Sendika başkanı sözleşmeyi bırakıp tatile mi gitti?
Belediye İş Sendikasının bu kentte örgütlü olduğu iki belediye vardı.
Bunlardan biri Kartepe Belediyesiydi.
Belediye İş Sendikasının bu kentte örgütlü olduğu iki belediye vardı.
Bunlardan biri Kartepe Belediyesiydi.
Ancak Kartepe Belediyesinde Belediye İş Sendikası yetkiyi kaybetti.
Kartepe, Hizmet İş Sendikasına geçti.
Bir sendika için örgütlü olduğu belediyeyi, hele ki belediyede yönetim değişmeden kaybetmek büyük eksi demek.
Belediye İş Sendikasının elinde tek bir belediye kaldı.
O da Körfez Belediyesi.
Körfez Belediyesi koridorlarında işçiler arasında son derece dikkat çeken iddialar dolaşıyordu.
Belediye İş'e bağlı Körfezli çalışanlar, gözlerini yeni sözleşmeye dikti.
Alacakları zammı düşünen işçiler; kulaktan kulağa Belediye İş Şube Başkanı Ertuğrul Çınar ve kendisine yakın olan bazı isimlerin geçtiğimiz hafta tatil için sendikaya ait bir otele gittiğini konuşmaya başladı.
İddialara göre Başkan Çınar, "İş yeri temsilcileri ile TİS taslağını görüşeceğim" dediği ve iş yeri temsilcilerinden sadece kendisine yakın isimleri götürdüğü, hatta sadece Zabıta Müdürlüğünden 10 personelin bu 'tatil'e götürüldüğü iddia edildi.
Bana ulaşarak bu konuyu aktaran işçiler, "Bunlar ellerindeki 2 belediyeden birini kaybetti. Kartepe'yi kaybeden zihniyet şimdi Körfez'i de mi kaybetmek istiyor?" diyerek şikayetlerini tamamladı.
Ben de telefonu kaldırdım, Ertuğrul Çınar'a ulaştım.
Başkana, "Uygunsanız bir konuyu görüşmek istiyorum" dedim.
"Şu an seminerdeyim, konuşamayacağım" dedi. Ben de tam onunla ilgili olduğunu ifade ederek yukarıda söylediğim iddiaları kendisine sordum.
Ertuğrul Çınar kendini şöyle savundu:
"Ne tatili? Öyle bir şey yok. Kışın tatile mi gidilir? Biz burada 80 kişiyiz. Toplu iş sözleşmesi süreciyle ilgili görüşmeler yapıyoruz. Sözleşme görüşmeleri başlayana kadar biraz zamanımız vardı, buraya geldik ve değerlendiriyoruz. Ne zaman böyle bir etkinlik olsa, 'Başkan kendine yakın adamları götürüyor' söylentisi hep çıkıyor. Bizi aşağı çekmek isteyen birileri var. Ama biz bunları duymuyoruz. İşçilerimiz için en iyi sözleşmeyi yapmak için mücadele edeceğiz."
İddialar bunlar, cevaplar da bu şekilde.
Benim ne düşündüğüme gelince...
Toplu sözleşmeye bir hafta kala TİS süreciyle ilgili değerlendirmeyi il dışında bir otelde yapmak ne kadar mantıklı?
Bana göre bu bir soru işareti.
Ben sendika başkanı olsam, bu süreyi örgütlü olduğum şehirde geçirmeyi tercih ederim.
Kendi üyemle toplantılarımı sıklaştırırım.
Ne bileyim, burada kalırdım yani. Gitmezdim.
Hem de böyle dedikoduların çıkmasına meydan bırakmazdım.
Tercih meselesi...
Menfaatsizler!
Nokta Gazetesinin dün akşamki haberi ses getirdi.
Biz il başkanları masasını dağıldı biliyorduk, meğer masanın kurucuları bu masayı dağıtmamış.
Yaklaşık 2 yıldır AK Parti İl eski Başkanı Şemsettin Ceyhan, CHP İl eski Başkanı Cengiz Sarıbay, MHP İl eski Başkanı Aydın Ünlü, Saadet Partisi GİK üyesi ve dönemin il başkanı Sinan Ejderoğlu, Demokrat Parti İl Başkanı Mustafa Nazlıgül, DSP İl Başkanı Halim Dedeoğlu ve BBP İl eski Başkanı Serhat Duyar, 2 yıldır düzenli olarak kahvaltı programına devam ediyormuş.
Dün haberini yaptık, bugün tek tek masadaki isimleri aradım, önce onları kısa özet geçeyim.
Şemsettin Ceyhan: Sakladığımız bir şey yoktu. Öne çıksın istemedik. Bizim dostluğumuz baki.
Cengiz Sarıbay: Bu toplantıların eleştirilebilecek hiçbir yanı yok. Dostluğumuzu devam ettirmek, farklı görüşlerden de olsak aynı masada oturabilmek bir kazanımdır.
Aydın Ünlü: Bu masa milli bir masa. Masadaki herkes devletinin yanında. Görüşler farklı olsa da kırmızı çizgilerimiz bir.
Sinan Ejderoğlu: Sadece siyasetin konuşulduğu bir masa değil. Görevde olan arkadaşlarımız var, olmayan arkadaşlarımız var. Gizlemedik, kamuoyuna duyurmak istemedik.
Mustafa Nazlıgül: Biz Millet İttifakı il başkanları olarak aynı masa etrafında buluşamadık. Ama bu masa toplantılara devam ediyor. Örnek alınması gerek.
Halim Dedeoğlu: Böyle dostluklar insanın ömrünü uzatıyor. Siyasetin değil dostlukların öne çıktığı bir organizasyon:
Serhat Duyar: Yıllar geçse de bu masanın hala haber değeri var. Demek ki kente bir katkı koymuşuz. Biz bir dostluk masası kurduk. Yıllar geçti, hala görüşmeye devam ediyoruz.
Kısaca söylemler bu şekilde.
6 başkanın söyledikleri benzer şeyler.
Benim en çok dikkatimi çeken açıklama Demokrat Parti İl Başkanı Mustafa Nazlıgül’ün açıklaması oldu.
Nazlıgül, Millet İttifakı paydaşlarına çok ciddi bir mesaj verdi.
“Bak biz aynı görüşten değiliz. Yıllardır aynı masa etrafında oturup istişare yapabiliyoruz. Ben görevde olan bir ismim. Ama ittifak ortaklarımla oturup istişare bile yapamıyorum” diyor Nazlıgül.
Burada diğer partilerin kendine pay çıkarması gereken şeyler var diye düşünüyorum.
Masayla ilgili düşünceme gelince…
Burada iki muhteşem detay var.
Birincisi 2 yılı aşkın süredir bu toplantıların hiç kamuoyuna yansımamış olması.
Hakikaten takdire şayan.
İkincisi ise yıllardır bu 7 ismin aralarındaki diyaloğu ülkenin tüm fırtınalı dönemlerine rağmen devam ettirebilmiş olması.
Hakikaten bir dostluk grubu kurmuşlar.
Halim Dedeoğlu, “Böyle dostluklar insanın ömrünü uzatır” derken ne demek istediğini çok iyi anladım.
Menfaatsiz, çıkarsız bir birliktelik bu.
Menfaatsiz birlikteliklere de siyasette rastlamak pek mümkün olmuyor.
Bu sebeple ben bu 7 ismi alkışlıyorum.
Türkiye siyasetine örnek bu insanlar, var olun.