Öğrettiği mi, öğretmen mi?

Belçika, Almanya, Macaristan, İsrail, Japonya, Hollanda, Yeni Zelanda, Portekiz, Romanya, Güney Afrika, İngiltere. Bu ülkelerde geleneksel bir öğretmenler günü kutlanmıyor.

5 ekim 1994 yılından beri UNESCO kapsamında bir çok ülkede öğretmenler günü kutlanıyor. Bazı ülkelerde ise daha eski tarihlere dayanan kutlamalar da bulunmakta.

Ülkemizde Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümünde yani 1981 yılında onun Başöğretmen oluşunun ( 24 kasım 1928 tarihi olması sebebiyle) her yıl ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verilmiş.

24 Kasım'ı Öğretmenler Günü ilan eden devlet başkanı Kenan Evren’dir. İlk 24 Kasım kutlama mesajında; "Sevgili Öğretmenler, 24 Kasımlar sadece Öğretmenler Günü olarak anılmasın, bugün aynı zamanda en büyük öğretmen Atatürk'ün ideallerinin gerçekleşmesi günü de olsun. Ayrıca bugün; birlik, beraberlik ve bütünlük içinde yarının Türk çocuklarının Atatürk'ün özlediği şekilde yetiştirildiklerinin de ant günü olsun. Bu vesile ile hepinize mutlu ve aydınlık yarınlar diler, sevgiler sunarım”

Eğitim ve eğitimde öğretmenin yeri tartışmasızdır. Ancak öğretmenler günü kutlamaları tavandan gelen bir talepten ziyade resmi ilan edilmiş bir gün olması sebebiyle, acaba hakkettiği önemi görüyor mu ?

“Eğitim, kişinin okulda öğrendiği her şeyi unuttuktan sonra geriye kalan şeydir” der Albert Einstein.

Eğitim faaliyeti tek başına öğretmene yüklenemeyeceği gibi, bunu öğretmene yükleyen ebeveynler için de görevden kaçmadır.

Ve "Tüm ciddi eğitim okulla değil, yaşamla elde edilir." der Tolstoy.

Öğretmen şarttır. Olsa olsa milyonda sadece bir kişi bir öğretmenin yardımı olmadan kendi kendine aydınlanır.

Thomas Edison, ampulü icat etti, çok parlak fikirleri varmış değil mi? Ancak, Edison'u hiçbir şey öğrenemeyecek kadar aptal bulan öğretmenleri vardı. İcat ettiği şeyler üzerinde binden fazla patent sahibi olan aynı kişidir Edison.

Charles Darwin, öğretmenleri tarafından vasat bir öğrenci olarak tanımlanmış. Bir dâhi.

Charles Dickens ünlü yazar, okulu bıraktığında 12 yaşındaymış.

Isaac Newton okulda başarısız değilmiş ama ailesi onu okuldan almış. Örgün eğitimi yarım kalmış.

Ünlü Albert Einstein örgün eğitimden hoşlanmıyormuş. Okul döneminde öğretmenleri onun zihinsel engelli olduğunu düşünmüş ve onun için kötü bir öğrenci demişler.

Elbette bunlar istisnai şahıslar. Şartlara meydan okumuş ve çok başarılı olmuşlar. Ama hayatlarının bir yerinde bir öğretmenin şüphesiz etkisi olmuştur.

İnsan kendi eğitimini hatırlarken aklına gelen öğretmenidir. Öğretmenin metodu ya da eğitme şekli değildir. Bu da öğretmenin içimizdeki eşsiz rolünü anlatmaya yeterlidir.

Vasat öğretmen anlatır. Daha İyi öğretmen açıklar. Ondan daha iyisi gösterir. En iyi öğretmen ise ilham verir.

Hayatımızda rolü olan o kadar çok öğretmen var ki. Bazen onlardan birinin size inanması sizin için bir rüyayı gerçeğe çevirir.

Öğretmenlik yılda bir defa anılacak kadar gizli bir yer tutmaz hayatta.

Siz siz olun, hayattaki rolleriniz arasında öğretmenlik de olduğunu unutmayın. Bu işi yaparken de öğrencilerinize ne düşüneceğini değil nasıl düşüneceğini öğretin.

SON DAKİKA HABERLERİ

Nevzat Altun Diğer Yazıları