Tezcan Galvaniz’de büyük saçmalık
Tezcan Galvaniz bu kentin önemli değerlerinden biri.
Sadettin Tezcan’ın sahibi olduğu Tezcan Galvaniz Fabrikasında sac üretimi çelik servis ürünleri üretiliyor.
Tezcan Galvaniz bu kentin önemli değerlerinden biri.
Sadettin Tezcan’ın sahibi olduğu Tezcan Galvaniz Fabrikasında sac üretimi çelik servis ürünleri üretiliyor.
Fabrikada yaklaşık 500, belki 500’den biraz fala insan çalışıyor.
Kent için önemli bir istihdam merkezi.
Bu fabrikada örgütlü sendika ise Öz Çelik-İş Sendikası.
Sendika ile Tezcan Galvaniz Fabrikası arasında ilk toplu iş sözleşmesi bundan iki yıl önce imzalanmış.
Şimdi ise sendika ile işveren arasında ikinci toplu iş sözleşmesi imzalanacak.
Sevgili okurlar hazırsanız, işin saçma kısmına geçiş yapıyoruz.
Sendikalar, fabrikalarda örgütlendikten sonra yeter sayıya ulaşıp Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusunda bulunuyor.
İş yeri statüsündeki yerlerde çalışan sayısının yüzde 40’ı, işletme statüsündeki olan yerlerde çalışan sayısının yüzde 50’si sendika üyesi olduğu zaman fabrika toplu iş sözleşmesi görüşme yapma yetkisini bakanlıktan alıyor.
Tezcan Galvaniz Fabrikasında yetkiyi Öz Çelik İş Sendikası ilk olarak iki yıl önce almış.
İlk toplu iş sözleşme öncesinde Tezcan Galvaniz yönetimi, sendikaya yetki davası açmış.
Tabi Öz Çelik-İş Sendikası, yukarıda belirttiğim iş yeri – işletme ayrımından daha fazla sayıda işçiyi sendika üyesi yaptığı için yetkide sorun yaşamamış.
İşveren tarafı zaten kaybedeceğini bildiği davayı kaybetmiş, iki yıl önce ilk toplu iş sözleşmesi imzalanmış.
Şimdi ise yeni toplu iş sözleşmesi dönemi gelmiş:
Sendika tarafı diyor ki; “Biz yaklaşık 500 işçisi bulunan Tezcan Galvaniz’de 470’ten fazla işçiyi sendika üyesi yaptık. Yetki belgemiz gelmiş. Sayıyla ilgili, işletme türüyle ilgili en ufak bir sıkıntımız yok.”
Ama buna rağmen ne yaşanıyor şu an Tezcan Galvaniz’de?
İşveren sendikaya yine yetki davası açmış.
Sendika üye sayısı belli.
İşletme türü sorunu yok.
Aynı sendikayla iki yıl önce masaya oturmuşsun.
Şimdi masadan kaçmak, kaçmak demeyelim de öyle bir şansı yok...
Süreci geciktirmek için kaybedeceğin davayı yeniden açıyorsun.
Süreci bile isteye uzatıyor, emeğinden para kazandığın işçinin hakkını yiyorsun.
Bu nasıl bir saçmalık benim aklım sırrım ermedi.
Üstelik fabrikanın üst yönetimi sendika yetkililerine, “Siz masaya gelin. Biz Sadettin beyi ikna edeceğiz” diyormuş.
Sendika da diyor ki, “Önce davayı çekin, masada bu işi bitirelim.”
Gereksiz bir dava süreci var ortada.
İşveren boşu boşuna işçiye gerginlik veriyor.
Yahu sen zaten aynı davayı iki yıl önce açmış, kaybetmiş, bu sendikayla toplu iş sözleşmesi imzalamışsın.
Şimdi ne diye mahkeme filmi çeviriyorsun, anlamadım.
Sözleşme görüşmesinin başlamaması sebebiyle Tezcan Galvaniz’de işçiler tepki eylemlerine başladı.
Er ya da geç işveren tarafı masaya tıpış tıpış gelecek.
Gerekirse açtığı davayı kaybedecek, öyle gelecek.
Ama durup düşünüyorum diyorum ki...
Ne gerek var böyle boş muhabbete.
Gel görüş işte.
Ayıp değil mi sırtından geçindiğin işçiye?