Ramazan orucunun hikmetleri

İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayına mahsus olan önemli ibadetlerden ve İslam’ın temel esaslarından birisi de oruçtur. Oruç, Hz. Adem (a.s.)’den beri bütün Peygamberlere ve ümmetlerine farz olan kadim bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında emredilen orucun farziyyeti; kitap, sünnet ve icma ile sabittir.

Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de; “Ey iman edenler, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi; size de oruç farz kılındı. Ta ki günahlardan korunasınız.” (Bakara, 183) buyurmaktadır.

Oruç; ikinci fecirden (fecr-i sadık)yani imsak saatinden itibaren, güneşin batışına kadar(iftar saatine kadar) yemekten, içmekten, şehevi davranışlardan ve orucu bozan diğer şeylerden, Allah Teâlâ’ya kulluk niyetiyle nefsi alıkoymaktır.

Ebu Hureyre (r.a.)’ın bildirdiğine göre Resulullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Allah (c.c.) buyurdu ki: Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir, yalnız oruç hariç. Çünkü o, benim içindir. Onun mükâfatını da ben vereceğim.” “Muhammed (s.a.s.)’i irade ve kudretiyle yaşatan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha iyidir. Oruçlu için ferahlanacağı iki sevinç anı vardır:

1-İftar ettiği zaman (açlıktan kurtulduğu için) sevinir.

2-Rabbine kavuştuğu zaman orucunun sevabıyla (alacağı mükâfattan dolayı) sevinir.” (Tecrid-i Sarih, 6/248)

Yüce Rabbimizin emir ve yasaklarında pek çok hikmetler ve ibretler olduğu gibi, oruç ibadetinde de ahlakî, ictimaî, ruhî ve sıhhî bakımdan önemli pek çok faydalar vardır. Ancak orucun farz kılınmasının asıl hikmeti ise, ilahi emre teslim olmak, kulluk zevkini tatmak, ruhu riya kirlerinden temizleyip ihlâsı kuvvetlendirmek, kendini bizzat ilahi korumaya tevdi etmek için nefisle mücadele etmektir. Zira Cenâb-ı Allah bir hadis-i kutside; “Oruç benim içindir, onun mükâfatını ancak ben veririm” buyurmuştur.

Orucun farziyetini bildiren ayet-i kerimede (Bakara, 183) oruç tutanların Yüce Allah’ın himayesine gireceği müjdelenmektedir. İnsan oruç sayesinde nefsin arzularına hâkim olma melekesi kazanır. Böylece kötü istek ve arzulardan, günah işlemekten sakınır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Oruç kötülüklere ve cehenneme karşı bir kalkan ve bir siperdir” (Fethul Kebir, 2\206) buyurmuştur.

Oruç, namaz gibi hayatı disipline eder, iradeyi en güzel şekilde terbiye eder. Oruç ibadetiyle kalbin pası silinir, ruhun kirleri temizlenir. Oruç, günahlarımızın affına, dualarımızın kabulüne sebeptir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Kim (farziyetine) inanarak ve (karşılığını) yalnız Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları mağfiret olunur.” (Buhari, 3\44)

Oruç insana sıhhat kazandırır. Zira sürekli çalışarak yorulan mide ve diğer hazım organları faaliyetlerini azaltarak dinlenirler. Nitekim Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız” (Tergib Terhim, c.11, s.232)

Bir başka hadiste de Allah Rasûlü: “Her şeyin bir zekatı vardır, vücudun zekatı da oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır” (Tergib Terhib, c.11, s.208) buyurmuştur.

Sevgili Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde orucun faziletlerini bizlere şöyle haber vermiştir: “Oruçlunun sükûtu tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, amellerinin sevabı katmerlidir.” (Ramuzul Ehadis, 308) “Oruçla Kur’an, kıyamet gününde kula şefaat edecektir.” (El Camius Sağir, 2\44)

Nefsimizi yemekten, içmekten ve diğer arzulardan men ettiğimiz gibi, orucumuzun makbul olması için bazı hususlara riayet etmemiz gerekmektedir. Gözümüzü Allah’ın yasak ettiği şeylerden, dilimizi yalan, gıybet ve koğuculuk gibi kötülüklerden korumalıyız. Sevgili peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Bir kimse oruçlu olduğu halde yalanı, dedikoduyu, yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah’ın, onun yemesini, içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.” (Tac, c. 6, s.253) Oruçlu iken her türlü münakaşa ve kavgadan da sakınmalıyız. Nitekim Peygamber (s.a.s.); “Sizden biri oruçlu olduğu günde edebe aykırı bir söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Şayet biri ona kötü söyler veya kendisiyle dövüşürse ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin (ona uymasın). (Tecrid-i Sarih, c.6, s.253) buyurmaktadır.

Ramazan ayının ve orucun sağladığı faydalar göz önüne alınacak olursa oruç, Allah’ın insanlara büyük bir ihsanıdır. Onun için dinen meşru bir mazeret olmadıkça mutlaka oruçlarımızı tutmalıyız, teravih namazlarını kılmalı, hayırlarımızı çok yapmalı, orucun ve Ramazan ayının mükâfatına ve Rabbimizin rızasına ermeliyiz.

SON DAKİKA HABERLERİ

Mehmet Sönmezoğlu Diğer Yazıları