsva bir halde.

Başta TFF Başkanı, başçıban Mehmet Büyükekçi olmak üzere futbolun selasını okutan herkese teşekkür ediyorum.

En güzeli halı saha maçları sevgili okurlar.

Ben her cuma 11-12 arkadaşlarımla halı sahadayım. Size de tavsiye ederim.

İpucu

Meşe gölgesinde filiz açan yosunlar belli bir süre sonra kendini meşe sanmaya başlıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Furkan Çalışkan Diğer Yazıları