Minelkadim Kocaeli: Osmanlı’nın meşhurları ve Şamanların Başiskele adresi
Gündem aslında dopdolu. Bana göre yazmam gereken, kent siyasetine dair dolu konu var.
Ancak söyledik bir kere… Pazar günleri Minelkadim Kocaeli’yi yazacağız.
Kocaeli Ansiklopedisi’nde o kadar çok bilgi var ki…
Zorluk, konu seçmekte.
Tekrar bu eseri Kocaeli’ye kazandıran tüm paydaşlara teşekkürlerimi sunuyor ve başlıyorum.
**
SİCİL- OSMANİ ESERİNDEKİ KOCAELİLİLER
Sicil-i Osman’i, yakın dönem Osmanlı Devleti için son derece önemli bir kaynak.
Bir biyograf ve vakavünis olarak çalışmış Mehmed Süreyya’nın nesillere aktardığı önemli bir eseri. Ceridei Havadis gazetesindeki iş hayatı nedeniyle meslektaşımız da diyebileceğimiz Mehmed Süreyya, Devlet-i Aliyye’nin devlet adamlarının tayin, azil ve ölüm tarihi gibi bilgileri bugünlere kadar aktarmış.
Ayırca Osmanlı hânedanının erkek ve kadın bütün fertlerinden bahsedilmiş, ardından özel isimlere ve ölüm tarihlerine göre alfabetik olarak yüksek rütbeli devlet görevlileri, tarikat şeyhleri, âlimler, tarihçiler, coğrafyacılar, kurralar, hattatlar, mühendisler ve matematikçilerle diğer şahsiyetlere ait 20.000 civarında biyografi sıralanmıştır.
Mehmet Süreyya 1909’da göçmüş masal diyarından. Mekanı cennet olsun.
Bir dipnot verelim: Ben Kocaeli Ansiklopedisi’ndeki bilgilere baktıktan sonra, Sicil-i Osmani eseriyle ilgili Vikipedi’de eserle ilgili verilen bilgilerin eksik ve hatalı olduğunu gördüm. Bilginiz olsun.
Gelelim bu kitaptaki Kocaelilere…
Buyurun…
**
Abdullah Efendi: İzmitli Müderris. 1851’de Ayıntab, 1858’de Erzurum, 1864’te Bosna mollası olarak görev yapmış.
Ahmed Ağa: Seyyid Ahmet Ağa, İzmit. Beyoğlu Mevlevihanesi’nde defn edilen Muhasib-i Şehr-i Yari Seyyid Ahmet Ağa olarak anılır imiş. Musiki alanında dönemin en şöhretli isimlerinden.
Ahmet Efendi (Kara Yahya-zade) İzmitlii Müderris. 1691’de göçmüş masal diyarından.
Uryani Ali Efendi: İzmit’te Lokmanlar karyeli imiş. Bağdat’ta eğitim almış ve Bursa’da Sultan Müderrisi olarak görev yapmış. Padişahlara, şehzadelere ders anlatmış yani…
Kıpti Ali Paşa: İzmitli imiş. Belgrad, Temaşar, Sivas ve Silistre’ye vali olmul. Eğriboz’un Muhafızı, 1720’de göçmüş ve yalan dünyadan.
Aziz Ahmed Paşa: İlim insanı, Trabzon, Hüdavendihar ve İzmit valiliği görevlerinde bulunmuş.
**
Emin Mehmed Efendi: (İmam Mahmudzade) Gebzeli, müderris. Maraş ve Bağdat mollası olarak görev yapmış.
Halil Efendi: (Kaba) İzmitli. 1683’te Yenişehir Kadısı devamında Mekke Mollası, 1702’de İstanbul Payesi, 1704’te İstanbul Kadısı olarak görev yapmış. Neden bu bu bilgiyi vermişler bilemiyorum ancak, şişman bir zat imiş.
Halil Paşa: İzmitli, 1807’ede Yeniçeri Ağası olmuş. 1810’da Maelvezaret Kaymakam-i Sadr-ı Ali olmuş. 1812’de Varna Muhafızı olarak son görevini yerine getirmiş.
**
Hamza Dede: İzmit’te, Göynüklü imiş. Emir Şeyhi Lütfullah Efendi halifesi olup, 1602’de fevt olmuş. Fevt olmak, ölmek imiş. Bu yazıyı hazırlarken öğrendim.
Hasib Efendi (İlyaszade) İzmitli. 1836’da Üsküdar Payesi olmuş, devamında ise vefat etmiş.
Mehmed Efendi: (Hekim Çelebi) Seyid Ahmed oğlu, İzmitli. Bade’t tahsil Nakşibendi olmuş. 1567’deki vefatının ardından Nakşibenzade şeyh olmuş.
Mehmed Paşa: Kandıralı. Dönemin şöfretli ve nüfuzlu isimlerindenmiş. 1813’te Çorum Sancağı kendisine verilmiş. Ondan önce de Bil-İstihdam Rumali Payesi olarak görev yapmış.
Muhyiddin Mehmet Efendi: İzmitli imiş. Suktan Beyazıd Han’ın hekimbaşı olmuş.
Muslihiddin Efendi: Kocaelili imiş. 1583’te ebediyete göçmüş. Dönemin ileri gelen müderrislerinden imiş.
Mustafa Bey: Gebzeli imiş. Sıdki Mehmet Efendi’nin damadı imiş. 1854’te vefat etmiş.
Ramazan Efendi: Kocaelili. Konya ve Kefe mollası olarak görev yapmış. 1630’de ebediyete göçmüş.
Sicil-i Osmani’deki bu bilgileri derleyerek istifademize sunan İbrahim Şirin’e teşekkür ederim.
PARSIK MAĞARASI
Parsık Mağarası… Oldukça kıymetli bir bölge aslında, tarihi açıdan da turistik açıdan da.
Parsık Mağarası, Kazandere ve Aksığın mahallalerinin olduğu bölgede yer alıyor.
Konuyu Kocaeli Ansiklopedisi’ne taşıyan Sayın Emin Öztürk, bir köşe yazısında Parsık Mağarası’ndan özel olarak da bahsetmiş.
Sevgili Emin Öztürk yazısında şu ifadelere yer vermiş, bir miktar kısaltarak size aktarıyorum:
“Kazandere mahalleleri arasında bulunan Parsık Mağarası, son yapılan araştırmalarda dikkat çekici bir keşfe sahne oldu ve burada 371 farklı bakteri türü tespit edildi.
**
Bu gizemli mağara, Şamanistlerin ayinlerini gerçekleştirdikleri bir merasim alanına dönüşmüş durumda.
Bunu ben söylemiyorum, o civarda yaşayanlar söylüyor.
Uzunluğu yaklaşık 900 metre olan mağarada sarkıt, dikit, sütun ve soğan şeklindeki damlataşları görülebiliyor.
Fakat civardaki köylülerin iddiasına göre ne yazık ki bazı kişiler tarafından bu sarkıtların bir kısmı, akvaryum işi yapanlara süs malzemesi olarak satılarak talan edilmiş.
**
Fosil bir girişle başlayan mağaranın giriş kısmı yaklaşık 1.90 cm yüksekliğe sahip ve 5 metre ilerleyince yükseklik bir metreye, ilerleyen kısımlarda ise 80 cm’ye kadar düşüyor.
Mağarada küçük şelale şeklinde akan bir su kaynağı da bulunuyor.
Yaklaşık 200 metreden sonra mağara içindeki yol iki kola ayrılıyor.
Mağaranın dip kısımlarda ise birçok kola rastlamak mümkün.
**
Mağara içinin Temmuz ayı sıcaklığı -3 ile -7 derece arasında değişiyor.
Mağaraya girmek isteyen ziyaretçilerin mağaracılık eğitimi almış olması ya da tecrübeli bir rehber eşliğinde tam teçhizatlı olmasında fayda var.
Ben de tabela dikmek ve çekim yapmak için bu mağaraya pek çok kez girdim.
Hatta birkaç yıl önce Temmuz ayında çekim yapmak için İHA muhabiri Cihan Atik ile girdiğimizde mağara içi sıcaklığı – 7 civarıydı.
Cihan Bey çekimden sonra 10 gün hasta yattı.”
Sevgili Emin Öztürk’e hem Kocaeli Ansiklopedisi’ndeki bilgileri, hem de En Kocaeli Gazetesi’nde yazdığı köşe yazısındaki kıymetli araştırmaları için teşekkür ediyorum.
**
Evet, böyle işte dostlar.
Minelkadim Kocaeli’de, bu eşsiz kenti keşfetmeye devam edeceğiz.
İnşallah sevmişsinizdir.
Allah’a emanet, görüşmek üzere…
İpucu
Öğretmenlik, alelade bir meslek değil. Herkes yapmamalı. Öğretmen, bir sınavdan yüksek aldı diye, öğretmen olmamalı. Öğretmenlik, peygamberlik mesleği. Öğretmenin, maddi ve manevi yeterliliği, insani değerlerle ilgili bütünlüğü de dikkate alınmalı. Öğretmen, dert sahibi olmalı.
Öğretmen gibi öğretmen olan tüm öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum…