Şeytana fidye

Aşk en hızlısı gibi görünse de bir anda insanın içini kaplasa da büyümelerin en yavaşıdır. Evlilik için aşk şart.

Âşık oldunuz ya da olmadınız ama bir şekilde evlendiniz. Evlilik para olmadan zor şu günlerde. Samanlık seyran olmuyor her zaman. Bu apayrı bir konu.

Bir kargaşa döneminde yaşıyoruz. Depremler, afetler, siyasi krizler, ekonomik baskılar, toplumsal şiddet ve daha birçok neden. Çoğu şey gibi evlilik ve aile saldırı altında. Boşanma oranları artıyor. Endişelenmek için çok nedenimiz var. Korkularımız umutlarımızın yerini mi alıyor?

İyi ve başarılı bir evliliğin kimine göre basit kimine göre karmaşık ve zahmetli reçeteleri var. Kimi der ki; Evlilikte birçok kez âşık olun ama aynı kişiye âşık olun. Başka birisi; Mutlu bir evlilik, iki iyi affedicinin birliğidir.

“Mutlu bir evlilik yapmak için önemli olan ne kadar uyumlu olduğunuz değil, uyumsuzlukla nasıl başa çıktığınızdır.” İnsanlar çoğunlukla bunu düşünecek durumda değiller. Ya da boşanma aşamasına gelmiş bir ilişki bu tür pembe senaryoları sorgulama zahmeti duymaz.

Kimse boşanmayı planlayarak evlenmez. Boşanma, evliliğe hazırlıklı olmama ya da evlilikteki zorluklarla birlikte mücadele becerilerini öğrenememenin sonucudur.

Evlilik bir sözleşmedir. Karşılıklı söz vermedir. İnsanlar, birbirlerine verdikleri sözleri tutacak karakter, metanet ve kararlılığa sahip olmadan taahhüde girince ne olur? Tabi ki netice malum. Boşanma.

Bir haftayı geçen her evlilikte boşanma sebebi vardır. İşin püf noktası, evliliğin devamı için zemin aramak ve o zemini korumaktadır. Şayet bu püf nokta bulunmazsa ne olacak? İki kişinin boşanmaya karar vermesi, birbirlerini "anlamadıklarının" bir işareti değil, sonunda anlamaya başladıklarının bir işareti olur o zaman.

Bugünlerde boşanma, sanki evliliğin meşru bir çocuğu imiş gibi görülüyor. İnsanlar çok kolay, hızlı ve sonuçları düşünmeden boşanmaya karar veriyor.

Her boşanma, taraflardan birinin veya her ikisinin de bencilliğinin sonucudur. Birisi kendi rahatını, kolaylıklarını, özgürlüklerini, lükslerini veya rahatlığını düşünür. Bazen mutsuz, hoşnutsuz ve bencil bir eşin bitmek bilmeyen iğnelemeleri sonucunda iş çığırından çıkıyor ve fiziksel şiddete dönüşebiliyor.

Bazen insanlar, çok yanlış olan şeyleri yapmakta haklı olduklarını hissedecekleri bir noktaya kadar kışkırtılıyor.

Tıpkı bir flörtün ritmi gibi, bir evliliğin bitişinin de bir ritmi vardır. Ama sadece geriye doğru. Yeniden şans verirsin karşındakine ama suçlamalar başlar. Sonunda ikiniz de yıpranmışsınız, bitkinsiniz, umutsuzsunuz. Bazıları der ki “Bir insanı sevmiyorsun diye boşanmak, sevdiğin için evlenmek kadar aptalca.”

Evliliğiniz ölür ve cesetleri temizlemek için avukatlar çağrılır. “Hukuk sisteminden boşanmayı çözmesini istemek, bir boks koçundan evlilik danışmanımız olmasını istemek gibidir.” Şeriatın kestiği parmak acıyor. Evet bu doğru.

Boşanma, her şeyi paraya çeviren tek insanlık dramıdır. Hatta şöyle bir söz söylenmiş; “eşim (kadın) ağladı ve yargıç benim çek defterimle onun gözyaşlarını sildi.” Bu ve bunun gibi ekonomik sonuçlarına katlanmaya mecbursunuz. Çünkü bir erkek ve karısı arasındaki tek sağlam ve kalıcı barış, şüphesiz ayrılıktır. “Boşanma: diplomatik ilişkilerin yeniden başlaması ve sınırların düzeltilmesidir.”

Boşanma olur da nafaka olmaz mı? “Nafaka- mutlu olanın şeytana ödediği fidyedir” şeklindeki tanım harika. Her şeyi özetliyor.

Ne olursa olsun boşanma acıdır. Bu inkâr edilemez. Maddi ve manevi olarak boşanma acıdır. Boşanma bir organın vücuttan eksilmesi gibidir; hayatta kalırsın ama senden daha az varsındır. Her boşanma küçük bir medeniyetin ölümüdür.

Açıkçası mizah gibi görünse de “Evlilik muhtemelen boşanmanın başlıca nedenidir.” Sözü üzerinde düşünmekte yarar var.

SON DAKİKA HABERLERİ

Nevzat Altun Diğer Yazıları